Bahçeli'nin çağrısı, Akşener'in cevabı, Muharrem İnce'nin Parti hazırlıkları...
- GİRİŞ07.08.2020 09:25
- GÜNCELLEME10.08.2020 09:43
Muharrem İnce’nin parti kurma kararı aldığı yönünde yayılan haberler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı “geri dön” çağrısı…
Siyaset, son günlerde bu iki gelişme üzerinde yapılan tartışmalarla ısınmış oldu.
Peki, bu gelişmeleri nasıl yorumlamalı?
Neresinden tutarak tartışmalı?
Bahçeli’nin Akşener’e yaptığı çağrıdan başlayalım.
MHP lideri o açıklamasında şöyle şeyler söyledi:
“Akşener'in ittifakının yürümeyeceğini görüp evine dönmesi doğru, tutarlı bir davranış olacaktır. Ayasofya ziyareti memnuniyet vericidir. Kendisi adına hayırlı bir gelişmedir. Zillet İttifakı'nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP'nin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif'e menfi yaklaşımı ortadadır. Ancak İYİ Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür. Meral Hanımın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir."
Bu açıklamaları Bahçeli, Akşener ve partisini Cumhur İttifakı’na davet ediyor diye yorumlayanlar oldu.
Ancak, “eve dön” çağrısını ittifaktan ziyade, MHP’ye dönüş yönünde yapılmış bir çağrı olarak değerlendirmek daha sağlıklı görünüyor.
Bir başka deyişle Bahçeli’nin çağrısındaki niyet beyanını “Gel partinle birlikte Cumhur ittifakının paydaşlarından biri ol” şeklinde değil, “Partini kapat gel MHP’ye katıl” şeklinde anlamak daha doğru olacaktır.
Zaten Meral Akşener’in, bu çağrıyı bir ‘siyasi magazin konusu’ olarak nitelendirip kategorik bir şekilde reddetmesinden bu belli oluyor.
Bahçeli İyi partililere daha önce de aynı istikamette çağrılar yapmıştı.
O çağrıların mahiyeti de benzer nitelikteydi.
“Partiyi kapatıp eski evinize geri dönün” şeklinde.
Bu durumda Bahçeli’nin çağrısının karşılık bulup bulmayacağı sorusundan ziyade, neden böyle yaptığını sorup bu sorunun peşinden koşmak daha anlamlı olacaktır.
Bu sorunun da aslında bir tane cevabı var.
MHP lideri, bu türden sözlerle Akşener’e 4, 5 yıl öncesini hatırlatıp “Gittiğin yol kendine bir fayda sağlamadığı gibi MHP’yi harcayıp tüketmeye dönük hamlelerin de boşa çıkmış durumda” hatırlatması yapmış oluyor.
Diğer yandan karşımızda şöyle bir fotoğraf da var:
Siyasette özellikle ittifaklar bahsi konuşulurken, Meral Akşener’in başında olduğu İyi Parti’nin ‘nerede durduğu/duracağı’ sorusu bu işler için kafa yoran herkesin merakını celbeden bir konu.
Şundan dolayı:
Geçen sene yerel seçimler bittikten sonra bu parti HDP hassasiyeti üzerinden kendisine yeni bir pozisyon belirledi.
“Bundan sonra içinde HDP olan bir ittifak olursa, biz o bileşende olmayacağız” açıklamasıyla kamuoyuna duyurulan bir pozisyon bu.
Parti sözcüsü tarafından açıklanıp genel başkan tarafından onaylanan bu duruş, HDP’nin “Artık gizli saklı ittifak istemiyoruz, bundan sonra ne olacaksa açık olmalı” niyet beyanıyla İyi Parti’nin Millet İttifakı’na olan mesafesinin daha da açılmasını mukadder hale getirdi.
Bu yeni durumdan en fazla rahatsızlık ve huzursuzluk duyan parti kaçınılmaz olarak CHP olacaktır.
HDP’den vazgeçmesi mümkün olmayan ama İyi Parti’yi yanına almadan o ittifakın hiçbir işe yaramayacağının da farkında olan Kılıçdaroğlu yönetimi, ya HDP’nin, ya da İyi Parti’nin esaslı bir ‘U dönüşü’ yapmasını beklemek durumunda kalacak.
CHP açısından bu açmazın üstüne yeni bir sorun alanı daha açılmış oldu.
24 Haziran 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olarak giren ve seçimleri açık ara kaybetse de, CHP’nin geleneksel oylarının üstünde oy alması nedeniyle yaygın bir konsensüsle başarılı olduğu kabul edilen Muharrem İnce’nin etrafa yaydığı “Parti kuruyorum” haberleri.
İnce, bunu doğrulamadı ama yalanlamadı da.
Doğrulamaması demek, parti kurma fikrinden vazgeçmesi halinde “Ben zaten öyle bir açıklama yapmadım ki” demek için açık bırakılan bir pozisyon anlamına geliyor.
Yalanlamaması ise, bu işe ciddi ciddi karar verdiğini düşündürtüyor.
Bu konunun yani, İnce’nin parti kurma meselesinin ciddiyet kazanması halinde, bunun ne anlama geleceğine dair daha çok yazıp çizeceğiz.
Ama bugün için şu kadarını söyleyebiliriz.
İyi Parti’nin yukarıda sözünü ettiğimiz yeni pozisyonunun CHP yönetimi için ortaya çıkardığı zorlayıcı etkenlere bir yenisi daha eklenmiş olacaktır.
Ve öyle bir durumda, Muharrem İnce’nin özellikle İstanbul İl Başkanlığı yetkililerinin aşağılayıcı tutumuna maruz kalmasının CHP’ye ciddi bir siyasi bedel ödetebileceğini tahmin edebiliriz.
Yorumlar3