Mürekkep ile kamışın aşkını kurumuş yapraklara nakşediyor
Osmanlı'dan günümüze usta-çırak ilişkisiyle aktarılan hat sanatında 49 yıldır mürekkep ile kamışın aşkına tanıklık eden ve özgün eserler ortaya koyan hattat Mete Üge, kurutulmuş yapraklara İslam sanatının kalbi olan hattı icra ediyor.
Erzurum'da 1965'te dünyaya gelen Mete Üge, memur babasının tayini üzerine 4 yaşında İstanbul'un Bahçelievler ilçesine geldi. Üge, İslam eserlerine merak salan annesiyle gezdiği cami, türbe ve müzelerdeki sanat eserlerinden etkilenmesi ve babasının teşviki ile 7 yaşında hat sanatıyla tanıştı.

Hat sanatını Osmanlı döneminden Cumhuriyet'e taşıyan Hattat Hamit Aytaç ile ilk meşkini yapan Üge, bir yandan eğitimine devam edip elektronik ve haberleşme mühendisi olarak teknoloji şirketlerinde uzun yıllar yöneticilik yaptı, bir yandan da çocukluğundan beri ilgi duyduğu hat sanatını geliştirmeyi sürdürdü.
Kağıt, kumaş ve ahşaba farklı tekniklerle hat icra eden ve bunu minyatürle de buluşturan Üge, bir sonbahar günü yere düşen ve yağmurda ıslanan çınar yaprağının renginden etkilenerek kurumuş yapraklara hat nakşetmeye başladı. Çınar, manolya, ayva, ıhlamur, Amerikan lalesi, elma gibi birçok ağacın yaprağına hat icra eden Üge'nin uzun yıllar hobi olarak yaptığı sanatı, 2016'da emekli olduktan sonra işine dönüştü.
