Şanlıurfa

Savaşın cefakar anneleri

11:06 12 Mayıs 2017
Savaşın cefakar anneleri

HALİL FİDAN - Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve birçoğu eşlerini kaybeden Suriyeli anneler, doğup büyüdükleri topraklara dönmenin umuduyla evlatlarına çocukluklarını yaşatmak için mücadele ediyor.

Suriye'de yaklaşık 7 yıldır süren iç savaş en çok kadın ve çocukları etkiliyor. Olaylar nedeniyle evini ve yurdunu bırakıp kaçmak zorunda kalan birçok kadın, Türkiye'deki çadır kentlerde yaşamlarını sürdürüyor.

Savaşta eşini, çocuğunu, yakınlarını kaybeden kadınlar, yaşadıkları acıya rağmen anne olduklarını unutmuyor. Çocuklarının sevgisiyle yaşama tutunan anneler, ülkelerindeki savaşın sona ermesi için dua ediyor.

Hikayeleri farklı olsa da ortak acıları savaş ve gözyaşı olan Suriyeli anneler, doğup büyüdükleri topraklara dönmenin umuduyla, evlatlarına "çocukluklarını" yaşatmak ve savaştan etkilenmemeleri için çabalıyor.

Yaklaşık 3 yıl önce Halep'e bağlı Ayn el Arap'taki terör örgütleri DEAŞ ve PYD arasındaki çatışmalardan kaçan Suriyeli çok sayıda kadın, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) oluşturulan "Türkiye'deki en büyük sığınmacı kampı" özelliğini taşıyan Suruç Çadır Kenti'nde kalıyor.

Kendilerine sunulan imkanlardan dolayı Türk hükümetine teşekkür eden Suriyeli Kürt anneler, topraklarında çatışma olmamasına rağmen, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin bölgede uyguladığı baskılar nedeniyle evlerine dönemiyor.

Yeni yuvalarında yemek, bulaşık, temizlik, çamaşır gibi işlerin yanında çocuklarına bakan kadınlar, artan zamanlarında bir araya gelerek sohbet edip hüzünlerini paylaşıyor.

Çocuklarının mutluluğu için mücadele eden cefakar anneler, bilgisayar, dikiş, nakış, resim ve kuaförlük kursları gibi sosyal aktivitelere katılıp savaş, çatışma ve acı dolu anılarını bir an olsun unutmaya çalışıyor.

- Hikayeler farklı, acılar aynı

Hayatının baharında dul kalan ve eşinin tek yadigarı talasemi hastası oğlunun sağlığına kavuşması için çabalayan Afife Hamid (18), savaştan önce Şam'da yaşadıklarını belirtti.

Babası ve kardeşinin orada hayatını kaybettiğini, bu nedenle Halep'in Han el-Asel bölgesine göç ettiklerini aktaran genç kadın, şunları kaydetti:

"Daha sonra bulunduğumuz yerde de çatışmalar arttı. Uçaklar sürekli her tarafı bombalıyordu. Kardeşlerim korkmaya başladı. Bu nedenle annem ve 6 kardeşim Türkiye'ye sığındı. Ben ve eşim orada yaşamaya devam ettik. Sonra eşim Menbiç civarına çalışmaya gittiğinde uçaklar orayı bombalamış ve o da orada şehit oldu, cesedini bile bulamadık. Bunun üzerine ne yapacağımı bilemedim, hasta oğlumla Türkiye'ye annemin yanına geldim. Burada hastaneye gittik, oğlumun talesemi hastası olduğunu söylediler. Her ay gidip kan yüklüyoruz. Annem, kardeşlerim ve oğlumla 9 kişi bu çadırda yaşıyoruz. Annem 45 yaşında bize bakabilmek için dışarı çıkıp arazide çalışıyor. Ben de hem oğluma hem kardeşlerime bakmaya çalışıyorum. Rabbimden tek isteğim eşimin yadigarı oğlumun tedavi olup sağlığına kavuşması."

İki çocuk annesi Naze Sadun (29) da Ayn el-Arap'daki çatışmaların ardından buraya geldiğini ifade ederek, ilk günden itibaren çadır kentte en güzel şekilde ağırlandıklarını söyledi.

Evini ve vatanını çok özlediğini anlatan Sadun, "Burada her türlü ihtiyacımız karşılanıyor, hiçbir sıkıntımız yok, Allah Türkiye'den razı olsun, eşim gidip çalışabiliyor, oğlum okula gidiyor ve çok başarılı ama her şeye rağmen insan vatanını özlüyor. Evimize baskılar nedeniyle gidemiyoruz. Oraya dönmek, çocuklarımı memleketlerinde büyütmeyi arzuluyorum ama orada bu imkanlar yok, bin bir türlü sıkıntı var. Annem, babam, kardeşlerim orada onları özlüyoruz." dedi.

Sınıf öğretmeni iki çocuk annesi Hevin Reşid (33) ise Ayn el-Arap'tan geldiklerini, çatışmalar bitince ise Suriye'ye geri döndüklerini dile getirerek, ancak orada yaşamanın mümkün olmadığını belirtti.

Çadır kentte mesleğini yapma imkanı bulduğu için mutlu olduğunu söyleyen Reşid, "Suriye'de kısa süre öğretmenlik yapabildim, burada işimi yapabilmek inanın bambaşka bir duydu. Eşim de öğretmenlik yapıyor, sabahları o çocuklara bakıyor, ben okula gidiyorum, öğleden sonra ise ben geliyorum o gidiyor. Evlatlarımız için buradayız ve Allah'a şükür onlara en iyi şekilde bakabiliyoruz." diye konuştu.

Fatma Mustafa (18) da bir süre önce burada evlendiğini ancak eşinden kötü muamele ve şiddet gördüğü için boşandığını, 4 aylık hamile olduğunu ifade etti.

Savaş nedeniyle çok acı çektiğini, birçok yakının kaybettiğini vurgulayan genç anne adayı, karnındaki çocuğunun kendisini hayata bağladığını sözlerine ekledi.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.