1. Ulusal Karadeniz Doğal Doğum Sempozyumu

Türk Ebeler Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan, "Ülkemizde sezaryenle doğum oranı almış başını gidiyor. OECD ülkeleri arasında yüzde 50,4'lük sezaryenle doğum oranında birinciyiz." dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Trabzon Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ile Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi iş birliğinde "Doğal doğum her kadının hakkıdır" sloganıyla "1. Ulusal Karadeniz Doğal Doğum Sempozyumu" düzenlendi.

Karahan, KTÜ Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki sempozyumda, Finlandiya, Norveç, Slovenya, Belçika, Fransa ve Danimarka'da sezaryenle doğum oranının makul seviyelerde olduğunu, bu ülkelerde mükemmel denilebilecek düzeyde, çok iyi çalışan ebelik sistemi bulunduğunu söyledi.

Dünya Sağlık Örgütünün ülkelere sezaryenle doğum oranını yüzde 15'lerde tutmalarını önerdiğini belirten Karahan, "Ülkemizde sezaryenle doğum oranı almış başını gidiyor. OECD ülkeleri arasında yüzde 50,4'lük sezaryenle doğum oranıyla birinciyiz." diye konuştu.

Sezaryenle doğum oranının Trabzon'da yüzde 60,9 olduğunu, bütün illerde de hemen hemen yüksek seyrettiğini ifade eden Karahan, ülkelerde sezaryenle doğumun yüzde 35'e kadar normal karşılanabildiğini ancak Türkiye'nin oranının bunun çok üzerinde olduğunu kaydetti.

Bugün doğum denilince kadınların aklına sezaryenin gelmeye başladığını anlatan Karahan, "Hatta 'Nasıl doğuracaksın?' sorusu sorulmaya başlandı. Televizyon kanalında bir manken doğumuyla ilgili açıklama yaparken, 'Normal sezaryen doğurdum' diyor, o kadar normalleşmiş artık hayatımızda. Ama sanırım biraz normal kavramımız da sıkıntılı. Doğum hikayeleri korku dolu hikayeler olarak anılmaya başlandı." şeklinde konuştu.

"Daha sağlıklı büyümek için 'normal doğum' diyoruz" ifadesini kullanan Karahan, şöyle devam etti:

"Önceden bağımızdan, bahçemizden koparıp domates yerdik. Bunlar organikti ve satın aldığımızda da kimse bizden çok büyük paralar almazdı. Şimdi organik domatesi normalinden 5, 10 kat daha fazla paralar vererek satın alıyoruz. Doğal doğumu da neredeyse aynı hale getirdiler. Özellikle büyük şehirlerde 'doğal doğum' adı altında 3, 5 katı paralar vererek, doğum bir ticari kavram gibi kullanılmaya başlandı. O yüzden belki de artık bu farkındalık çok önemli. Belki de artık bundan sonra doğalı da atıp sadece 'doğum' demeliyiz. Doğum zaten kadının bedeninin doğallığında kendiliğinden seyreden bir şey."

Ebeliğin daha fazla konuşulması gerektiğini belirten Karahan, "Çünkü doğum aslında içinde hiçbir risk barındırmıyorsa ebenin sorumluluğunda olması gereken bir şeydir. Aynı zamanda doğum ekip işi, çünkü karşınıza çıkacak en ufak bir sorunda hızlı hareket etmezseniz anne ve bebeği kaybedebilirsiniz. O zaman kadın doğum hekimiyle iş birliği büyük önem taşıyor." dedi.

Türkiye'de doğuma ilişkin bütün rutinlerin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Karahan, "Bunlardan en önemlisi hazır bulmuşluk. Bu noktada da kadınları eğitmemiz lazım. Kadın, 'Sezaryen istiyorum' dedikçe, 'Neden sezaryen yapmadınız' davaları devam ettikçe değişim yaratamayız. Kadınların algısını da değiştirmeye ihtiyacımız var. Bunun için ebeler çok çalışmalı ve ebelerin bu gücünün de sağlık yöneticileri farkında olmalı." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ebelere gereken değer verilmeli"

Karahan, anne ve babanın bebekle bağının kurulması konusunda ebelere önemli görev düştüğüne işaret etti.

İngiltere'nin Cambridge Düşesi Catherine Middleton'un, doğumunu gerçekleştiren ebelerle çekilmiş fotoğrafını katılımcılarla paylaşan Karahan, şunları kaydetti:

"Bu fotoğrafı görünce aklıma 'Acaba İngiltere'de iyi hekim mi kalmadı da prenses ebeyle doğurdu?' sorusu geliyor. Prenses doğumu işte böyle olur. Gerçekten o ebeler ona prenses muamelesi yapmıştır. Eminim ki ülkenin en bilgili, deneyimli, becerikli ve en iyi risk tanılayan ebeleridir onlar. Emin olun çok yakın bir yerde kadın doğum hekimi de hazır bekliyordur, risk olursa müdahale edebilmek için. Risk olmadığı için sürece girmemiştir. Bizim bu ebelere ihtiyacımız var. İyi ebe 'şiir gibi doğum yaptıran ebe' değildir. İyi ebe, çok iyi risk tanılayan, yaptığı işi çok iyi bilen, kadına ve mesleğine yaklaşımıyla fark yaratan ebedir."

Karahan, ebelere gereken değerin verilmesi, sorunlarına çare bulunması gerektiğini söyledi.

Sempozyuma, İl Sağlık Müdürü Kemal Süleyman, Trabzon Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Halit Çınarka, KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz, KTÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Değer ile hekim, akademisyen, yönetici, ebe ve öğrencilerin de aralarında bulunduğu 750 kişi katıldı.