Namaz kılanlar adeta cezalandırılıyor
Zamanı sorgulamazsınız, nasıl geçtiğini de anlayamazsınız alışveriş merkezlerinde. Her şey zamanın akıp gitmesi için tasarlanmıştır. İnsanlar tüketirken, saatler birbirini kovalar. Tatlı tuzaklarla örülü AVM dünyasına gönül rızası ile düşen insanlar, tüketim ve mutluluk ırmağında yüzerken vakitlerin de farkına varılmaz. Küresel dünyanın en önemli yapıları olarak gösterilen AVM'lerde her ayrıntının bir sırrı vardır aslında. Çalan müzik tüketicinin satın alma kararlarını olumlu yönde etkiler. Davetkar ışık oyunları, kokuların cazibesi, mekanın cazibesini artıran aynalar, çocuk parkları, sinema salonları ve daha bir çok etken, tüketiciyi edilgenleştirmek içindir.
Dünyanın her yerinde hemen hemen aynı özellikte inşa edilen alışveriş merkezleri, dışarıdaki hayattan bağımsız, geniş iç hacmi, şeffaf asansörleri ve labirenti andıran koridorları ile içeri gireni adeta büyüler. Sokaktan son derece farklıdır; yazın serin, kışın sıcak, rahat, temiz ve güvenlidir. Bu durum insanları cezbeder. Gezmek için girersiniz belki ama, dünyanın harcamasını yapmış olursunuz. Sanal bir sosyallik sunulur size. Ama bu sanal sosyallik içerisinde iki amaç vardır: Bir taraftan yeni bir kültür inşası yapılır, diğer taraftan markalar tükettirilir.
GALLERİA İLE BAŞLAYAN SÜREÇ
Türkiye'nin AVM serüveni 1 Ekim 1988'de Ataköy'de açılan Galleria ile başlar. Dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal'ın girişimleriyle açılan Galleria Türkiye'nin ilk alışveriş merkezi olma ünvanına sahiptir. Belki Galleria'nın açıldığı günlerde AVM'lerin böylesine toplumu etkileyecek sosyal yapılar olacağını kimse tahmin etmemişti. Küresel markalar ilk burada boy gösterdi, çoğu marka ilk kez burada görücüye çıktı. Bugün özellikle gıda sektöründeki Franchising sisteminin yaygınlaşması da Gallaria ile kendisini gösterdi. McDonalds, Pizza Hut gibi firmaların bazıları Türkiye'de vardı, fakat bu markaların şubeleri Galleria'da açıldıktan sonra ülke çapında yaygınlaşması daha da hızlandı.
