Türk demokrasi tarihinin kara günü
ELLERİNİN BAĞLANMASI İSTENDİ
Asılsız iddialar gündeme getirilerek 6-7 Eylül olaylarından sorumlu tutulan Fatin Rüştü Zorlu, 1912'de İstanbul'da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi, Paris Siyasi İlimler Mektebi ve Cenevre Hukuk Fakültesi'nde okudu.
1932'de Siyaset Dairesi 2. Şubesinde Aday Meslek Memuru olarak göreve başlayan Zorlu, devlette çeşitli görevlerde yer aldı. 1952'de Kuzey Atlantik Paktı Paris Türkiye Daimi Temsilciliğine Büyükelçi Daimi Temsilci olarak atanan Zorlu, 1954'teki seçimlerde Demokrat Parti'den Çanakkale milletvekili seçildi ve 1957-1960 yılları arasında da Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
Hakkındaki suçlamalar, Yassıada'daki diğer 19 davayla birleştirilerek idam cezasına çarptırıldı. Zorlu'nun cezası 16 Eylül 1961'de sabaha karşı infaz edildi. İdama büyük bir metanetle giden Zorlu, kendisine dini telkinde bulunan hocanın, Arapça kelimeleri telaffuzda düştüğü hataları düzeltti.
Kolları arkadan bağlanan Zorlu, başsavcıya son bir ricada bulundu. Ellerinin önden bağlanmasını isteyen Zorlu'ya, bunun kanunen imkansızlığı anlatıldı.
Zorlu'nun idamından önce ailesine mektup yazma istediği de başsavcı tarafından kısa olmak koşulu ile kabul edildi.
Fatin Rüştü Zorlu, mektubunda, annesi Hatice Güzide Hanım, eşi Emel Hanım, kızı Sevin ve ağabeyi Büyükelçi Rıfkı Zorlu'ya şöyle seslendi:
"Sevgili Anneciğim, Emelciğim, Sevinciğim ve Ağabeyciğim. Şimdi Cenabıhakk'ın huzuruna çıkıyorum. Sakinim, huzur içindeyim. Benim için üzülmeyin. Sizlerin de sakin ve huzur içinde yaşamanız beni daima müsterih edecektir. Bir ve beraber olun. Allah'ın takdiri böyleymiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah'ın inayetiyle onların huzurunu temin edin. Hepinizi Allah'a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayata berdevam olarak beni huzur içinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun."
