Bulu gitti, darbecilerin gösterisi bitmedi!

.

  • GİRİŞ17.07.2021 11:17
  • GÜNCELLEME17.07.2021 11:20

Melih Bulu’nun, geceyarısı Tayyip Erdoğan tarafından Boğaçizi Üniversitesi rektörlüğünden alınması kararını, “Bu bir darbedir” diye yorumlamıştım..

Meseleyi anlamayanlar olmuş.

Veya anlamak istemeyenler..

Anlamazlıktan gelenler..

“Aaaa.. Melih Bulu’yu görevden alan Tayyip Erdoğan olduğuna göre..

Darbeyi yapan da, demek ki Erdoğan oluyor” diye, çıkarımda bulunmuşlar..

Hani bu çok bilmiş, çok okumuş, “Boğaziçi” deyince ayağa kalkıp selama duran arkadaşlara birkaç ağır söz edeceğim ama..

Prensibim değil..

Eleştirilmekten gocunmam..

Tam aksine, eleştirinin insanı yenilediğini, geliştirdiğini bilir, bazen hakarete varan karşı çıkışları bile, tolere etmeye çalışırım..

Bu kapsamda, bilerek veya bilmezden gelerek sözleri çarpıtanlara, onların kullandıkları dille cevap vermek istemiyorum..

Ama konuyu da vuzuha kavuşturalım..

Melih Bulu’nun rektörlüğe atanması sonrasında, 6 ay boyunca üniversite bahçesinde, 10 kişi ile de olsa, 20 kişi ile de olsa gösteri yaparak, “Rektörü tanımıyoruz” diyen öğretim üyelerinin protestoları sonrasında, “görevden alma” kararının gelmesini ben “Darbe” olarak niteledim.

Solcu beyler, solcu bayanlar..

Topluca hücuma geçtiler..

“Aaa.. İktidarda kimin olduğunu da bilmiyor, Ali Bey” diye işi gırgıra döktüler.

Alay ettiler..

Hatta öyle ki..

Benim de hoşuma giden espriler bile yaptılar..

Bir tanesi, şöyle bir paylaşımda bulunmuş:

“HAFTANIN FİLMİ

Yeni Akit TV’de: Erdoğan, Erdoğan’a karşı!

Senaryo: Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu

Yönetmen: Aynı kişi

Özet: Bu gece yarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 ay önce Boğaziçi Rektörü olarak atadığı Melih Bulu’yu görevden (..)”

Yani diyor ki, arkadaş..

“Ali Bey, darbeyi kim kime yaptı? 

Görevden alan Cumhurbaşkanı..

Darbe yapılan kişi, senin iddiana göre Cumhurbaşkanı..

Eeee..

Nasıl oluyor bu iş?”

İşte tam da bizim söylediğimiz de bu işte..

Ülke, maalesef, böyle yönetiliyor.

Bu ülkede bu film bir defa vizyona girmiş olsa.

“Boşveeer. Olur  bu işler” der geçeriz.

İki olsa, üç olsa.. Gözümüzü kapatır, geçeriz.

Ama 19 yıldır, gittikçe küçülen konularda da olsa..

Aynı film, tekrar tekrar vizyona giriyor..

Yıl 2002!

Ak Parti iktidara gelmiş..

Nerede ise tek başına Anayasa’yı değiştirecek milletvekili sayısı var..

1998’de, üç kuruşluk, Kemal Gürüz’ün getirdiği meslek lisesi mezunlarına katsayı zulmünü kaldıramıyor..

Darbeci generaller sopayı gösteriyor, “Katsayıyı kaldırırsan.. Ufff olursun” diyorlar..

Ülkede tiyatro oynanıyor..

Bugün bana, “Darbeyi yapan Erdoğan.. Darbe yapılan Erdoğan.. Bu nasıl iş” diye soranlar..

O gün de şöyle diyorlardı:

“Katsayı yanlış ise.. Elinizde yetki.. İktidardasınız.. Değiştirin.. Mağduriyeti oynamayın.”

Generallerin gösterdiği sopayı görmezden gelerek, bu ahlaksızca yorumla, AK Parti’nin karşısında kahkahalar eşliğinde, “Nasıl çaresiz bıraktık ama” diyorlardı..

O katsayı zulmü, AK Parti’nin iktidarının 9. yılında kaldırılabildi..

AK Parti, keyfinden mi kaldırmadı, o katsayı zulmünü?

Yoo..

Cumhuriyet’i, o tarihteki Hürriyet’i, Sabah’ı; orduyu gösterip, tehdit ettiler..

AK Parti de, “Bizim yapacağımız çok iş var. Katsayı zulmünü daha sonra sonlandırırız. Önce ekonomiyi düzeltelim” diyerek..

Katsayı zulmünü bitirmeyi, öteledi..

Başörtü yasağında aynı film oynandı.

Tayyip Erdoğan, kendi eşinin, GATA’de Nejat Uygur’u ziyaret etmek istediğinde içeri alınmamasını, nasıl hazmedebilir?

Kan kustu, “Kızılcık şerbeti içtim” dedi..

Ama bir gün geldi..

Bu ülkenin çocuklarına, bu mağduriyetleri yaşatanların hepsinden hesap sormasını da bildi..

Bakınız, 28 Şubat mahkumları..

Bakınız, Balyoz davası kararı..

İşte onun için..

“Melih Bulu’nun görevden alınmasına giden süreç”teki gelişmeleri “Darbe” olarak nitelendirdim.

Yapılan baskıları..

Milliyetçi geçinen, ülkücü geçinen İyi Partililerin bile, sabahtan akşama kadar PKK güzellemesi yapan Boğaziçili öğretim üyelerine destek çıkıp..

Tayyip Erdoğan’ı yalnız bırakma operasyonlarını..

Saadet Partili bir kısım siyasetçilerin bile..

Eşcinselliğin merkezi haline getirilmek istenen Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Cumhurbaşkanına muhalefette öncülük edenleri destekledikleri bir konjonktürde..

O protestoların ilanihaye gitmesinin, ülkeye bir şey kazandırmayacağı düşüncesi ile..

Melih Bulu’nun da rektörlüğü için hâşâ bir ayet veya hadis olmadığı için..

Boğaziçi’ne rektör olabilecek daha yüzlerce aday bulunabileceği için..

İstemeye istemeye de olsa..

Halkın % 52 oyunu almış olan Cumhurbaşkanı, 6 ay önce kendisinin atadığı rektörü, görevden aldı.

Ama bu karara imza atılması için çırpınan ahlaksızları da, bir yere not etti.

Tıpkı, kendisine ahlaksızca saldırılar yapılan gazetelerin patronlarını, bir yere not ettiği gibi..

Kendisine sopa sallayan darbeci generalleri bir yere not ettiği gibi..

Kendisine tehditler savuran bürokratları, bir yere not ettiği gibi..

Nasıl ki onların hepsinin hakkından geldi..

Şimdi öğretim üyeleri karşısına çıkıyorsa.

Nasıl ki, bizim eleştirilerimize rağmen.. 

“Geç kalıyorsunuz. Mağduriyetler artıyor” dememize rağmen..

Katsayı değişikliği için bekledi ise..

Başörtü yasağının kaldırılması için bekledi ise.. Şimdi..

Boğaziçi öğretim üyelerini de not etti.

Ve şimdilik onların istedikleri gibi, bir karara imza attı..

Ama sevinmesinler..

Sonları, 28 Şubat darbecilerinin sonu gibi olacak..

Sonları, Balyoz davasının elebaşı sanıkları gibi olacak..

“Kobani için 5 yıl sonra niye Selahattin Demirtaş’a dava açıldı ki?” diye soranlar..

“Gezi olayları için, Osman Kavala’ya 6 yıl sonra bu neyin davası” diye soranlar..

Not alsınlar..

Bir yıl sonra.. İki yıl sonra..

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki, 6 ay boyunca kamu alanında gösteri yapanlara da dava açıldığında.. “Bu neyin davası” diye şaşırmasınlar..

Siz bu ülkenin seçilmişlerine..

Bir üniversite rektörü bile atattırmamak için, didinirseniz..

Bunun karşılıksız kalacağını sanmayın..

Bunların hepsi not ediliyor..

İsim isim..

Sıfat sıfat..

Gün gelecek, o öğretim üyelerinden de..

Onlara destek çıkan siyasetçilerden de..

“Afedersiniz, cumhuriyet tarihinde, hangi üniversitede, 6 ay boyunca, öğretim üyeleri, bahçede gösteri yapmışlar, gösterebilir misiniz” denilecek..

“Gösteremiyorsanız, buyrun cezasına razı olun”  hatırlatması ile, faturaları kesilecek..

Tekrar bu konuya girmek istemezdim ama..

Melih Bulu görevden alınmasına rağmen..

Şirretliği sürdürüp, gösteriye devam edilmesi..

Bu hatırlatmayı, zorunlu yaptı.

A. İhsan Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar5

  • abdullah iyibilir 2 yıl önce Şikayet Et
    bu şirretlikleri hainlikleri yapanların cezasız kalmayacağı yaptıklarının yanına kar kalmayacağı noktasında benim şüphem yok eninde sonunda bununla yüzleşecekler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • misafir 2 yıl önce Şikayet Et
    Boğaziçi Üniversitesi,bu ÜLKEYE ve DEVLETE hiçbir faydası olmayan ,yalnızca emperyalist şirketlere köle yetiştiren,yurt dışına gitmek için mezuniyeti bile bekleyemeyen sözde en nitelikli öğrencilerin eğitim gördüğü yer olarak yutturulan bir fesat yuvasıdır. Var mı mazlum milletimize bilimsel bir faydası?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • bülent duman 2 yıl önce Şikayet Et
    İnşallah Allah c.c. doğrunun yanındadır.yeterki yılmayalım
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 2 yıl önce Şikayet Et
    Boğaziçi nedir kimdir ki okyanusta bir damladır, onların ağa babalığını yapan haçlı yahudi abd uşağı bizans kalıntısı chpkk ve avenesinin de alayına BİİZNİLLAH bu devletin gücü yeter çok fazla bile gelir, çünkü bizim şanlı dedelerimiz çok defa onların alçak aşağılık pespaye dedelerinizin hakkından gelerek canlarına okumuş çanlarına ot tıkamıştı !..
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • M. Ali 2 yıl önce Şikayet Et
    Sabırsızlıkla bekliyoruz o günleri...
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat