Bu ülkede, Kenan Evren karşısında hazır ol duran Çevik Bir’in cezaevinden çıkması için kim uğraş veriyor?

CHP..

“Emredersiniz” diyen Çetin Doğan’ı tahliye ettirmeye çalışan kim?

CHP..

“Emrinizdeyiz” diyen Erol Özkasnak’ın özgür olmasını isteyen kim?

CHP.

Evet, 28 Şubat’tan mahkum olanların hepsini sayın..

Bila istisna hepsi, 12 Eylül darbesinde, Kenan Evren’in emrinde idiler.. Hepsi, o darbeyşe şu veya bu rütbedeki asker olarak katıldılar..

“Kenan Evren komutanımız yapmıştı.. Biz de yapabiliriz” diyerek, 28 Şubat darbesine imza attılar.. 

Tayyip Erdoğan’ın sayesinde bağımsızlaşan yargıda mahkum oldular..

Şimdi cezaevinden çıkarmak için, CHP’liler harıl harıl çalışıyorlar..

Ama CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kenan Evren karşıtı bir siyasetçi imiş gibi, Tayyip Erdoğan’a hitap ederek, “Sen artık Kenan Evren kafasısın, biz özgürlükçüyüz, reformcuyuz.”

Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “12 Eylül anayasasını değiştirseniz bile, darbe suçu zamanaşımına uğradı, Evren’e artık dava açılamaz” diyerek, yargılamasını önlemeye çalıştığı o darbecinin bizzat kendisini de, yargılatan ve mahkum ettiren de, ancak ceza kesinleşmeden ölüp cezaevine girmekten kurtulan Kenan Evren’i en azından kamuoyu vicdanında mahkum ettiren de, Tayyip Erdoğan..

Ne yaman çelişki, görüyor musunuz?

Evren’i yargılanması için anayasa değişikliği yapıp, referandumla bunu onaylatan ve sonrasında yargılatan Erdoğan..

Evren’in ceza almayacağını, yargılanmasının hukuka aykırı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu..

Ama şimdi, Evren’in kafasında olan Erdoğan..

Özgürlükçü olan Kılıçdaroğlu..

Kılıçdaroğlu şunu söylese anlarım..

“Biz özgürlükçüyüz. Biz darbecilere özgürlük istiyoruz. Kenan Evren’in yargılanmamasını istiyorduk. Öldü, mahkumiyet kararı işlevsiz kaldı. Ama 28 Şubatçılardan birçoğu, halen cezaevinde. Onların özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz.”

Evet, bunu söylese, darbecilerin özgürlüğünü savunduğunu söylese anlarım..

Ki, aslında tam da bunu söylüyor..

Ama tam tersini söylüyor..

Darbecilerin kafasında olanlar başkaları imiş, kendileri ise, vatandaşın özgürlüğünden yana imiş gibi algı oluşturuyor..

Darbeci Kenan Evren’in anayasası değiştirilmek istendiğinde, kim o anayasaya sahip çıktı?

CHP..

2010’daki referandumda da, Kılıçdaroğlu ve ekibi anayasanın değişmemesi için çırpındı..

Şimdi dahi, başörtü ve aile ile ilgili iki maddenin değişmesi istendiğinde, bugünkü TBMM’deki milletvekili çoğunluğunun iradesini değil, 12 Eylül darbecilerinin iradesini üstün tuttukları için görüşme teklifini bile reddediyorlar..

Riyakarlığı görüyor musunuz?

Düne kadar, “Cumhurbaşkanlğı sistemi ile, TBMM’nin iradesi etkisizleştiriliyor. Ülke kararnamelerle yönetilmek isteniyor. Milli iradenin tecelli ettiği TBMM’nin itibarı sıfırlanıyor” diyen CHP’liler, şimdi o TBMM’nin anayasayı değiştirmesi istendiğinde, “Hayır, biz TBMM’nin anayasayı değiştirmesini istemiyoruz. 12 Eylül’de yapılan anayasa kalsın.. Biz bu değişikliği anlatmak için gelen ekibe randevu bile vermeyiz” diyebiliyorlar..

Böylece..

“İtibarsızlaştırılıyor” dedikleri TBMM’nin iradesini, 12 Eylül darbecilerinin iradesinden daha alt seviyeye indiriyorlar..

Kılıçdaroğlu samimi olsa..

“Evren’in kafasındasın” diyerek, bu ülkenin halkından % 52 oy almış Tayyip Erdoğan’a gerçekten dürüst bir eleştiri getirmek istiyorsa..

Önce kendisi Kenan Evren’in anayasasına sahip çıkmaması gerekir. Bu darbecinin anayasası yerine, bugünkü TBMM’nin yaptığı en kötü maddeler bile, daha iyidir” diyerek, her değişikliğe kucak açar..

“12 Eylül darbecilerinden bana ne? Bugünkü TBMM’nin içinde, ben varım. Benim partimin milletvekilleri var. Benimle ittifak yapan İyi Parti var. Benimle birlikte hareket eden HDP milletvekilleri var. Bu meclisin iradesi, 12 Eylül darbecilerinin iradesinden çok daha tercihe layıktır” demesi gerekir..

Diyor mu?

Demiyor..

Ve aynı kafaya sahip Cumhuriyet gazetesine bakıyorsunuz..

Düne kadar TSK, darbeci askerlerin elinde iken, “Cumhuriyetin koruyucuları. Tabii ki siyasi iradeye gerekli uyarıları yapacaklar” diyen kafalar..

Şimdi, milletin gözbebeği olan TSK’daki komutanlar, siyasi iradeye had bildirmek için değil..

Kendilerine terörle mücadelede ve vatan savunmasında teknolojik üstünlük sağlayacak cihazların teslimi sırasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı katkılarından dolayı alkışladıkları için..

Manşet atıyorlar: “Cumhuriyetin kurucusu Atatürk, askerin siyasetten uzak durmasını istemişti: Ya politika ya ordu”

Nasıl ilkesizler görüyor musunuz..

Nasıl yalancılar, nasıl sahtekarlar görüyor musunuz.

Milleti nasıl aptal yerine koyuyorlar, görüyor musunuz..

Kendi gazeteleri, ülkede meşru hükümet kurmuş olan AK Parti iktidarına yönelik olarak, TSK’da huzursuzluk olduğunu şu manşetle ifade ediyordu:

“Genç subaylar tedirgin” 

Nasıl ahlaksızsınız.

Nasıl ilkesizsiniz...

Nasıl yanar dönersiniz.

Ki, “Genç subaylar tedirgin” diyerek, siyasi iktidara sopa sallayan gazete olduğunuz halde.. O manşeti atan adam hala gazetenizde insanları zehirlemeye devam ettiği halde.. Diğer yazarlarınız aynı şekilde yola devam ettiği halde..

Bugün kalkıyorsunuz, “Atatürk dedi ki” şeklindeki anlatımlarla..

“Ya politika, ya ordu” başlıkları atıyorsunuz..

“Genç subaylar tedirgin” başlığını, “Ya politika, ya ordu” şeklindeki Atatürk’ün sözüne nasıl uygun görmüştünüz; bir anlatın da, biz de öğrenelim, Cumhuriyet’in ilkesiz Atatürkçüleri..

TBMM’ye “başörtü ile ilgili yasaklayıcı madde çıkartın” diyen orduya selam çakanlar..

TBMM’ye, “İmam hatipleri kapatacak kesintisiz eğitim yasasını çıkartın. Yoksa ..” diyen darbeci subaylara selam çakanlar..

Şimdi, savunma sanayiine destekleri sebebi ile cumhurbaşkanını alkışlayan komutanlara had bildirmeye kalkışıyorlar..

Nasıl riyakarlar, nasıl ikiyüzlüler, görüyor musunuz..

Artık hepten kafayı yemiş olmalılar ki, “Ya politika, ya ordu” başlığının yanına da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sen artık Kenan Evren kafasısın” sözünü koymuşlar..

Hatırlayın, 12 Eylül darbesi olduğunda, “Kahraman Türk ordusu bütün memlekette dün gece sabaha karşı idareyi ele aldı” başlığı atmıştı!

“Ya politika, ya ordu” ha!

Sizi gidi yalancılar sizi..