28 Şubat sürecinde hangi sözü ile hatırlıyoruz, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu?

“Namlusunu Millete Çevirmiş Tanka Selam Durmam” sözü ile..

Başka hangi sözü ile?

“Türkiye İran olmaz. Türkiye Cezayir olmayacak. Türkiye’nin Suriye olmasına da biz müsaade etmeyeceğiz” sözü ile..

Bu sözleri rahmetli Muhsin Başkan, duvarlara mı söylüyordu?

Boş meydanlara, dağ başında havalara mı söylüyordu?

Hayır..

12 Eylül’ün darbeci generallerine..

28 Şubat’ın, kendilerini kudretli sanan cuntacı generallerine söylüyordu..

Kenan Evren’e..

Çevik Bir’e... Güven Erkaya’ya.. Erol Özkasnak’a.

Ve diğer darbeci generallere..

O darbeci generallerden hayatta olanlar şimdi nerede?

Rahatsızlığını bahane ederek rapor alan Çevik Bir dışındakiler cezaevindeler..

Muhsin Başkan, zor dönemde, tehdit edilmeyi göze alarak..

12 Eylül’de haksız yere girdiği ve yıllarca kaldığı cezaevine tekrar koymaya kalkışanlara karşı yiğitçe haykırdığı “Namlusunu Millete Çevirmiş Tanka Selam Durmam” sözlerinin muhataplarını Rahmetli Muhsin Başkan’ın da hatırasına saygı ile, yargılanmalarını sağlayan, onlardan hayatta olanları cezaevine girmelerini sağlayacak bağımsız yargı ortamını hazırlayan kim?

AK Parti iktidarı..

Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu olmasaydı, Muhsin Başkan’ı 7 yıl cezaevinde çile çektiren Kenan Evren’in rütbesi sökülebilir miydi?

Son 20 yılda, AK Parti iktidarda olmasaydı da, tek başına CHP, ya da CHP ile birlikte koalisyon hükümetleri olsaydı, Kenan Evren’in rütbeleri sökülebilir miydi?

Hayır..

Kenan Evren’in yargılanmasını sağlayan Anayasa değişikliği yapılırken, CHP yöneticileri ne diyordu:

“12 Eylül komutanları, hiçbir şekilde yargılanamaz. Anayasa ve zamanaşımı hükümleri buna engel..”

CHP’nin, hatta bugünkü genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun aksi söylemlerine rağmen, Kenan Evren yargılandı mı?

Yargılandı..

Muhsin Başkan’ın; 7 milletvekili olmasına rağmen bir tane bakanlık koltuğu bile almadığı Refahyol’a sadece “dürüst siyaset yapılabilineceği”ni göstermek için Refahyol’a dışardan destek verirken..

Refahyol yıkılınca, Hüsamettin Cindoruk’un DYP’den tehditle istifa ettirilen 11 milletvekili olan partisine 7 bakanlık verildiği çürümüşlük günlerinde..

Hem bakanlık almadan, hem de darbeci generallerin tehditlerine boyun eğmeden dik duruş sergileyen Muhsin Başkan’ın hatırasını gözeterek..

28 Şubat’ın en azından askeri ayağı yargılanıp cezaevine konulduğunda, o sürecin gerçeklerinin ortaya çıkarılması için CHP’den, CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, bu millet küçücük bir katkı gördü mü?

Görmedi..

CHP’ye rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen, 28 Şubat’ın darbeci generalleri cezaevine konulunca, onlara sahip çıkan, “Yaşlı başlı adamları intikam uğruna cezaevinde tutmak vicdana sığmaz” diyerek tahliye ettirmek için didinenler kimler?

CHP yöneticileri..

Tam bu noktada..

Gelin de, CHP’nin ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 12 Eylül darbecilerinin mağdur ettiği, 28 Şubat darbecilerinin tehdit ettiği Muhsin Başkan’ın, helikopter kazası gibi gösterilen 2009’daki şehadetinin faillerini bulma noktasında samimi şekilde gayret göstereceğine inanın..

Ben inanmıyorum..

İnanmamamın gerekçelerini de gösterdim..

Gerek 12 Eylül darbecilerine, gerek 28 Şubat darbecilerine CHP’nin desteğinin, tekil destekler olmadığını, kurumsal destekler olduğunu da uzun uzun anlatmama gerek yok..

CHP yönetiminin 50 kişisinden, 49’u, ölümüne 12 Eylül darbecilerini, 28 Şubat darbecilerini savunurlar..

Her iki darbenin de mağduru konumundaki Muhsin Başkan’ın katillerini bulmayı boşverin, bulunmasının önünde set çekmesin, CHP’ye teşekkür ederim..

Bu şartlar altında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yapılan bir paylaşım, içimi acıttı.

“Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan ile görüştük. Babasının ölümü üzerindeki şüpheleri kaldırmak için, ciddiyetle araştırma yapacağımızın sözünü verdim. Kendisi de buna katkı sağlayacak bir dosya teslim etti. Açık yaraları kapamadan ülke huzur bulamıyor. Kapatacağız.”

12 Eylül darbecilerini yargılatmamak için elinden geleni yapan CHP.

28 Şubat darbecilerini yargılatmamak için çırpınan, mahkumiyet kararlarından sonra da şimdi cezaevinden çıkartmak için her türlü girişimi yapan CHP..

Muhsin Başkan’ın katillerini bulacakmış..

Muhsin Başkan’ın oğlunun, buna inanmasına, inanamadım..

Kimbilir, katillerin çok güçlü olmasından kaynaklı ulaşılamamasından mıdır?

Profesyonel bir sabotaj olmasından mıdır..

Cinayet tarihinde, yargıdan emniyete, hatta TSK’ya kadar, her yerin FETÖ tarafından kuşatılmışlığından mıdır..

Muhsin Başkan’ın katillerinin şu ana kadar ortaya çıkarılamadığı doğrudur..

Ama nasıl ki, Necip Hablemitoğlu’nun katilleri, 20 yıl geçmiş olsa da, ne kadar derindeki isimler olursa olsun bulunup çıkarılmış ise.. 

Benim inancım, 28 Şubat’ın en yiğit siyasetçisi Muhsin Başkan’ın katilleri de, o darbenin organizatörleri arasındadır ve bulunacaktır..

Bir gün önce, bir gün sonra..

Bakınız Necip Hablemitoğlu’nun eşine..

Bakınız onun mahcubiyetine..

Bakınız, düne kadar söylediklerinden, AK Parti iktidarına yaptığı saldırılardan pişmanlığına..

Ve Hablemitoğlu’nun katilleri, CHP zihniyetli kemalistler arasından çıkınca, o partinin yöneticilerinin nasıl suskun kaldıklarına bakın..

Ve Muhsin Başkan cinayetinin çözülmesi için, adresin ne olmasına karar verin..

Aile acele edebilir..

Eş, oğul, “Kaç yıl oldu” diyebilir..

Ama somut örneği veriyorum, herkesin unuttuğu Hablemitoğlu cinayetinin katilleri bulunduğu halde..

Bu ülkenin dindar insanlarının hemen tamamının gönlünde taht kurmuş Muhsin Başkan’ın katillerinin bulunmama ihtimali var mıdır?

Kendim soruyorum, kendim cevap vereyim..

Tek bir ihtimalde, Muhsin Başkan’ın katilleri rahat nefes alacaktır.. O ihtimal de,  Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kazanması..

CHP Genel Başkanı’nın, şehid başkanın oğlu Furkan’a söylediklerinin son kelimesi ne?

“Kapatacağız!”

Bilinç altı, dışa vurulmuş.. 

Evet, Furkan kardeşim, CHP iktidara gelirse, emin olabilirsin, o dosya kapanacak!

Yeni Akit