İstanbul'un ortasında! Yok olmak üzere...
Konuyla ilgili hazırladığı teze başlamadan önce İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin de kurucusu olan Osman Hamdi’nin bir mektubuyla karşılaştığını söyleyen Çelik, "1895’te Maarif’e yazılmış duygusal bir mektuptu. Osman Hamdi Bey o mektupta ülkemizin çok değerli kültür varlıkları olduğundan ve bunların ülke için gurur kaynağı olduğundan söz ediyor. Ama bir o kadar sorumlu olduğumuzu hatırlatıp, bu eserin ne kadar önemli olduğundan ve bir sürü yayınının yapıldığından, bilim adamları tarafından çok değer verildiğinden ancak dışarıda hem yağmur hem de güneşe karşı korunmasız olduğundan, içine atılan çöplerden, üzerine atılan taşlardan bunun her ne kadar ilgililere söylense de önüne geçilemediğinden söz ediyor. Bu nedenle eserin müzeye taşınması ve yerine kopyasının yapılması önerisinde bulunuyor. Ama o öneri kabul edilmiyor. Bu anlamda eserin müzeye kaldırılması aslında Osman Hamdi’nin de bir vasiyeti diyebiliriz" ifadelerinde bulundu.
