28 Şubat davası

 İnsan Hakları Savunucuları Derneği (İHSD) Genel Başkanı Ali Akbaş, 103 sanığın yargılandığı 28 Şubat Şubat davasına ilişkin, "Kendisi de 28 Şubat mağduru olan dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, mahkemeye gidip bildiklerini ve yaşadıklarını anlatmalıdır" dedi.

Akbaş, yaptığı açıklamada, 28 Şubat'ta benzeri sıkıntıları kendilerinin de yaşadığını, bu nedenle davayı yakından takip ettiklerini ifade etti.

Başörtülü yüz binlerce insanın eğitim haklarının elinden alındığı vurgulayan Akbaş, halkın iradesiyle kurulan Refah-Yol hükumetinin illegal yollarla yıkıldığı 28 Şubat'ta yaşanan postmodern darbesinin sivil ayağının mutlaka ortaya çıkarılması ve yargı önünde hesap vermesi gerektiğini belirtti.

Akbaş, 28 Şubat dönemine ilişkin mahkemenin "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan 103 sanığın yargılandığı davanın 80. duruşmasında eski başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın gelecek duruşmaya katılması hususunda çağrı kağıdı çıkartılmasına, katılmamaları durumunda ise haklarında zorla getirilme kararı verilebileceğine dair ihtarda bulunulmasına karar verdiğini anımsatarak, mahkemenin bu kararını desteklediklerini kaydetti.

- "28 Şubat'ın medya ayağı Aydın Doğan da yargılanmalı"

Tansu Çiller'in mahkemeye giderek, darbeciler hakkında bildiklerini açıklamasını ve o dönemde yapılan insan hakları ihlaline tepkisini ortaya koymasını isteyen Akbaş, 28 Şubat'ta darbecilerle işbirliği içinde olan Mesut Yılmaz'ın mahkemeye gelmeyişini anlayabildiklerini ancak dönemin mağdurlarından Tansu Çiller'in neden gelmediğini anlayamadıklarını öne sürdü.

Akbaş, başta Hayyam Garipoğlu olmak üzere birçok kişinin gönüllü olarak davaya müdahil olduğunu, 28 Şubat davasına karşı duyarsız kalanların halkın vicdanında hoş karşılanmayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Refah-Yol hükümeti aleyhinde yalan yanlış yayınlarla darbenin medya ayağını Aydın Doğan'ın sahibi olduğu medya üstlenmişti. Dernek olarak bugün de haksız çıkar peşinde koşan ve 28 Şubat'ta oynadığı senaryoyu günümüzde de ısrarla sürdürmeye çalışan Aydın Doğan ve medyasının sıkı takipçiyiz. Doğan'ın da yargılanıp hak ettiği cezayı alması gerekir. Hilton arazisindeki yeşil alana yapmak istediği ek binayla haksız rant elde etmesine imkan tanımadığı için hükümete saldıran Aydın Doğan'ı uyarıyoruz. Aydın Doğan, sana Hilton arazisine inşaat yaptırmayacağız. Bu ülkeyi senin gibi rantçılara yağmalatmayacağız. Başka bir hükümet gelir de imar izni koparırsan, iyi bil ki Hilton'un bahçesine çadır kurup direneceğiz. Türkiye senin çiftliğin değil, o günler çok geride kaldı Aydın Doğan, haddini bil."

Sivil medya ayağı, asker ve resmi sorumluların, mağdurlara yapılan zulmün hesabını adalet önünde vermesi gerektiğini savunan Akbaş, "İnsan hakkı ihlallerine sebep olan, yüz binlerce başörtülü kız çocuğunun mağdur edildiği, inançlı askerlerin ordudan atıldığı, inançlı insanlara yıldırma ve sindirme politikalarının izlendiği bu dönemle ilgili adalet yerini bulmalı, darbenin sadece resmi tarafları değil, sivil tarafları da hak ettiği cezayı almalıdır. Kendisi de 28 Şubat mağduru olan dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, mahkemeye gidip bildiklerini ve yaşadıklarını anlatmalıdır" diye konuştu.