Cuma namazı için mesai düzenlemesi

METİN GİRGİN - Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı Ecevit Öksüz, cuma namazı için mesai düzenlemesine ilişkin, "Memnuniyet ve şükran duygusuyla karşıladık. Türkiye'de son yıllarda din ve vicdan özgürlüğünün artmasından memnunuz. Bu düzenleme sadece kamu kurumlarıyla sınırlı kalmamalı. Özel sektör çalışanlarının da bu konuda rahat bir ortama kavuşmalarının önü açılmalıdır" dedi.

Öksüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de hakların ve özgürlüklerin genişletilmesi adına atılacak her adımı desteklediklerini söyledi.

Özellikle insan hak ve hürriyetleriyle inanç özgürlükleri bağlamında Türkiye'de alınan mesafelerin ve gerçekleştirilen iyileştirmelerin sadece İslam alemi için değil, insanlığın bütünü için örnek teşkil edecek nitelikte olduğunu ifade eden Öksüz, camilere yapılan saldırıların, dünyanın birçok bölgesindeki İslamofobik faaliyetlerin, Müslümanların mezhep ve etnik kökenli yaklaşımlarla birbirine düşman etmek üzere yürütülen oyunların gündemi yoğun bir şekilde işgal ettiği bir dönemde böyle bir düzenlemenin yapılmasının cuma namazının mana, ehemmiyet ve hikmeti bağlamında önemli bir adım olduğunu vurguladı.

- "Özel sektör çalışanlarını da kapsamalı"

Öksüz, cuma namazının Müslümanlar için omuz omuza vererek, aynı kıbleye doğru kıyam etmekten öte birlik, dirlik ve kardeşliğin önemli göstergelerinden birisi olduğuna işaret ederek, "Bu bağlamda yapılan düzenlemenin, cuma namazının bizzat kendisinde var olan simgesel mana ve önemi açısından da çok önemli olarak görüyoruz. Memnuniyet ve şükran duygusuyla karşıladık. Ayrıca cuma namazı vaktindeki mesai düzenlemesi sadece kamu kurumlarıyla sınırlı kalmamalı. Özel sektör çalışanlarının da bu konuda rahat bir ortama kavuşmalarının önü açılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun cuma günüyle ilgili mesailerin düzenlenmesine dair açıklamasını memnuniyetle karşıladıklarına değinen Öksüz, şöyle devam etti:

"İnanan insanların farz ibadetlerini dahi gizli yapmak zorunda kaldığı, camilerin mahsun bırakıldığı, başörtülülere had bildirilen meclis salonlarının olduğu, Kur'an eğitiminin yaş engeliyle bitirilmek istendiği, din eğitimi verilen kurumların katsayı ve benzeri garip uygulamalarla kapısına kilit vurulmaya çalışıldığı, namaz kılanların ikinci, üçüncü sınıf insan muamelesi gördüğü bir Türkiye'den, cuma namazı için mesai düzenlemesinin dahi yapıldığı bir Türkiye'ye gelmiş olmaktan Müslüman vatandaşlar olarak onur duyuyoruz. Sadece Müslümanların değil, ülkemizde yaşayan tüm inanç gruplarının önündeki engelleri bir bir kaldıran, gerektiğinde farklı din mensuplarının dinlerini öğrenmelerine imkan vermek için seçmeli dersler açan bir devlet yapısı, vatandaşları tarafından daha çok sahiplenilen ve onaylanan bir makam olacağı için, vatandaş-devlet ilişkilerini olumlu yönde etkilendiğini de ayrıca vurgulamak isterim."

- "Genelge zorlayıcı değil"

Devletin, dinin ve insani hak ve hürriyetlerin üzerinde bir tehdit değil, aksine bu hak ve hürriyetleri koruyan bir yapı olması gerektiğine inandıklarına dikkati çeken Öksüz, yapılan düzenlemelerin bu inancı güçlendirdiği gibi, devletle milletin barışması, devletin milletin hakimi değil, hadimi olduğu gerçeğinin yerleşmesine de hizmet etiğini kaydetti.

Öksüz, "Hiç kimse bu uygulamanın, gitmek istemeyenleri zorla cuma namazı kılmaya sevk edecek bir uygulama olduğu veya bu tür sonuçlar doğuracağı konusunda endişelenmemelidir. Bu uygulama cuma namazı kılmak isteyip sıkıntı yaşayanların sıkıntılarını gidermek dışında başka bir amaca matuf değildir, olamaz" diye konuştu.

Özellikle sosyal medya ve bazı yayın organlarında, düzenlemeyle ilgili yapılan yorumların gerçeği yansıtmaktan ve düzenlemenin amacını, ruhunu anlamaktan uzak olduğunu kaydeden Öksüz, milletin böyle yorumlara itibar etmediğini bildirdi.

Öksüz, cuma namazı düzenlemesini hayata geçiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere, tüm hükümet üyelerine ve emeği geçenlere teşekkür etti.