Anne sütü prematüre bebekleri hayata bağlıyor

Siirt Üniversitesi (SİÜ) Tıp Fakültesi Dekanı ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vefik Arıca, "Anne sütünün ilk damlaları, 'kolostrum' dediğimiz anne sütü oluşturmaktadır. Biz kolostrumu, ilk 1-2 gün vermekle aslında prematürenin hayata tutunmasına çok önemli katkıda bulunmaktayız." dedi.

Prof. Dr. Arıca, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, prematüre bebeklerin hayata tutunması için ebeveynlere ve sağlık çalışanlarına önemli görevler düştüğünü söyledi.

Normal bebeklerin anne karnında 38 ile 42 hafta arasında doğduğunu ve 280 günü anne karnında geçirdiğini aktaran Arıca, 37 haftanın altındaki bebek doğumlarına "prematüre" denildiğini belirtti.

- Türkiye'de her yıl 150 bin prematüre bebek

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bebeklerin yüzde 10'unun prematüre olarak doğduğunu anımsatan Arıca, her yıl dünya genelinde 150 milyon, Türkiye'de ise 150 bin bebeğin prematüre olarak dünyaya gözlerini açtığını aktardı.

Prematürelerin anne karnında daha kısa süre geçirdiklerinden bazı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabildiğini ifade eden Arıca, şöyle konuştu:

"Bu bebekler, birtakım organlarda, immün sistemde, enfeksiyonlara yatkınlıklarda, göz ve işitme problemlerinde diğer normal doğanlara göre biraz daha hassas olabiliyorlar. Özellikle çok ileri prematürelerde yeni doğan yoğun bakım küvöz bölümlerinde göz problemleri, görme sorunları, işitme, beyinsel fonksiyonlar, akciğer problemlerini sık yaşıyoruz."

Arıca, yenidoğan yoğun bakım uzmanlığının çıkması, yenidoğan ünitelerinin ve "sürfaktan" denilen ilaçların gelişmesi sayesinde prematürelerin artık doğumdan sonra rahat bir nefes alabilecek duruma geldiğini anlattı.

- Doğar doğmaz anne sütü

Prematüre bebeklerin ekstra bir önem arz ettiğini dile getiren Arıca, hekim ve ailenin yanı sıra çevrenin rolünün de önemine dikkati çekti. Arıca, şunları kaydetti:

"Burada anne babaya düşen en önemli görev temizlik ve hijyendir. Çünkü bunların immün sistemi biraz daha zayıf, mikroplara, bakterilere karşı daha zaaf halindeler. Çocuk doğar doğmaz anne, mutlaka onu anne sütü ile beslemeli, ellerini bol yıkamalı, gereken hijyene önem vermelidir.

Özellikle evin veya hastanenin havalandırma sistemleri, klima sistemleri gözden geçirilmelidir. Hekim olarak yapmamız gereken ise onları önce sıcak bir ortamda tutmak ve anne sütü vermek."

"Yeni doğan bebeklerin en önemli sorunu hipoksi ve hipotermi sorunudur. Çocuk hızlı bir şekilde ısı kaybeder, hızlı bir şekilde kan şekeri düşer, hızlı bir şekilde acıkır." diyen Arıca, bu sorunları ailelerle ortak çözme çabasında olduklarını aktardı.

- İlk seçenek anne sütü

Bebeğin anatomik ve fizyolojik sorunu yok ise ilk seçeneğin anne sütü vermek olduğunu ifade eden Arıca, şöyle devam etti:

"Anne sütünün o ilk damlaları, 'kolostrum' dediğimiz anne sütü oluşturmaktadır. Biz kolostrumu, anne sütünü ilk 1-2 gün vermekle aslında prematürenin hayata tutunmasına çok önemli katkıda bulunmaktayız. Yoğun kıvamlı, koyu sarı renktedir. İmmün sistemi artırıcı birtakım maddeler ve vitaminler, eser elementler içermektedir. Mutlaka 'kolostrum', yani ağız sütü dediğimiz damlaları, bir damlayı da zayi etmeyecek bir şekilde vermek zorundayız. Devamında mutlaka ilk 6 ay saf anne sütü, 2 yaşına kadar da karışık beslenme ile devam etmek zorundayız."

Prof. Dr. Vefik Arıca, diğer bebeklerde olduğu gibi 2 kilogramın üzerindeki prematürelerde de Sağlık Bakanlığının aşı programına uyulması gerektiğine vurgu yaparak, bebeklerin ilk aşısının "anne sütü" olduğunu da sözlerine ekledi.