Mersin

Aydıncık'taki tarihi yerlerde inceleme

10:55 14 Mayıs 2018
Aydıncık'taki tarihi yerlerde inceleme

Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapması sebebiyle Doğu Akdeniz'in en önemli liman kentleri arasında yer alan Mersin'in Aydıncık ilçesinde, "2018 Avrupa Kültürel Miras Yılı" etkinlikleri çerçevesinde bölgeye gelen bir heyet, yörenin kültürel mirasını oluşturan tarihi yerleri ziyaret ederek, incelemelerde bulundu.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezince, 2018 Avrupa Kültürel Miras Yılı etkinlikleri kapsamında, MÖ 6 binli yıllara kadar uzanan kalıntıların yer aldığı değerlendirilen Aydıncık ilçesinde inceleme ve gezi programı düzenlendi.

Programa katılan yaklaşık 70 kişilik heyet, ilk olarak Antik Çağ'da yaşamış Akdeniz kavimi olan Fenikeliler tarafından kurulan Kelendires Antik Kenti'ni ziyaret etti.

İlk Çağ'da, Dağlık Kilikya'nın önemli bir limanı olan yörede araştırma yapan heyet, Kelendires Antik Kenti Kazı Başkanı ve Batman Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Levent Zoroğlu'ndan karşılaştıkları tarihi kanıtlar hakkında bilgiler alarak, inceleme yaptı.

Heyet, ardından, 1999 yılında hayvanlarını otlatan bir çobanın, çevrede gezen kirpiyi takip etmesiyle ortaya çıkarılan Gilindire Mağarası'nı gezdi.

Denizden 45 metre yüksek yamaçta olan, 555 metre yatay uzunluğa, 46 metre derinliğe sahip mağarayı tetkik etme fırsatı yakalayan katılımcılar, buzul dönemine ait sarkıt, dikit ve damla taşların yer aldığı aykırı oluşumları fotoğraflandı.

- "Aydıncık bugün dahi önemini koruyan bir bölgedir"

Zoroğlu, daha sonra program kapsamında bir otelde gerçekleşen “Doğu Akdeniz Kültür Varlıkları ve Su Altı Kültür Mirası” konulu söyleşide yaptığı konuşmada, bölgenin geçmişteki dönemde tuz gemilerinin en önemli uğrak limanlarından biri olarak bilindiğini söyledi.

Limanın tarihte köklü bir geçmişe sahip olduğuna vurgu yapan Zoroğlu, "Günümüzden en az 4 bin yıl önce yazıtlara bakarak insanların burada yaşadığı anlaşılıyor." dedi.

Zoroğlu, limanın sahip olduğu değerlere değinerek, şunları kaydetti:

"Bölgede yalnızca deniz yoluyla değil kara yoluyla da ticaret yapılabiliyor. Bugün olduğu gibi o yıllarda da Doğu Akdeniz ile Anadolu arasında yapılan ticaret bu bölgeden sağlanıyor. Şehir yerleşimi ne kadar diğer bölgelerde gelişse de ticaretteki gücü ve stratejik önemi sebebiyle, Aydıncık bugün dahi önemini koruyan bir bölgedir. MÖ 5, 6, ve 7. yüzyıllar arasında bölge, Kıbrıs Adası, Filistin ve Suriye ile ticaret açısında yoğun bir dönem geçirdi. Bunu gemilerle taşınan küplerin içindeki malzemelerden anlıyoruz. Küplerle Kıbrıs, Filistin ve Suriye'de üretilen bal, balık sosu, badem gibi ürünlere rastlanırken bu bölgeden de oralara kozmetikte kullanılan meşe palamudu, anforaların içinin sıvandığı reçineler ya da kereste gönderildiği anlaşılıyor."

-"Dana Adası'nda kayalara oyulmuş kıyı şeridi parçalar tespit edildi"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar da bölgenin tarihte önemli bir ticaret potansiyeli oluşturduğunun altını çizerek, “Aydıncık, gerek ticarete uygun bir noktada bulunması, gerekse farklı kültürlerin içerdiği unsurları bünyesinde barındırıyor olması sebebiyle stratejik açıdan önemli bir bölgeydi." diye konuştu.

Bölgenin deniz ticareti açısında Eski ve Orta Çağ boyunca önem taşıdığını aktaran Sayar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Asur Krallığından Lidyalılara, Roma İmparatorluğuna kadar her dönemde denizcilik bölgede hakimdi. Ayrıca bölge, Orta Çağ'da da askeri hareketin artmasıyla büyük stratejik öneme sahip olmuştur. Bölgeye yakın olan Dana Adası'nda yapılan araştırmalarda gemilerin yapımı için oluşturulmuş bazı kızak yerleri olduğu düşünülen kayalara oyulmuş bazı kıyı şeridi parçalar tespit edildi. Bu çalışmalar henüz başlangıç aşamasında. Bir ihtimal Putolemayus Devleti'nin donanma gemilerini üreten yerler. Çok disiplinli çalışmaların tamamlanmasıyla kesin sonuca ulaşılacaktır."

Su altı Arkeoloğu Yaşar Yıldız ise "Mersin, Adana ve Antakya Su Altı Kültür Mirası" konulu sunumunu katılımcılarla paylaşarak, Doğu Akdeniz'in su altı arkeolojisindeki önemini anlattı.

Yıldız, dünyanın en eski gemisinin Antalya'nın Kaş ilçesinin yakınlarında bulduklarını anımsatarak, "Anadolu, çok zengin bir kültür mirası barındırıyor. Doğru orantılı olarak denizler de çok zengin bir mirasa sahip. Kaş'ta batan ve 1325'lere tarihlenen gemide Kıbrıs'tan yüklenmiş olduğu tahmin edilen bakır külçeler bulundu. Gemilerin yaşlarını ahşabın yaşından anladık. Bu gemiden daha eski gemiler olabilir." şeklinde görüş bildirdi.

Katılımcılar, ilçedeki Martı Adası'nda da, "Kültürel Miras Farkındalık Dalışı" gerçekleştirdi.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.