Anadolu Mektebi Yazar Okumaları programından haberdar mısınız?

  • GİRİŞ04.12.2020 11:52
  • GÜNCELLEME05.12.2020 11:17

Geçen gün Anadolu Mektebi Yazar Okumaları programının, pandemi şartları nedeniyle uzaktan video bağlantısıyla yapılan toplantısına dinleyici olarak katıldım.

 

 

Davetin sahibi, bu programın fikir babası ve uygulayıcısı olan, eski Tarım Bakanı Prof.Dr. Sami Güçlü idi.

İlk izlenimimi şöyle bir cümle ile aktarabilirim:

 

 

O akşam dinlediğimiz ve bu programa gönüllü olarak katılan öğrencilerin özgüveni hayranlık vericiydi.

Yayın bittikten sonra fikrimi soran Sami beye direkt bunu söyledim.

Bu özgüvenin sadece kitap okuma alışkanlığı edinmiş olmakla değil, hangi yazarların hangi kitaplarının okunduğuyla da ilişkili olduğu yönündeki izlenimimi aktardım.

Katıldığım programda Van Erciş’ten bir lise öğrencisinin, Bolu’dan katılan bir üniversite öğrencisinin konuşmalarını dinledik.

Önlerinde bir metin, ya da karşılarında bir ‘prompter’ olmadan spontane şekilde ve kendilerinden nasıl emin şekilde konuştuklarına şahitlik ettik.

Sami Bey’de dediklerimi teyit etti.

Bu özgüven meselesinin Türkiye için nasıl bir temel mesele olduğuna dair birkaç cümle kurdu.

Peki bu nasıl oluyor?

Ya da nasıl mümkün olabiliyor diye soralım.

Cevabı yine bir soruyla gelsin:

Kitap okuma alışkanlığı edinmek demek zaten başlı başına okyanuslarda seyahat etmek anlamına gelmiyor mu?

Anadolu Mektebi fikrinin çıkış noktasında da zaten böyle bir amaç var:

Çocuklara, gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak.

Ama sadece bu değil.

Doğru isimlerin kitaplarını okuyarak kendi medeniyet kodlarımıza uygun düşecek ‘benlikler’ kazandırmak da hedefler arasında yer alıyor.

Bu program çerçevesinde olduğu gibi, Mehmet Akif, Cengiz Aytmatov, Cemil Meriç, Tarık Buğra, Necip Fazıl, Mustafa Kutlu’nun bütün eserleri okununca her iki amacı karşılayacak sonuçlar ortaya çıkıyor.

Benim dinleyici olarak katıldığım o toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan konuşmacı olarak bulunan bir isim, Selçuk Bayraktar’ın yaptıklarından, Türkiye’ye kazandırdıklarından bahsetti.

Aynı isim, bir mühendislik faaliyeti olarak Selçuk Bayraktar’ın Türkiye’ye kazandırdıklarının bir benzerinin, soysal alanda Sami Güçlü bey tarafından Anadolu Mektebi projesi ile yürütülmekte olduğunu söyledi.

Teknolojideki ‘istikşafi’ sürecin sosyal alandaki karşılığı olarak düşününce, ilgili öğrencilerin Teknofest’e, diğer ilgili öğrencilerin de böyle bir projeye ilgi göstermeleri üzerinden bu teşbihin yerli yerine oturduğu söylenebilir.

Anadolu Mektebi Projesi’ne Milli Eğitim Bakanlığı da destek veriyor.

Bu yılın başında Ocak ayında bir protokol metni hazırlanmış ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Dönmez ile Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu adına Prof. Dr. Sami Güçlü’nün karşılıklı imzalarıyla uygulamaya konmuştu.

Bu projenin nasıl bir amacı olduğunu anlatmak için protokol metninden bir paragraf paylaşalım:

“Genel amacı; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırarak kültürel yönden gelişmelerini sağlamak yanında bağımsız düşünce yapısına sahip, çalışkan, doğru sözlü, kendine güvenen, irade sahibi, önceliklerini doğru belirleyen, ilkeli ve tutarlı olabilen, mensup olduğu aileyi önemseyen, milli ve manevi değerlerine bağlı bireyle olarak yetiştirmek olan Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Programı; öğrencilerin mesleki eğitimlerini tamamlayıp hayata atılırken kendi kültürünü, tarihini, sanatını, edebiyatını, dilini değerlerini çok iyi bir şekilde öğrenmiş olmalarını hedeflemektedir”

Dinleyici olarak katıldığım programda konuşan öğrencilerin kazandıkları özgüvenden yukarıda söz etmiştim.

O öğrencilerin, “Genel amacı” diye başlayan bu paragraftaki hedeflerle nasıl bütünleştiklerini, benzer cümleler kurarak aynı şekilde ifade edebilirim.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat