İstanbul

35 bin voltluk yüksek gerilime kapıldı! 6 aylık mücadelesi sonuçlandı

15:47 28 Ekim 2021 3 Yorum Var
35 bin voltluk yüksek gerilime kapıldı! 6 aylık mücadelesi sonuçlandı

37 yaşındaki Ömer Duymaç’ın yaklaşık 35 bin voltluk yüksek gerilime kapılması sonucu vücudunun çeşitli yerlerinde üçüncü derece derin yanıklar oluştu. 6 aylık zorlu tedavinin ardından Duymaç mucize kurtuluşunu anlattı.

Elektrik teknisyeni olarak görev yapan Ömer Duymaç, çalıştığı sırada yaklaşık 35 bin voltluk yüksek gerilime kapıldı. Olay anını "Sadece vücudumun kasıldığını hissettim." ifadeleriyle aktaran genç teknisyenin o dakikadan sonra ölümle yaşam arasındaki mücadelesi de başlamış oldu. Hastaneye kaldırılmasının ardından el, bilek, parmaklar ve ayaklar başta olmak üzere vücudunun farklı bölümlerinde ciddi doku kayıpları oluşan Duymaç'ın aynı zamanda tendon ve sinirlerinde ciddi yaralanmalar meydana geldi.

“EVLATLARINA DOYASIYA SARILABİLECEĞİ GÜNLERİN HAYALİNİ KURUYOR”

Duymaç, hayata tutunmak için büyük mücadele verdiği 6 aylık uzun süreçte, doku kayıplarının giderilmesi amacıyla birçok operasyon geçirdi. Yaşam mücadelesini kazanmasının ardından taburcu edilen elektrik teknisyeni için artık yeni bir süreç de başlamış oldu. Yaraların enfeksiyon kapmaması için evde yara bakım hizmeti almaya başlayan Duymaç, bir taraftan da hareket fonksiyonlarını yeniden kazanabilmek amacıyla yoğun şekilde fizik tedaviye başladı. Bu sayede Duymaç'ın yaralarının enfeksiyon kapması önlendi, aynı zamanda hareket kabiliyetlerini kazanarak sosyal hayatına dönmesi sağlandı. Duymaç tamamen sağlığına kavuşup, evlatlarına doyasıya sarılabileceği günlerin hayalini kuruyor.

“GÜÇLÜYÜM SANIYORDUM AMA ÇARESİZDİM”

Yaşadığı süreci anlatan Ömer Duymaç, kazanın çok ani geliştiğini yüksek gerilime kapıldığı ilk anda vücudundaki değişiklikleri hissetmediğini ancak hastane süreciyle ağrı ve acılarının başladığını anlattı. Önce hayata tutunmak, ardından da sağlığına kavuşabilmek için uzun ve meşakkatli bir süreç geçirdiğini dile getiren genç teknisyen, duygularını "Bir anlık bir şeydi. Hani kimse kendine yakıştıramaz, kimse demez bilemez... Şükretmeye başladık, duadan başka elimizden hiçbir şey gelmedi. 10 günlük yoğun bakım sürecim geçti. Bilincim açıktı bu sürede, yaşadım her birebir her gün, saat, her dakika geçmedi. Kişisel ihtiyaçlarımı dahi söylemekten çekindim. Kendimce güçlüyüm sanıyordum ama o anda o kadar çaresiz hissediyorsunuz ki... Ben normalde hayatımda sırt üstü yatmış bir insan değilim ama orada aylarca sırt üstü yattım hiç kımıldamadan. Çaresizlik." diyerek dile getirdi.

“BUNU YAPACAĞIMA İNANIYORUM”

Yoğun bakım, yanık tedavi merkezindeki süre ve ameliyatlarla yaklaşık 2,5 ay boyunca hastanede kaldığını ifade eden Duymaç, taburcu edilmesinin ardından pansumanların en az cerrahi ameliyatlar kadar önemli olduğunu fark ettiklerini, bu nedenle evde yara bakım hizmeti almaya başladıklarını anlattı.

Ömer Duymaç, şöyle devam etti:

"Hızlı ve etkili bir tedaviyle kısa sürede herhangi bir enfeksiyon riskiyle karşılaşmadan tedavim tamamlandı. Dokularım birleşti, açık yaralarım kapandı. Kısa sürede ayağımdaki deri greftleri de iyileşmeye başladı ve ayağa kalktım, sosyal hayata dönmeye başladım. Fizik tedavi alıyorum. Daha da iyi olacağını düşünüyorum inşallah. İnsanın başına bir şey gelmeyince değer, kıymet bilmez derler. Ben de bunu yaşadıktan sonra insan kendini sorguluyor. İkinci bir hayat artık bir şeyleri değiştirmek isterim. Aileme, çocuğuma daha çok sarılmak isterim gibi düşüncelere giriyorsun. Yaşadığım kazadan dolayı iki yaşındaki kızımı kucaklayıp kavrayamıyorum. Ama bunu yapacağıma inanıyorum."

“BEN YIKILIRSAM EŞİM YIKILACAK”

Duymaç'ın eşi Neslihan Duymaç da mücadele dolu bu süreçte yaşadıklarını şu duygularla dile getirdi:

"Bu kazada benim ilk aklıma gelen, acil servislere gittiğimiz zaman 'Bizden daha da kötüsü var.' dediğimiz an benim başıma gelmişti. Bizden daha kötüsü yok şu anda. Sonrasında yani eşimden öte orada şunu düşünüyorsunuz; çocuklarım. Bu hastalık sürecindeki psikolojik sorunlar çocukları etkileyecek mi, ev ortamını etkileyecek mi? Ben yıkılırsam eşim yıkılacak, eşim yıkılırsa ortam gerilecek ve çocuklar yıkılacak. Hani bu şekilde süreç devam etti. Ben o yüzden duygularımı yaşamak, göstermek istemedim. Bence bu süreçte eşim en büyük destek olarak beni gösterdi ama en büyük destekçileri çocuklarıydı. Kendinden çok onları düşünmesi oldu. O yüzden daha çabuk atlattık diye düşünüyorum."

“GÜVENLİ BİR ORTAM OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR”

Duymaç'ın yara bakım tedavisini yürüten Medipol Mega Üniversite Hastanesi Evde Bakım Hizmetleri Sorumlusu Nadire Karahan da bu süreçte hastanın derin doku hasarı ve enfeksiyon riskinden dolayı evde tedavi hizmeti alması gerektiğini, bu kapsamda 40 seans gerçekleştirildiğini aktardı.

Duymaç'ın yaralarının iyileşmesinin ardından evde fizik tedavi sürecinin başladığını belirten Karahan, şu bilgileri verdi:

"Hastalarımızı yakından tanımak, değerlendirmek, uygun tedavi planını oluşturmak ve bu süreçleri yakından takip etmek hastalığın seyri açısından çok önemli. İlk önce hastamız için güvenli bir ortam oluşturmamız gerekiyor. Yaptığımız müdahalelerin tamamının hasta için steril olması gerekiyor. Bakımın devamlılığı gerekiyor. İlk, son evresi ve iyileşme dönemini yakından takip ettiğimiz takdirde iyileşme sürecini daha hızlandırıyoruz."

“EN AZ 3 AY KADAR DAHA DEVAM EDECEK”

Genç teknisyenin fizik tedavi sürecini yürüten Medipol Mega Üniversite Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ağırman da çizilen program üzerinden yaklaşık 3 hafta geçmesiyle Duymaç'ın sol ayağına basabilir hale geldiğini, el bileği hareketlerinin açıldığını ve parmak fonksiyonlarının yavaş yavaş yerine gelmeye başladığını söyledi.

Duymaç'ın bu süreçte doku iyileşmesi ve tamirinin devam ettiğini söyleyen Ağırman, egzersizlerin artık klinikte devam edeceğini, hastanın sağ elinde birden fazla tendon yaralanması ve ciddi bir doku kaybı olduğu için rehabilitasyon sürecinin en az 3 ay kadar daha devam edeceğini belirtti.

YORUMLAR

3 Yorum Var
  • Remzi 2 yıl önce Şikayet Et
    İş güvenliği çok önemli. Çakmakla doğalgaz sızıntısı arayan milletimiz bu tip olayları hafife almaktan vazgeçmelidir. Ölümden korkmamayı anlarım da, işin ucunda ölemeyip ömrünün sonuna kadar yatağa mahkum kalma riski de var. Bari ondan çekinin.
    Cevapla
  • mehdi 2 yıl önce Şikayet Et
    Allahım yar ve yardımcın olsun.
    Cevapla
  • ali 2 yıl önce Şikayet Et
    evet yüksek volt altında çalışan tüm arkadaşlar gerekli iş güvenliği yönetmelikleri dünya standardına yükselmeden hiç bir şekilde elektrik sahalarına girmeyelim. dünya elektrik iş kazalarında en yüksek oranlarda ülkemiz. 50.000 volt dayanıklı statik elbiseler zorunlu olmalı. ayırıcılar ve kesiciler her zaman açık olmalı topraklanma lı olmalı elektrik kontrol kalemi ile ölçülüp tüm iş seyri sıralanıp rapor altına alındıktan sonra sahaya servis için diğer teknikerler girmelidir. bizde şimdi olduğu gibi birisi çıkıp ayırıcı ve kesiciler açık toprak maşalı dedi diye sahalara girmemeliyiz. allah şifa versin geçmiş olsun.
    Cevapla
ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.