Erzurum

"Yargıda Zaman Yönetimi Sempozyumu"

14:33 21 Mart 2016
"Yargıda Zaman Yönetimi Sempozyumu"

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, davaların ne kadar sürede sonuçlandırılacağının öngörülememesinin, hukuki güvenlik ilkesini zedelediğini söyledi.

Güngör, Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığınca Palandöken Kayak Merkezi'ndeki otelde düzenlenen "Yargıda Zaman Yönetimi Sempozyumu"nun açılış töreninde, Anayasa'da "davaların en az giderle mümkün olan sürede ve süratle sonuçlandırılması" kuralının yer aldığını hatırlattı.

Yargılamanın haklı sürede sonuçlandırılamamasının yargılamada güveni etkileyen en önemli unsurlardan olduğuna dikkati çeken Güngör, gelişen ve değişen hukuki ilişkilerin ortaya çıkardığı farklı ve çok sayıdaki ihtilafın, dava dosyalarında sayısal olduğu kadar, nitelik açısından da artış meydana getirdiğini vurguladı.

Güngör, yargının Türkiye'de önemli bir iş yükü altında bulunduğunu, bu nedenle uzayan yargılama sürelerinin, yargının en önemli problemi olduğunu ifade ederek, "Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru istatistikleri de bu durumu teyit eder niteliktedir. Nitekim, 23 Eylül 2012-30 Mart 2015 tarihlerinde verilen toplam 500 ihlal kararının çoğunluğunun, makul sürede yargılama hakkının ihlali nedeniyle verildiği görülmektedir" bilgisini paylaştı.

- İş yükünün artmasında idarenin sorumluluğu

Danıştay özelinde yaptığı değerlendirmede, ağır iş yükü nedeniyle yargılama sürelerinin uzamasının hem genel olarak yargıya güveni hem idarenin istikrarını azalttığını hem de idari işlem ve eylemlere muhatap olan kişiler için kimi zaman tazminatla dahi telafi edilemeyecek zararlara yol açtığını anlatan Güngör, şunları kaydetti:

"Bunun yanında davaların ne kadar sürede sonuçlandırılacağının öngörülememesi, hukuki güvenlik ilkesini zedelemektedir. Öte yandan, idari yargı açısından makul sürede yargılama sorununun salt iş yükü ve bu bağlamda yargı yerlerinin uyuşmazlıkları karara bağlamadaki gecikmesinden kaynaklandığını söylemek yeterli olmayacaktır. Zira kamu görevlilerince istikrar kazanmış kararlara aykırı eylem ve işlem tesis edilmesi de yargının önündeki iş yükünü artıran önemli bir nedendir.

Bu nedenle hem idare hem de yargı organları bakımından yapısal düzenlemelerin öncelikle yapılması gerektiğine inanıyorum."

Güngör, yargılamanın uzun ve zahmetli bir süreç olduğunu, bu nedenle uyuşmazlıkların giderilmesinde bazı uyuşmazlıkları yargılama sürecine dahil etmeden çözme yollarının aranması, alternatif çözüm yollarının etkinleştirilmesi ve Danıştayın danışma işleminin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "İdarenin karar alma sürecine ilişkin usul kurallarını belirleyen Genel İdari Usul Kanunu'nun ivedilikle yürürlüğe konulmasının acil ihtiyaç olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Zira idari işlemlerin hazırlık safhasına ilişkin düzenlemelerin varlığı ile sağlanacak hukuki belirlilik sayesinde daha fazla uyuşmazlık çıkması engellenmiş olacaktır" ifadelerini kullandı.

- Dava konusu büyük projeler

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, büyük çaplı yatırım ve enerji projelerine ilişkin ihale ve kamulaştırma gibi süreçlerle alakalı uyuşmazlıkların da idari yargıya yansıdığını, bu davaların hızla çözümlenmesinin her açıdan büyük önem taşıdığını söyledi.

Güngör, şunları söyledi:

"Bu uyuşmazlıkların özelliği gereği hızlı ve etkin şekilde sonuçlandırılması zarureti ortaya çıkmaktadır, aksi halde bu büyük projelerin gecikmesinin ülkemiz için sosyal ve ekonomik mahiyetinin de büyük olacağı bir gerçektir. Bu çerçevede 2577 sayılı İdari Yargılama Kanunu'nda yapılan değişiklikle ivedi yargılama usulü getirilmiştir. Bu yargılama usulünün makul sürede yargılama ve öngörülebilir olma bakımından büyük önem arz ettiğini düşünüyorum."

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.