“En büyük beklentimiz o: Şu virüs bir mutasyona uğrasa”

  • GİRİŞ02.09.2020 11:25
  • GÜNCELLEME02.09.2020 11:25

Size de öyle gelmiyor mu?

Son günlerde artık, bildiğimiz, tanıdığımız, ismini duyduğumuz insanların daha fazlasının Kovid-19 mikrobundan kaptığını öğreniyoruz.

Eylül ayına geldiğimize göre, yaz döneminde virüs etkisini yitirecek tezinin çöktüğünü ‘ayn-el yakin’ görmüş oluyoruz.

Bir başka deyişle, “Mayıs sonunda biter, rahatlarız, havalar ısınınca virüs buna dayanamaz” diyen bilim adamlarının dediği gibi olmadı ne yazık ki.

Hal böyle olunca ben ne yaptım?

Bu türden görüş sahiplerine göre azınlıkta olmasına rağmen, yaz döneminde virüsün gücü azalacak fikrine başından beri itiraz eden, gelinen nokta itibarıyla haklılığı ortaya çıkan Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Hoca’yı aradım.

Hoca, Elazığ’da birlikte büyüdükleri, üniversiteye birlikte gittikleri kuzeninin koronadan hayatını kaybetmesinin üzüntüsünü yaşıyordu.

Yazının girişinde dile getirdiğim hususu teyit ettikten sonra bu sözlerini şöyle izah etti:

“Bu iki hafta içerisinde salgının daha yoğun olduğu döneme göre daha iyi tedbirler almıştık. O dönemde bizim personelimizden, yakınımızdan hiç hastalanan olmadı ama şimdi iki hafta içerisinde kuzenimi kaybettim, bizim kendi personelimizden 3 kişi birden virüse yakalandı. Hastanede tedbirleri iyi de alsanız, örneğin Kurban Bayramı’nda kimisi tatile gitti oradan virüsü aldı kimi işte bayramlaşmada aldı, dolayısıyla zaten siz de farkındasınız giderek herkese yaklaşıyor dalga yavaş yavaş.”

“HENÜZ VİRÜSÜN DAVRANIŞINI DEĞİŞTİRECEK BİR MUTASYON OLMADI”

4,5 ay önceki korona yazılarında vurgulamıştık.

En büyük umut, virüsün kendiliğinden olumlu yönde mutasyona uğrayıp hayatımızdan çıkıp gitmesi yönünde diye.

Bunun bir dayanağı da vardı.

Kovid-19 virüsü, 2002’deki Sars virüsü ile yüzde 85 aynı özellikleri taşıyordu ve Sars virüsü ortaya çıktığı yılın Temmuz ayında kendiliğinden mutasyona uğrayıp etkisini kaybetmişti.

Dolayısıyla Sars ile bu kadar yakın akrabalığı olan bu virüsün değişime uğrayıp etkisini yitirmesi geçerli bir senaryo olarak görüldü ve hala o umut korunuyor.

Nisan, Mayıs aylarından kendisiyle yaptığımız televizyon programlarında bu konuyu sık sık konuştuğumuz için Ceyhan Hoca’ya mutasyon meselesini sordum.

“Şu virüs bir mutasyona uğrasa diye her gün takip ediyorum. En büyük beklentimiz o ama henüz virüsün davranışını değiştirecek bir mutasyon olmadı” dedi.

İKİ YILDAN DAHA UZUN SÜREN BİR PANDEMİ YOK

Virüsün şu ana kadar davranışını olumlu yönde değiştirecek bir mutasyon geçirmemiş olması kötü bir haber.

Bu ne kadar sürer bilinmiyor.

Bir gün mutlaka o mutasyon olacak ve bu mikroptan kurtulmuş olacağız.

Ama acaba ne zaman?

Prof. Ceyhan “Bugüne kadar hiçbir pandemi iki yıldan daha uzun sürmemiş” diyor.

Bu içimizi serinleten iyi bir haber.

‘Belirsizlik’ duygusunun üreteceği karamsarlığa karşı, ortak direnci güçlendirebilecek bir umut cümlesi olarak da okuyabiliriz.

Ama henüz o noktada değiliz ne yazık ki.

AŞI İÇİN KISA VADEDE HALA UMUT YOK GİBİ

Mehmet Ceyhan hoca aşı uzmanı olduğu için bu meseleyi özellikle konuşmak istedim.

Kendisi aşı için ‘önümüzdeki yıl’ tabirini kullanıyor.

Kendi sözleri üzerinden aktaralım:

“Önümüzdeki yılda bireysel koruyucu bir aşı geliştirilebilir. Yani piyasaya mesela Türkiye’ye bir aşı gelir, eczanelere verilir denilir ki: Fiyatı şu kadar.

Bunu yaptırırsanız sizi şu kadar hastalıktan korur denir. Siz de isterseniz gidip yaptırabilirsiniz ama aşının bulunup bütün dünyaya uygulanması lazım ki salgını etkilesin, salgın yavaşlamaya başlasın ve dursun. Bunun olabilmesi için bir kaç sene lazım en azından.”

“Peki, ‘bireysel koruyucu aşı’ yılbaşına kadar eczanelerde yerini alır mı?”

Bu sorumuza Ceyhan Hoca’nın cevabı şu şekilde oldu:

“Yılbaşına biraz zor yetişir. Faz 3 çalışmaları için, bütün aşılar için bazı çalışmalar devam ediyor. Bazılarına yeni başlanıyor. Bunun birçok aşaması var. Mesela bir aşı etkili bulundu diyelim. Önce üretilen ülkenin bakanlığından veya hangi kurum yetkiliyse, ruhsat başvurusunda bulunulacak. Arkasından ruhsat verilecek. Halk sağlığı laboratuvarlarına gelecek, orada bu işlemler denetlemelerden geçecek ondan sonra devreye girecek. Yılbaşından önce gerçekleşmesi zor.”

Dileyelim etkili bir aşı bulunsun ama böyle bir temennide bulunurken şu bilgiyi de aklımızdan çıkarmayalım.

Bugüne kadar insanların ölümüne yol açan 200 kadar hastalığın sadece 20’si, yani sadece yüzde 10’u için etkili bir aşı üretilebilmiş.

Aşıya ya da başka şeylere umut bağlamak yerine özünde ‘fiziki mesafe’ olan kurallara uysak daha iyi olacak.

YENİŞAFAK

Yorumlar1

  • Sungur Alp 3 yıl önce Şikayet Et
    Cifir ilmine ebced hesabina ne kadar inanırsınız bilmem ama bir alim zat istihracinda 2021 haziranda bitmesi ihtimali söylemişti tabi la ya'lamul gaybe illallah. Gaybi Allahdan başka kimse bilmez.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat