Mürekkep ile kamışın aşkını kurumuş yapraklara nakşediyor
"Çocukken sevdiğim ve tutkuyla uğraştığım bir oyun gibiydi"
Derslerinin yanı sıra günün belli saatlerini sanatına ayıran, çizdiği taslakları "eğri büğrü" demeden dosya haline getirdiğini ve bir portfolyo oluşturduğunu kaydeden Üge, ustasının eleştirileri doğrultusunda kendini geliştirdiğini belirtti.
Hattat Mete Üge, "Çocuksunuz bahçede oynayacaksınız, ders çalışacaksınız, bir de üzerine sanatla uğraşacaksınız. Ama bana o günkü adı sanat değildi ki sevdiğim ve tutkuyla uğraştığım bir oyun gibiydi. Beni çektiğinden dolayı ona ayırdığım zamanın farkında değildim. O mu beni çağırıyordu, ben mi onu çağırıyordum, bilmiyorum. Demek ki çocukken içimde başlayan bu pırıltı daha sonraki yıllarda bu şekilde bir eserin çıkmasına sebebiyet verdi. Sağ olsun rahmetli annem de hiç engellemedi. Çoğunlukla babam 'Ders çalıştı mı?' dediğinde 'Evet çalıştı.' derdi ama biraz da arkada yazı yazmıştım." diye konuştu.
