68 yıllık evli çift 48 saat arayla öldü! Roman gibi geçen hayat

Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yaşayan 68 yıllık evli çift, 48 saat arayla hayatlarını kaybetti. Roman gibi geçen 68 yıllık evliliklerinde birbirlerini hiç üzmeyen çiftten Mustafa Al hayatını kaybedince eşi Yeter Al, bu acıya 48 saat dayanabildi.

İlçeye bağlı Koçcağız Mahallesi'nde yaşayan çift, görücü usulü ile 68 yıl önce evlendi. Mustafa (87) ve Yeter Al (88) çiftinin 10 çocuğu oldu ancak 3’ünü küçük yaşta kaybetti. Evlilikleri Yeşilçam filmlerindeki gibi geçen çift, birçok acı yaşamasına rağmen birbirlerini hiç üzmedi ve hep yan yana oldular.

Geçirdiği rahatsızlık sonrası uzun süredir yatağa bağlı olarak yaşayan Mustafa Al, iki gün önce tedavi gördüğü İslahiye Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. Al, Koçcağız Mahallesi Camisinde kılınan cenaze namazının ardından mahalle mezarlığında toprağa verildi. Vefat eden Mustafa Al'ın eşi Yeter Al da 48 sonra rahatsızlanarak tedavi için kaldırıldığı İslahiye Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. Al'ın cenazesi de eşi gibi aynı mahalle mezarlığında kılınan cenaze namazının ardından yan yana toprağa verildi.
Çiftin oğlu Hidayet Al, anne ve babasının evlilikleri, yaşamını ve son anlarını anlattı. Hidayet Al, anne ve babasının 1952 yılında görücü usulü ile evlendiklerini ama birbirlerine çok bağlı olduklarını belirterek, ”Babam çiftçi köyde yaşarlardı. Tarlaya beraber giderlerdi, gezmeye beraber giderlerdi birbirlerinden kolay kolay ayrılmazlardı. Biz yaşayan 7 kardeşiz 3 tanede çocukken ölmüşler” dedi.

Annesinin 5 yıl önce beyin kanaması geçirdiğini ve sağlığının bozulduğunu belirten Hidayet Al, “Babam bu duruma çok üzülüyordu hatta bazen gizli gizli ağladığını görürdüm. Onların sevgisi bir başkaydı. Babam öldü ondan sonra annem kendini kapattı yemek, su içmedi” ifadelerini kullandı.

Anne ve babası arasındaki bağın güçlü olduğunu kaydeden Hidayet Al, şöyle devam etti:
“Hiç kavgaları olmazdı babam sabah namazdan sonra tarlaya giderdi annem yollarını gözlerdi. Babam sadece çorba içerdi annemde babam gelecek diye çorbayı ısıtırdı gelmezdi soğuyunca tekrar ısıtırdı böyle 3-4 defa ısıttığına şahit olurdum.”