Çözüm süreci döneminde bu ülkede bakanlık koltuğunda oturan Ali Babacan, bakanlık maaşını da, milletvekili maaşını da haketmediğini ispat eden açıklamaları ile, kendisini rezil etti..

İnsan parti kurdu diye..

İktidardaki partiye muhalif oldu diye..

Gerçekleri böylesine çarpıtabilir mi?

Gerçeklerden habersizmiş gibi, yalanlar söyleyebilir mi?

Dışardan bakanların, “Bu adam da amma cahilmiş.. Çözüm sürecinde ne olmuş, neler olmamış, bir şeyden haberi yok” demelerine sebebiyet verir mi?

Meral Akşener’i anladık.

Bir yandan ülkücü tabana hitap ediyor..

HDP’lileri yerden yere vuruyor..

Ama sonra dönüyor, HDP ile gayri resmi ittifakı içine sindirip, yoluna devam ediyor..

Kemal Kılıçdaroğlu’nu anladık.

Çözüm sürecine ne karşı çıktı.. Ne yanında durdu.. “Aman, bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dedi..

Kenarda durdu..

Ama şimdi, o tarihte PKK’nın silah bırakmasına kefil olan, daha sonra ise Türkiye’ye ihanet eden HDP ile mitingler düzenliyor, ittifakın gayri resmi ortağı olarak bu parti yetkilileri ile buluşmalar gerçekleştiriyor..

Ve geldiğimiz noktada, çözüm sürecinin tüm sorumluluğu, Tayyip Erdoğan’ın sırtına yükleniyor.

Sanki çözüm sürecinden önce ve sonra..

Bu ülkede, Türk Tabipleri Birliği’nden barolara kadar meslek kuruluşları dahil, onlarca sivil toplum kuruluşu, yüzlerce siyasetçi, gazeteci, defalarca “Barış” çağrısı yapmamışlar..

“Kürt sorunu”nun çözülmesini önermemişler..

“Kürt sorunu”nun çözülmesi vesilesi ile de, eski yılların yanlış politikaları sonucu dağa çıkmış olan teröristlere son bir pişmanlık fırsatı verilmesini, sanki onlar dillendirmemişler gibi.. 

Durup dururken..

Tayyip Erdoğan, “Ne yapalım, ne yapalım.. Kimsenin bu yönde bir talebi yok ama.. Biz bir çözüm süreci başlatalım.. Maksat, ortalık biraz karışsın. Kafalar bulansın” demiş gibi..

Çözüm sürecinin tüm faturasını, Tayyip Erdoğan’a çıkartmaya çalışanlar var.

AK Parti dışındakileri anladık da..

Onlar rakip partiyi devirmek için, her yaptığı icraata karşı çıkıyorlar da..

Çözüm süreci döneminde AK Parti içinde olan..

Sadece AK Parti içinde olan da değil..

AK Parti içinde milletvekili olan..

Hatta, bakanlık koltuğunda oturan isimler bile, çözüm süreci üzerinden, yalanlar iftiralar eşliğinde, Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar..

Somut örneği, Deva Partisi’nin Genel Başkanı Ali Babacan..

Söylediği şu:

“Çözüm süreci sayesinde kendisi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, çözüm ortakları hapiste!”

Bu adam, ODTÜ’den mezun olmuş..

Bu ülkenin yıllarca ekonomisi, bu adama emanet edilmiş..

Adam, olayları kavramaktan aciz.

Olayları takip etmekten aciz.

Olayların başında ne olduğunun, sonunda ne yapıldığının farkında değil.

Haydi şanslı adammışsın, piyangodan çıkmış, yıllarca bakanlık yapmışsın..

Dolayısı ile, kimseye çaktırmadan, kenara çekilir oturursun, millet de seni bir adam sanır.

Konuşmazsın, eski yıllarını hatırlayanlar, “Yıllarca bakanlık yaptı” der, seni hayırla yadederler.

En azından aleyhinde bir şey konuşmazlar.

Ama, adam kenara çekilmiyor..

Gözümüzün içine içine, kendisini sokuyor..

“Ben yaptım.. Ben bilirim.. Ben büyüğüm.. Ben.. Ben.. Ben..” diyerek..

En sonunda da..

Tayyip Erdoğan’ı devirmek için, üç eski bakan, beş eski milletvekili, bu adamda bir gelecek görüp, bunun peşine takılmışlar ve yeni bir parti kurmuşlar..

Hayret!..

Ki; ne hayret!..

Şimdi ben bu adama sorsam:

“Tayyip Erdoğan, çözüm süreci sayesinde mi Cumhurbaşkanı oldu?”

Açıkça cevap verebilir mi?

Onun yerine ben anlatayım, olayı..

Yıl 2014.. Çözüm süreci devam ediyor.

Ama, MHP çözüm sürecine açıktan karşı çıkıyor.

CHP ise, nazlı nazlı, “Olmalı ama, böyle değil” diyor.

Bu iki parti ittifak yapıp, Tayyip Erdoğan’ın karşısına Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkartıyorlar.

Buna rağmen, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçiliyor.

O tarihte Tayyip Erdoğan’ın yanından ayrılmayan Ali Babacan..

Şimdi diyor ki, “Çözüm süreci sayesinde cumhurbaşkanı oldun.”

Çözüm süreci, AK Parti’ye karşı, CHP ile MHP’yi ittifak yaptıracak kadar büyük bir muhalefet organizasyonuna sebebiyet vermiş.

AK Parti tek başına kalmış.

HDP kendi adayı ile seçimle girmiş.

Yine de Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmiş.

Ama bazılarının dört dörtlük tespiti ile “Bebecan” dedikleri Ali Babacan, “Çözüm süreci sayesinde cumhurbaşkanı oldun” diyor..

Yine de.. Değil ama.. Her şeye rağmen..

Haydi diyelim, çözüm süreci sayesinde Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu..

Peki..

2018’deki seçimde, Erdoğan ne sayesinde Cumhurbaşkanı oldu?

Onu da söylesene, ODTÜ mezunu, İngiltere masterlı Ali Babacan!

Oysa bu olayı analiz etmek için, ne ODTÜ bitirmeye gerek var, ne de lise bitirmeye..

Erdoğan tek başına seçime girmiş.. Karşısındaki iki büyük parti ittifak yapmış.. FETÖ’sü, PKK’sı, AK Parti dışında kim var ise, hepsi kendi adaylarına oy vermiş..

ODTÜ’yü birincilikle bitiren Babacan diyor ki: “Çözüm süreci sayesinde cumhurbaşkanı oldun.”

Babacan’ın ikinci cümlesi, daha vahim.

Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinin bir tarafı..

Çözüm sürecinin bir de, diğer tarafı var.

Ali Babacan’ın, “Şimdi cezaevinde” dediği ve çözüm süreci yüzünden cezaevine girdiğini iddia ettiği Selahattin Demirtaş.

Sanki çözüm süreci kararı alınmış..

Karar çerçevesinde, iki taraf da vazifelerini tastamam yapmışlar..

Çözüm süreci başarı ile tamamlanmış..

Ama..

Çözüm süreci başlarken mutabakata varan iki taraftan birisi, bu işin rantını yemiş..

Diğer taraf ise, cezasını yüklenmiş..

Gibi, bir algı üretiyor, Babacan..

Çözüm sürecini bitiren kimdi, Babacan?

Erdoğan mı?

Ceylanpınar’da iki polisi şehit eden kimdi? Yollara bombaları yerleştirip, askeri araçları patlatan kimdi? Polisleri şehit edenler kimdi?

Askere polise kurşun sıkan PKK’lılara alkış tutup, “Sırtımızı PKK’ya dayadık” diyen kimdi? “Durun daha, Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen kimdi?

“TSK, Kobani’ye yardıma gitmiyorsa, Türkiye’deki tüm yurttaşlarımızı sokağa çağırıyoruz” diyerek, 53 insanın ölümüne sebep olan kimdi?

ODTÜ mezunu imiş.. 

Birincilikle bitirmiş..

Şimdi, üç kuruşluk koltuk uğruna, “A”yı, “Z” diye okuyor..

Demirtaş’ın niye cezaevinde olduğunu anlamamış, “Çözüm sürecinden dolayı” diyor..

Çözüm sürecine sadık kalsalardı, askere kurşun sıktırmaya tekrar başlamasalardı..

Şimdi Demirtaş cezaevinde değildi, Babacan.. 

Yine de anlamadı isen..

Sadullah Ergin’e sor, o anlatsın sana!

Yeni Akit