Mürekkep ile kamışın aşkını kurumuş yapraklara nakşediyor
Üge, hat sanatıyla tanışmasını şöyle anlattı:
"Resme ve geleneksel el sanatlarına merakımdan dolayı da babam hat ve yazıyla ilgili kabiliyetimi keşfetti. Bir gün babam bir tahta mandal aldı ve yayından çıkartarak çini mürekkebine mandalın ucunu hafif daldırarak nefis bir harf çizdi. Beyaz kağıt üzerinde geometrik desen gibi gözüken harf çok hoşuma gitti. 'Yapabilir misin?' deyince 'Denemek istiyorum.' dedim. Tabii bir şişe mürekkebi bitirdim. Yıllar sonra babam 'Seni değerli bir arkadaşıma götüreceğim.' dedi. Cağaloğlu'nda rahmetli hattat Hamit Aytaç'ın atölyesine gittik. Babamla selamlaştılar, 'Bu da bizim oğlan.' dedi. Biraz sohbet ettikten sonra 'Bizim oğlanın da biraz kabiliyeti var, bakar mısın?' dediğinde, Büyük Usta 'Yaklaş bakalım.' dedi. Yanına gittiğimde dizinin üstüne işaret ederek dizinin kenarına ilişmemi istedi. 'Hadi gel bir Elif harfi meşk edelim.' dedi. Mürekkebin üzerine kalemi hafif bandırarak kağıdın üzerine geldiği noktada kalemi elime verdi. 'Çiz de görelim.' dedi. Büyük bir heyecan...
