Tarihi kalenin eteğinde kebaplı sahur keyfi

Gaziantep'te vatandaşlar, 6 bin yıl önceye tarihlenen, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı bilenen tarihi Gaziantep Kalesinin eteklerinde, kebapla sahur yapmanın keyfini yaşıyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi alanında koruma altına alınan mutfağıyla Gaziantep, UNESCO'nun yaratıcı şehirler ağındaki 163 şehrinden biri ve Türkiye'nin bu alandaki tek kenti.

Yılın her dönemi birbirinden zengin mutfağıyla yerli ve yabancı pek çok turisti ağırlayan Gaziantep'te ramazanda da farklı lezzetlerle zengin iftar ve sahur sofraları kuruluyor.

Türkiye'nin lezzet başkenti konumunda olan ve adından son dönemlerde sıkça söz ettiren kentte, kebap tüketimi diğer aylara göre artış gösteriyor. Özellikle sahur vaktinde Gaziantep Kalesi'nin eteklerinde yükselen kebap kokulu dumanlar şehri adeta sarıyor.

Buraya gelen vatandaşlar istediği kebap şişini alıyor ve ücretini verdikten sonra pişirilmesi için dükkanın önünde kurulan mangal tezgahına veriyor.

Pişen kebabı açık veya tırnaklı diye bilinen ekmeğin içinde alan vatandaşlar, isteği göre yeşillik ve baharat kattıktan sonra kalenin eteğinde kurulan küçük masa ve taburelerde oturarak sahurlarını yapıyor.

Kebap Ustası Servet İçdeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin kebap tüketiminde Türkiye'nin öncü şehirlerinden biri olduğunu söyledi.

Ramazan ayında vatandaşların özellikle sahurda daha çok kebap tükettiğini belirten İçdeniz, vatandaşların çoğu zaman oturmak için yer bulamadığını ifade etti.

Ramazanda daha fazla elaman çalıştırdıklarını anlatan İçdeniz, "Gaziantep Kalesi'nde kebaplı sahur keyfi yılda bir ay yaşanır. Kalenin çevresi açık hava olması nedeniyle vatandaşlar bir araya gelip kebaba ve ciğere rağbet gösteriyor. Vatandaşlar en çok Maraş taraklık, ciğer, kuşbaşı, kavurma ve kıyma kebabına rağbet gösteriyor. Kale ve çevresi iftardan sahura kadar kebap yeme açısından en güzel yerdir. İlimizde iftar ve sahur arasında sürekli kebap tüketilir." diye konuştu.

- Yılın 11 ayı bunun hasretini çekiyoruz

Kale eteğinde sahurda kebap yiyen vatandaşlardan Mustafa Özcan, Gaziantepli olduğunu, sahuru bile beklemeden kale ve çevresine gelerek kebaplardan tattığını belirtti.

Kette ramazanı ayını geçirmenin bir ayrıcalık olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Gaziantep Kalesi gölgesinde sahur keyfi çok güzel. Yılın 11 ayı bunun hasretini çekiyoruz. Ramazan ayı gelse de kalenin dibinde kebapların lezzetini tatsak diye bekliyoruz. İftardan sonra hemen kalenin dibine geliyoruz. Burada kuşbaşı, Maraş taraklık, kıyma kebaplarını yiyoruz. Gaziantep, gerek tarihiyle gerekse yemek çeşitleriyle zengin bir kent. O yönden burada yaşadığımız için çok şanslıyız."

- Erken gelmemizi rağmen yer bulamadık

Gaziantep Kalesi'ne kebap yemeğe Adana'dan gelen Mustafa Yener de kalenin eteğinde sahur vaktinde kebap yemenin başka bir güzel olduğunu söyledi.

Kente her gelişinde mutlaka kebap çeşitlerinden birini tükettiğini anlatan Yener, "Bana 'geç saatte kaleye giderseniz hiçbir şey yiyemezsiniz, yer bulmada sıkıntı yaşanır' denildi. Erken saatte gelmemize rağmen yine yer bulamadık. İnanılmaz yoğunluk var. Buranın yemeklerinin ayrı bir lezzeti var. Burası serin ve hoş bir yer." dedi.