Konya

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Keleş:

11:45 23 Aralık 2015
Din Ä°ÅŸleri Yüksek Kurulu BaÅŸkanı KeleÅŸ:

AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, "İslam 14 asır boyunca her din ve ırktan insanlara nasıl özgürlük sağlamışsa hiç olmazsa bu davranış örnek alınarak, bugün gelişmiş demokrasi olarak nitelendirilen batı ülkelerinde yaşayan Müslümanların da dini eğitim hakkının, hak, hukuk ve ibadet özgürlüğünün sağlanması gerekiyor" dedi.

Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Paris saldırısı sonrasında dünyada İslamofobinin yaygınlaştığını söyledi.

İslam'a ve Müslümanlara yönelik saldırıların arkasında bir takım karanlık güçler ve yapılanmalar olduğunu belirten Keleş, "Bu yapılanmalar, yol kesiciler dediğimiz İslam'ın yolunu kesmeye çalışan yapılardır. Bu insanlar, İslam'ın rahmetinin insanlara ulaşmasını engellemek için ortaya çıkıyorlar. Bunların yaptığı bir takım eylemler sonucunda İslam dini hakkında batıda yanlış bir algı oluşmaya başladı" diye konuştu.

Paris saldırısını İslam'a ve Müslümanlara mal etmenin asla doğru olmadığına işaret eden Keleş, şöyle devam etti:

"Fransa'da 6 milyon Müslüman yaşıyor. İslam medeniyetinin merkezlerinde asırlarca farklı din ve mezheplere mensup insanların kardeşçe yaşadığını görüyoruz. Kimse kimsenin canına, malına, ırzına ve namusuna dokunmamış. Bunların en güzel örneklerini İslam dünyasında görebiliyoruz. Beyrut'taki Hristiyan din adamları, 'Gelip Müslümanları bize sorsunlar. İslam'ın nasıl bir rahmet dini olduğunu, ortak bir yaşam alanında bulunmanın ne demek olduğunu bize sorsunlar' diyor. Batıda en ufak farklılığa tahammül edilmeyen bir takım yaklaşımlar ortaya çıkmaya başladı. Camilere ve Müslümanlara saldırılar, hakikaten kabul edilemez bir tablo."

- "İslam, 14 asır boyunca özgürlük sağladı"

Keleş, batı ülkelerinde yaklaşık 50 milyon Müslüman'ın yaşadığına dikkati çekerek şunları söyledi:

"Bu insanlar, o ülkelerin vatandaşları, orada doğmuş, büyümüşler, yıllardır orada yaşıyorlar. Onların hakkının, hukukunun korunması, ibadet özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Bin 400 sene Hristiyanların ve Yahudilerin ibadet özgürlüğü nasıl sağlanmış buna bakılmalı. Yahudiler İspanya'dan atıldıklarında Osmanlı onları kabul etmiş ve İstanbul'a getirmiştir. İslam 14 asır boyunca her din ve ırktan insanlara nasıl özgürlük sağlamışsa hiç olmazsa bu davranış örnek alınarak, bugün gelişmiş demokrasi olarak nitelendirilen batı ülkelerinde yaşayan Müslümanların da dini eğitim hakkının, hak, hukuk ve ibadet özgürlüğünün sağlanması gerekiyor."

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hazırladıkları DAEŞ Raporu'na değinen Keleş, Hazreti Muhammed'in alemlere rahmet olarak gönderildiğini anımsattı. Hiç kimseye zorla bir dinin kabul ettirilemeyeceğini, İslam'ın bunu reddettiğini aktaran Keleş, şöyle konuştu:

"Kişi, İslami değerleri kendi isteğiyle benimser, yine özgür iradesiyle kabul etmez. İslam, ona 'Sen neden kabul etmedin' diye zorlama ve baskı yapmaz. Bunu, bin 400 sene önce Peygamberimiz ve Kur'an-ı Kerim ilan etmiş, asırlarca uygulanmış. Bunu, batıya anlatmaya çalışıyoruz fakat manipülasyonlar, basının yapmış olduğu algı ile İslamofobi dediğimiz İslam korkusu insanlarda çok farklı yönelişleri ortaya çıkarıyor."

- "İslam, insanı yaşatmak için gelmiştir"

İslami terimlerin istismar edildiğine dikkati çeken Keleş, şu değerlendirmeyi yaptı :

"Cihat, insanlara hayat verme yöntemidir. İslam, insanı yaşatmak için gelen bir dindir, öldürmek için gelmemiştir. Cihat, zulmü ortadan kaldırmak için meşru kılınmıştır. Zulmü ortadan kaldırmak için meşru kılınan bir nizamı, zulme araç haline getirmek asla doğru değildir. DAEŞ'in yakıp yıktığı tarihi eserler, o mekanlarda yaşayan gayrimüslimler, 4 halife döneminde yok muydu? Sahabe, Peygamber Efendimizin vefatından 7 sene sonra Diyarbakır'a geldi. Sahabe efendilerimiz bilmezler miydi tarihi eserleri yakıp yıkmayı? İslam otoritesi altına girmeyen gayrimüslimleri yok etmeyi düşünemediler mi? Peki, neden bu insanlar bu değerlere zarar veriyor? Örnek sahabeler 4 halife ise onların yolunu izlemek zorundayız. Takip edilen yöntemlerin İslam ile bağdaşmadığını, İslam'a zarar verdiğini ifade etmek durumundayım."

- Terör örgütünün camilere yönelik saldırıları

Keleş, PKK terör örgütünün camilere yönelik saldırılarına da değinerek şunları kaydetti:

"Camiler, bizim millet olarak Türk, Kürt, hangi unsur olursa olsun ortak değerlerimizdir. Camiler, 'Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli' dizesiyle İstiklal Marşımıza da girmiştir. Cami, mabet, herkes için, en başta da Kürtler için en önemli dokunulmazlardan, kutlu mekanlardandır. Camilere yapılan saldırılar, mahremimize, ırzımıza dokunmak, hatta ondan daha öte bir haldir. İmanı, inancı olan, dinine, tarihine ve medeniyetine saygısı olan hiç kimsenin asla teşebbüs etmemesi gereken olaydır."

YORUMLAR

ETÄ°KETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.