İstanbul

Abisi öldü, şarkıcı oldu, Eurovision'a katıldı!

09:16 22 Kasım 2018 2 Yorum Var
Abisi öldü, şarkıcı oldu, Eurovision'a katıldı!

Semiha Yankı akrobat bir ailenin kızıdır. Eğer ağabeyi bir gösteri sırasında kaza geçirip ölmeseydi, belki de akrobat olarak kalacak, Eurovision'da Türkiye'yi temsil etmeyecekti.

Ekmek paralarını hep beraber çalışarak kazanan bir aile... Anneleri Mualla Hanım 1927 doğumlu. Babaları Muammer Bey biraz daha yaşlı. Elli beşinde... Bir  zamanlar anneleri "Küçük Mualla" adıyla saz salonlarında alaturka şarkı  söylermiş. Babaları da çocuklarını alır kışın gazino ve pavyonlarda, yazın da  bahçelerde çalışırmış.

Semiha Yankı'nın ağabeyi, ablası ve babası bir akrobasi  gösterisinde...Yaptıkları iş birkaç akrobasi numarası... Daha ziyade baba-oğul  yapıyor. Kızlar da onlara yardım ediyor... Kızlar dediğimiz üç kız kardeş. En  büyükleri Safiye  22 yaşında, Hamiyet 21, Semiha ise 17...

"Semiha", şu bizim 1975 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Elemeleri birincisi  Semiha Yankı. Bahsettiğimiz de onun ailesi...

- "Ablam Hamiyet babamla pek çalışmadı" diyor Semiha, "Sadece çocukken... Çünkü  eniştemiz film yapımcısı İrfan Atasoy, onu çok küçük yaşta çekti aldı aileden.  Evlendiler. Ablamın bugün iki kızı var. Ben de 1972'de ancak birkaç ay çalıştım  onlarla. Asıl çalışan Safiye ablamdır. Yani babam, rahmetli Metin ağabeyim ve  Safiye ablam..."

- "Benim çalışmaya başlamamın henüz üçüncü ayındaydı. 16 Mart 1972 akşamı  Tepebaşı Cumhuriyet Gazinosu'nda çalışıyorduk. Ufak, tefek bir sürü numaranın  sonunda ağabeyim, babamın omuzlarına çıkar. Ellerinden tutarak başını, babamın  başı üzerine koyarak amuda kalkardı. Yine aynı numarayı yapıyordu ki, birden  dengesini kaybetti. Babamın başı üzerinden kayıp yere düştü. İlkin birşey  olmamış gibi kalktı çabucak. Sadece biraz boynu ve sırtı ağrımıştı. Ama ertesi  günü aniden rahatsızlandı. Kaldırıldığı hastanede 48 saat sonra öldü. Beyin  sarsıntısı ve iç kanamaydı ölümünün sebebi..."

- "Ben bu olaydan sonra çalışmadım babamla. Ama ailemin geçimine katkıda  bulunmak için bir şeyler yapmam lazımdı. Şarkıcılığa başladım."

Nice güzel sesli genç kızlar, delikanlılar iş bulamazken 14-15 yaşında, çocuk  denecek bir kızın, sanki istediği mesleği seçmek ve istediği anda başlamak kendi  elindeymiş gibi konuşması tuhafımıza gitmişti. Sorduk...1961 yılında çevrilen  'Memiş İş Başında' filminde Mahmut Arseven, Birsen Ayda, Mürüvvet Sim ve Sevim  Polat'ın yanı sıra Yankı kardeşler de rol aldı. İşte kırmızı çerçeve içinde  Semiha Yankı... Solunda ablası Safiye... Arkada ağabey Metin... 

- "Biz yıllardan beri, ailece bu işlerin içindeyiz" dedi Semiha Yankı, "Annemin  şarkıcılığı, babamın mesleği yüzünden hemen hemen bütün gazino sahipleri tanır  bizi. Biraz da severler mi, korurlar mı ne? Telefonu açıp veya gidip gazinoda  yakalayıp, 'Ahmet ağabey, Fahrettin ağabey bana bir iş' dedim mi, verirler sağ  olsunlar. İlk defa gecede 125 lirayla başladım. Menajerim filan olmadığı için,  hepsi temiz para elime kalıyordu. Derken yavaş yavaş tutulmaya başladım galiba  ki, daha fazla para vermeye başladılar. Şu Eurovision Yarışması'ndan sonra da  tamamen şarkıcı olup çıktık."

Yarışmada çok heyecan duyup duymadığını soruyoruz...

- "Çok" diyor, "Hele son gece hastaymış gibi durmadan titriyor, üşüyordum. Bir  de sonuçlar ilan edilip, iş kuraya kalınca düşünün benim halimi!"

Acaba boş zarf kendisine çıksaydı ne olurdu?:

- "Herhalde çok üzülürdüm, ama ben de Cici Kızlar gibi yapar, onları tebrik  eder, yurt dışında bizi yüzlerinin akıyla temsil etmelerini dilerdim."

Semiha Yankı, 15 Ocak 1958'de İstanbul'da, Mecidiyeköy'de doğdu, ilk tahsilini  Taksim İlkokulu'nda yaptı. Oradan Levent Lisesi'ne geçti. Onuncu sınıfa kadar  okuyabildi. Oradan ayrıldı.

- "Hem çalışma hem öğrenim olmuyor" diyor Semiha, "Daha bebek yaşta filmlere  çıkarmışım babam ve ablalarımla. Çoğunu hatırlamıyorum. Ama iki tanesini hiç  unutmam. Biri Göksel Arsoy'la Nilüfer Aydan'ın çevirdiği "Güneş Doğmasın", ki o  filmde oynarken parmak kadarmışım. Bir de ablamla iki kardeş olarak oynadığımız 
"Üç Kabadayı"...

Bundan sonra film yapmayı düşünüyor musunuz?

- "Bilmem. Daha ziyade şarkıcı olarak kalacağım galiba. Ama güzel bir film 
teklifi olursa onu da reddetmem herhalde..."

Semiha Yankı arada sırada sinemaya gidiyor ve boş vakit bulursa roman okuyor. 
Okuduğu romanlar da Barbara Cartland'ın eserleri. Ondan bahsederken Safiye 
ablasıyla, "Evde kalmış kızların romancısı" diyorlar ve pek gülüyorlar.

Halbuki Semiha daha 17'sinde. Çocukluktan genç kızlığa henüz geçmiş. Safiye 
Abla'sı da 22'sinde. Hem bugünlerde evlenme üzerine bazı düşünceleri de olduğuna 
göre, "evde kalmış kızlar"la hiç ilişkileri yok. Ama belki de 21 yaşında, iki 
çocuk annesi kardeşleri Hamiyet'e bakıp da telaşlanıyor olabilirler.

Hiç Türkçe eser okuyup okumadığını soruyorum. Düşünüyor, ama bulamıyor. Safiye 
Ablası, "Hani sana Ümit Deniz'in bir romanını vermiştim geçenlerde..." diyorsa 
da, Semiha Yankı ne kitabın ismini, ne de okuduğunu hatırlıyor.

Semiha Yankı, Eurovision elemelerini kazandıktan sonra Türkiye'nin en ünlü 
isimlerinden biri oldu.Tiyatroyla da pek ilişkileri, daha doğrusu gidecek  vakitleri yok. Yalnız bir defa Yıldız Kenter'i görmüşler, oyunun ismini  bulamıyorlar.

"Küçük Mutluluklar" mı? Değil. "Reçetesi Peçete" Değil... "Salıncakta İki Kişi"  mi? Değil... "Bir köylü kadındı o oyunda" diyorlar. "Pembe Kadın mı?" "Değil",  "Batak mı yoksa?" "Evet o!"

Semiha Yankı hem artist, hem de şarkıcı olarak Ajda Pekkan'a hayran... Hayatında  hiç flört yok. "Siz bakmayın bizim cambazlık ettiğimize, şarkı söylediğimize"  diyor. "Ailem çok mutaassıptır. Biz müthiş baskı altında büyüdük. Ama bundan  sonra..." diyor ve hemen susuyor.

En beğendiği erkek tipini soruyorum. "Yeşil gözlü, esmer olması şart. Boylu  poslu olmasa da olur. Ama olursa daha iyi olur."

- "Mesela kim gibi?"

- "Kaleci Yasin gibi, artist Tarık Akan gibi... Odamın duvarları hep onların ve  onlar gibi yabancı artistlerin, şarkıcıların resimleriyle kaplı... Tarık Akan'ı  bir görsem, imzalı resmini isteyeceğim kendisinden..."

- "Sizin yerinize biz isteyelim"...

 - "Sahi, ister misiniz?" dedi ve gözleri sevinçle parladı. Ertesi gün Tarık  Akan'ı bulduk. Resimlerinin içinden en beğendiğini seçti. Altını da, "Semiha  Yankı'ya Stockholm'de başarılar dileğiyle" imzaladı.

(TV'de 7 Gün dergisi - 24 Şubat 1975)

SEMİHA YANKI KİMDİR?

Semiha  Yankı (1958 -  .... )
Yankı, 1958 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Çocuk yaşlarında bir süre akrobatlık yapan sanatçı, ağabeyinin sahnede akrobasi yaparken ölümü üzerine müziği seçti. 13 yaşında taverna ve gazinolarda şarkı söylemeye başladı. İlk plağı "Benim Dünyam-Sen de Bizdensin". Adını 1975 Eurovision Şarkı Yarışması elemelerinde "Seninle Bir Dakika" adlı şarkıyla Türkiye birincisi olarak duyurdu. Finallerde 3 puanla sonuncu olmasına rağmen unutulmayanlar arasına girdi. Türkiye'yi Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil eden ilk şarkıcı olan Yankı, Eurovision denince akla ilk gelen isimlerden biridir.

Bir yıl sonra Altın Orfe'de birinci oldu. Sahne çalışmalarına hiç ara vermedi. İlk evliliğinden Tebessüm (1984) adında bir kızı var.

Yankı'nın Eurovision Şarkı Yarışması'nda seslendirdiği "Seninle Bir Dakika" adlı şarkı:

SEMİHA YANKI - 1975 - KERVAN

Seninle bir dakika 
Umutlandırıyor beni 
Bir dakika siliyor canım 
Yılların özlemini

Hasret tükenmez gibi 
Kavuşmak bir dakika 
Sevmek bir ömür sürer 
Sevişmek bir dakika

Seninle buluşmamız 
Bir dakikada geçti 
Gözlerim gözlerini canım 
Bir dakikada içti

Söz: H.Münir Ebcioğlu / Müzik: Kemal Ebcioğlu

(HABER7) Derleme-Nusret Odabaş

 

YORUMLAR

2 Yorum Var
  • misafir 6 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Binali Bey'in saygı değer eşine hakaret etmişti biz böyle tanırız bu zatı
    Cevapla
  • Salim 6 yıl önce Şikayet Et
    Binali yıldırımin eşi seniha hanimi çirkinlik üzerinden rencide etti bu kişiliği sorunlu yaratik. Sanatciymis.
    Cevapla
ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.