Aydın Doğan’ın, Yıldırım Akbulut ile dostluğu!

  • GİRİŞ17.04.2021 11:16
  • GÜNCELLEME17.04.2021 11:16

Hayat ne kadar acımasız.

Ne kadar çifte standartlarla dolu..

Gazetelerin birçoğunda bir taziye ilanı..

28 Şubat döneminde, kartel gazetelerinden Doğan grubunun patronu Aydın Doğan vermiş, taziye ilanını. 

Eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut’un vefatı sebebi ile, “mekanı cennet olsun” diye biten taziye ilanına, Aydın Doğan şöyle başlamış:

“Erzincan Lisesi’nde başlayan dostluğumuzun hayat boyunca devam ettiği, ..”

Sonrasında taziye ilanı şöyle devam ediyor:

“Ülkemizin, üstün hizmetlerinde bulunmuş değerli Başbakanlarından ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlarından, İçişleri eski Bakanı, dürüstlük timsali, faziletli, vatansever devlet adamı Yıldırım Akbulut”

Vay canına sayın seyirciler..

Doğan grubu gazete ve televizyonlarında alay edilen, komik duruma düşürülmek istenen, en rezil fıkralarla eğlence figürü haline getirilmek istenilen, en ağır ifadelerle tahkir edilmek istenilen Yıldırım Akbulut’un, aslında Aydın Doğan ile lise çağlarından tanışıklıkları varmış.

Varmış da..

Nasıl olabilmiş de, Aydın Doğan’ın sahipliğini yaptığı gazeteler, televizyonlar, Yıldırım Akbulut’u yerden yere vururken, patron sessiz kalmış?

Sahibi olduğu gazetelerin, köşe yazarlarına, “Bir yanlışlık bulduysanız, yine yazın ama. Benim liseden bu yana tanıştığım birisine, haksız saldırılarda bulunmayın” niye dememiş?

Hangi birinin yaptığı hakareti söyleyeyim.

Fatih Altaylı’nınkileri mi?

Emin Çölaşan’ınkileri mi?

Bekir Coşkun’unkileri mi?

Oktay Ekşi’ninkileri mi?

Manşetten yapılan saygısızlıkları mı?

Karikatür adı altında Bedri Koraman’ın küfürlerini mi?

Hangisinden başlayayım.

Yıldırım beyin hatırına.

Onu rahatsız etmemek için, en hafifini yazayım.

Fatih Altaylı, 1999’da, darbecilere yalakalık yapmak için, Yıldırım Akbulut’u kullanıyor. Cumhurbaşkanı kim olsun tartışmalı sürerken..

Darbeci Çevik Bir’in de, cumhurbaşkanı adayları arasında, bazıları tarafından dillendirildiği ortamda. Altaylı, Yıldırım Akbulut’un dostu Aydın Doğan’ın gazetesinde bakın ne yazıyor:

“Bundan kötüsü Akbulut

...Tabii yine de Yıldırım Akbulut’un cumhurbaşkanı olmasındansa, Çevik Bir’in olmasını tercih ederim. Çevik Paşa öğrenir, Yıldırım Akbulut ise asla!”

Nezaket timsali Yılıdrım bey, bunların yaptıkları hakaretlerin birçoğuna sessiz kalıyor ama.

Yine de ceza davası açtıkları var.

Tazminat davaları var..

Muhteremler hakaret ediyorlar.

Sonra dava açılınca, Yıldırım Akbulut’un liseden tanıdığı Aydın Doğan, o davalara avukat gönderiyor..

“Yıldırım Akbulut’un açtığı dava reddedilmeli” diyor.

Yazarlarını koruyor.

Gazetelerinin sorumlularını koruyor..

Öyle ki..

Avukat görevlendirmesine rağmen..

Medya gücünü kullanmalarına rağmen.

Yıldırım Akbulut’a karşı mahkumiyet alırlarsa..

Tazminatlarını Gazetenin kasasından ödetiyor..

Yıldırım Akbulut vefat edince de, “liseden beri tanıdığım” diye hitap ediyor..

Bu nasıl bir çelişki?

Aydın bey diyecek ki, “Basın özgürdür. Ben patron isem, gazetecilere emir mi verecektim? ‘Yıldırım bey benim dostumdur, onun aleyhine yazı yazmayın’ mı diyecektim?”

Ne kadar masum, ne kadar haklı gibi görünen, ne kadar mantıklı, ne kadar basın özgürlüğüne önem veren bir bakış açısı değil mi?

Bunda bir samimiyet var ise..

O zaman, Aydın Doğan’ın patronluğu sürdüğü dönemde, kendisi aleyhine Hürriyet’te, Milliyet’te, Posta gazetesinde veya televizyonlarında bir tanecik eleştiri içeren haber veya yazı göstersinler?

Niye patronları aleyhine yazmıyorlar da..

Yazamıyorlar da..

Patronunun dostu aleyhine yazabiliyorlar?

Patronunun, dürüstlüğüne, ülke severliğine kefil olduğu bir vatan sevdalısına ağır hakaretlerle saldırabiliyorlar?

Basın özgür ise..

Gazeteciler istedikleri gibi yazabiliyorlarsa..

Patronun, gazeteciler üzerinde bir söz söyleme hakkı ve yetkisi yok ise..

Bırakın, patronları aleyhine de yazsınlar.

Yazsınlar da göreyim, boylarının ölçüsünü..

Şu olur..

Gazete patronları, sütten çıkmış ak kaşık olurlar.

Bu noktada, Aydın Doğan da, “benim neyimi bulmuşlar da yazacaklar ki?” der..

İtirazlarını kabul ederim.

Ama ismini verdiğim yazarların hemen hepsi..

Doğan grubundan ayrıldıkları gün, hemen eski patronlarına saydırmaya başladılar..

Demek ki, Aydın Doğan’ın da, yazılacak aslında çok yanlışları varmış.

Ama..

Gazeteci geçinen bu isimler, yazmamışlar, yazamamışlar.

Ne zamanki, ondan maaş alma ilişkileri bitmiş.

Hemen döktürmeye başlamışlar..

Demek ki, “Basın özgürlüğü” hikaye imiş.

Demek ki, “Patronun yazarlara talimat vermeme iddiaları, en azından ticari işleri olan patronlar açısından bir hayal imiş..

Benim aradığım samimiyet..

Bugün varız, yarın yokuz..

Üç günlük dünyada, kimse, çelişkilere imza atmamalı..

Dürüst bildiği, öyle kabul ettiği dostlarına, küçük hesaplar uğruna, kendi sırtından saldırılmasına onay vermemeli..

Şu veya bu kavramların arkasına saklanarak, “ben ne yapabilirim ki” dememeli..

Yiğit olmalı..

Yürekli olmalı..

Dostlarının onurunu da, kendisinin onurunu koruduğu gibi korumalı..

Yıldırım beye sahip çıkıp, niye Aydın Doğan’ı eleştiriyorsun, diyenler çıkabilir..

Birincisi hemşehrim..

“Hemşehrim” derken, tabii ki şaka yapıyorum.

Hemşehricilik yapmadığımı, okurlarım bilirler..

Onun için benim nezdimde, Yıldırım beyden yana olmamın birinci sebebi, kendisinin “Mazlum” olmasıdır..

O kadar hakarete, saygısızlığa tahammül eden bir devlet adamı olmasıdır..

Ve belki daha önemlisi.

Tüm darbecilerin ortalıkta efelenerek gezdiği dönemlerde, Merve Kavakçı’nın milletvekilliğinin düşürülmek istendiği dönemlerde..

Doğan gazetelerinde de Merve Kavakçı aleyhine pespaye yazıların kaleme alındığı dönemlerde..

Başörtülü bir milletvekiline, Yıldırım Akbuluk, kısmen de olsa, sahip çıkmak istemiştir..

Allah, günahlarını bağışlasın..

Hayattaki yanlış içinde yüzenleri de, ıslah etsin..

Yeniakit

Yorumlar7

  • Emsal 3 yıl önce Şikayet Et
    Ömer Faruk Gergerlipglu
    Cevapla
  • Yerli ve Milli 3 yıl önce Şikayet Et
    Şu aydın doğan tv kanallarını gazetelerini bir silah gibi kullandı, 28 şubat irtica yaygarası omzu kalabalıkların her mikrofunu eline alışta irtica gargarasıyla din düşmanlığı dindar insanlara zulüm bankaların soyulması erbakanı indirip mesut yılmazı getirdiler, fetö gibi itibar suikastları yaptılar bu ülkeye çok zarar verdi, bir vatansever olarak hiç sevmiyorum hatta nefret ediyorum ondan !..
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Mazhar Durmaz 3 yıl önce Şikayet Et
    Ağzına ve kalemine sağlık Ali İhsan. Bey hakikatı yazmışsın Allah razı olsun...
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Hakkı Sakin 3 yıl önce Şikayet Et
    Zalimler hep çift yüzlü...o yüzden zulümleri katmerli...Rabbim bizi zalimlerden eylemesin, sonuçta bu dünya bitecek...
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • misafir_35 3 yıl önce Şikayet Et
    Milleti saf yerine koyan , milletin sırtından geçinen ikiyüzlü yazarlar ve patronları ... çok yerinde bir tespit A.İhsan Bey : Kaleminize güç; yüreğinize, sağlık...
    Cevapla Toplam 9 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat