"Psikolojik Destek Birimi" hastanedeki olayları azalttı

KEREM KOCALAR - Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan darp olayları ve kavgaların önüne geçebilmek üzere yaklaşık 1 yıl önce psikolog, hemşire ve din görevlisinin katılımıyla oluşturulan "Hasta ve Hasta Yakınları Psikolojik Destek Birimi" sayesinde olayların yarı yarıya azaldığı bildirildi.

Hasta ile tıbbi uygulamayı gerçekleştirenler arasında iletişim kanallarını daha güçlü tutmak için hareket geçen hastane yönetimi, yaklaşık 1 yıl önce kurduğu birimle, kentteki hasta ve yakınlarının imdadına yetişiyor.

Hastanede olası bir sorun halinde devreye giren birimdeki görevli hemşire, psikolog ve din görevlisi, boş zamanlarında da hastaneyi dolaşarak hasta ve yakınlarının hal hatırını sorup, ihtiyaç duydukları hizmetlerin yerine getirilmesine vesile oluyor. 

Aile içi şiddet vakalarında da şiddet uygulayan eşe ulaşan birim görevlileri, şiddetin dini ve psikolojik sakıncalarını anlatarak eşlerin bilinçlenmesini sağlıyor.  

Uygulama sayesinde özellikle acil servisteki asayiş olaylarının yüzde 50 azaldığını tespit eden hastane yönetimi, birimi genişletip acil servisin yanı sıra diğer servislerde de personel istihdam etme kararı aldı.

GAÜN Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Murat Taner Gülşen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl kasım ayında birimin kurulduğunu, yola çıkarken de 1 yıllık deneme süresi planladıklarını söyledi.

Pilot uygulama süresini geride bıraktıklarını ve aradan geçen süreçte olumlu geri dönüşler aldıklarını ifade eden Gülşen, "Biz yola çıkarken hastanenin medikal ayağıyla hastalar arasında bağlantı sağlamayı amaçladık. Bu noktada da oluşturduğumuz birime hemşire, psikolog ve din görevlisi görevlendirdik" dedi.

Deneme aşamasını tamamladıktan sonra gelinen noktayı belirlemek adına bir takım araştırmalar yaptıklarını anlatan Gülşen, "Hastanede görevlendirilen polis arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre, özellikle son 3 ayda, geçen yılın aynı dönemine göre hastanedeki asayiş olayları yarı yarı azalmış durumda. Böylesine önemli bir veriye, hastane yönetimi olarak da duyarsız kalmadık ve birimi büyütme kararı aldık. Bu kapsamda artık birimimiz hem acil servis girişinde hem de servislerde hizmet verecek ayrıca Onkoloji Hastanesinde de bir ekip görevlendireceğiz" diye konuştu. 

Birimin adını da "psikotiriaj" olarak değiştirme kararı aldıklarını belirten Gülşen, bu ismi de tescillendirmek için TPE'ye başvurduklarını söyledi.

- "Aile içi şiddette de devreye giriyoruz"

 "Hasta ve Hasta Yakınları Psikolojik Destek Birimi"nde yer alan din görevlisi İsmail Talay, görevde oldukları süre boyunca kendilerine başvuran veya ulaşabildikleri tüm hasta ve yakınlarına destek olmak istediklerini dile getirdi. 

Hastaların yanı sıra bazı vakalar konusunda da önemli yararlar elde ettiklerini aktaran Talay, şöyle devam etti:

"Burada, intihara teşebbüs eden, madde bağımlısı, aile içi şiddet gibi konularda da devreye giriyoruz. Mesela intihara teşebbüs eden veya madde bağımlısı gençlerle bir araya gelerek olayın hem bilimsel ve dinsel yönlerini aktarıyoruz. Bu sayede çok sayıda kişinin tedavi sürecine de katkı sağladığımıza inanıyorum. Öte yandan aile içi şiddet konusunda da harekete geçiyoruz. Mesela evde şiddete maruz kalmış kadınlarımızla konuşup, kendisine şiddet uygulayan eşine de ulaşıyoruz. Bu noktada şiddet uygulayana, konunun hem adli boyutunu anlatıyoruz hem de dinimizin konuya bakışını aktarma fırsatı yakalıyoruz. Çalışmalarımızdan önemli geri dönüşler de sağladık." 

- Hasta ve yakınlarının kaygılarını gideriyorlar

Psikolog Yunus Kırmızıoğlan da yola çıkarken insanların "psikolojik" ifadesinden etkilenerek, "ben deli değilim, sizle ne işim var" şeklinde eleştiriler aldıklarını anlattı. Geçen süreçte bu sözleri sarf eden insanların bile kendisinden yardım ister hale geldiğini kaydeden Kırmızıoğlan, birimin hasta ve hasta yakınlarına pek çok konuda yardımcı olduğunu ifade etti.

Hemşirelerden Dilek Aydın da birim sayesinde hastayla doktorlar arasında iletişim köprüsü kurduklarını belirterek, "Acil servisin yoğunluğu nedeniyle tabip ve hemşirelerimiz hastayla iletişim noktasında yoğunluk yaşayabiliyor çünkü o bölümdeki temel amaç, hastanın tedavisini bir an önce sağlamak. Dolayısıyla hastaya bilgi verirken tıbbi terimler kullanılabiliyor ve bu da hasta üzerinde kendisiyle ilgilenilmediği gibi olumsuz etkilere neden olabiliyor. Başka bir deyişle hastanın kaygıları artabiliyor. Bizim amacımız ise hastanın sıkıntısını kendi anlayabileceği dilde aktarılması. Böylelikle hastalar üzerinde rahatlama söz konusu olabiliyor" şeklinde konuştu.