Trabzon

Kamu Başdenetçisi Malkoç:

13:37 26 Ekim 2017
Kamu Başdenetçisi Malkoç:

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kamunun hizmet kalitesini artıracaklarını ve en önemlisi de kamudaki şeffaflığa ve denetime katkıda bulunacaklarını söyledi.

Malkoç, bir otelde düzenlediği basın toplantısında, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) kuruluşu ve işleyişine ilişkin bilgi aktararak, vatandaşın hukukunu arayan bir kurum olduklarını söyledi.

Toplumun farklı bütün kesimlerinin sorunlarını dinlemek için çeşitli illerde toplantı düzenlediklerini belirten Malkoç, toplantıların ardından hazırlanan raporların bir kısmını ilgili bakanlıklara, bir kısmını Başbakanlıka, bir bölümünü de Cumhurbaşkanlığına intikal ettirdiklerini vurguladı.

Malkoç, ombudsmanlığın ortaya çıkışına ilişkin tarihi bilgileri paylaşarak, kurumun tarihi geçmişinin Osmanlı'ya hatta daha evveliyatına dayandığını ancak Avrupa Birliği müktesebatıyla birlikte bünyeyeye yeniden dahil edildiğini, böylece 300 yıl önce kaybedilen müessesenin yeniden kazanıldığını ifade etti.

Kurumun tanınırlığı ile faaliyetlerinin doğru orantılı arttığına işaret eden Malkoç, geçen yılki 5 bin 516 şikayet sayısının bugün itibarıyla 12 bin 443'e ulaştığını, yıl sonuna kadar rakamın 15 bini aşacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Başvurunun internet üzerinden çok kolay şekilde yapılabildiğini belirten Malkoç, özel yani müdahale edilmeyen bir bütçeleri olduğuna dikkati çekti.

Kurumun birinci görevinin idareyi denetlemek olduğunu vurgulayan Malkoç, şöyle devam etti:

"Dört yıllık kurumuz, beşinci yılımıza giriyoruz. İyi yol alıyoruz, umut ediyorum ki onuncu yılda Türkiye'de çok daha fonksiyonel olacak. İdareciler bugünden hissediyorlar 'Acaba Kamu Denetçiliği Kurumuna gidilir mi?' Bunun en somut örneği ÖSYM'de yaşandı. ÖSYM, bizim verdiğimiz bir kararı uygulamayacağını söyledi, biz de 'Biz hukuk kurumuyuz, böyle yapmayın, biz kamuoyunun vicdanıyız, hukuka uymayan birisi görevinin başında uzun süre kalamaz.' demek zorunda kalmıştık. Bizim en büyük gücümüz kamuoyudur. Evet, Anayasa bize güç vermiş ama kamuoyu, basınla sivil toplum örgütleriyle ilişkimiz arttıkça, bütünleştikçe hukukun işlerliğini daha da hızlandıracağız, iyi yönetimi daha iyi yerleştireceğiz. Kamunun hizmet kalitesini artıracağız ve en önemlisi de kamudaki şeffaflığa ve denetime katkıda bulunacağız."

- "Bizim gücümüz hukuktan geliyor"

Malkoç insan, hak ve özgürlükleri odaklı bir bakış yerleştirmeyi amaçladıklarını dile getirerek şu değerlendirmede bulundu:

"Bizim gücümüz hukuktan geliyor. Verdiğimiz karar hukuken güçlüyse ve bunu kamuoyu benimsiyorsa onu idareci zaten uygulayacaktır. Demokrasinin en güzel tarafı hak arama yollarının açık olması yani derdinizi anlatacak mekanizmaların ve mercilerin olmasıdır. BİMER ve CİMER bunlardan biri. BİMER ve CİMER'e müracaat yapıyorsunuz, onlar genellikle evrakınızı ilgili kuruma gönderiyor, 'Bunu çöz.' diyorlar. Bizim kurum onu yapmıyor, şikayetinizi alıyor, inceliyor, bilgi, belge istiyor ve karar veriyor. Bu ayrı bir şey."

Türkiye'de kendileri gibi çalışan 6 - 7 kurum olduğunu belirten Malkoç, "Bütün bunların yeniden yapılandırılmasının verimlilik, işlerlik ve fonksiyonerlik açısından daha iyi olacağı kanaatindeyim. Arkadaşlarımın bir kısmının hazırlık babında böyle çalışmaları var." diye konuştu.

Malkoç, kanunun kendilerine verdiği çok güzel bir imkan daha olduğuna dikkati çekerek, "Toplumun genelini ilgilendiren konularda raporlar hazırlayabiliyoruz. Aklınıza hangi konu gelirse gelsin imar, yerel yönetim, eğitim. Mesela en son çalışmamız Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerle ilgili, öyle zannediyorum raporu kasım ayında yayınlarız. Yayınladığımızda olağanüstü Türkiye'nin gündeminde bir şey olmazsa epey tartışılacak diye düşünüyoruz." dedi.

- "Fikir zenginliği ve farklılığı önemli bir şeydir"

Bir gazetecinin "iktidar ile muhalefet arasındaki uyuşmazlık" konusundaki görüşlerini sorması üzerine Malkoç, şunları söyledi:

"İktidarla muhalefetin uzlaşmaması gerekiyor zaten. Burada önemli olan şey iktidarla muhalefet arasındaki diyalogun makul ve meşru sınırlar içerisinde hakarete varmadan sürdürülmesidir. Fikir zenginliği ve farklılığı önemli bir şeydir. Biz bu noktada hem iktidar hem muhalafetteki milletvekili arkadaşlarımızla ikili görüşmelerimizde şunu söylüyoruz; 'Arkadaşlar, muhalefet milletvekillerine söylediği sözlerden dolayı bu kadar tepki gösteriyorsunuz, muhalefetin görevi bunu söylemek zaten. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, bakanlar, iktidardan... Muhalefetin bir söz söyleme hakkı var, kürsüyü kullanacak, basını kullanacak, hakaret etmedikten sonra, küfür söylemedikten sonra iktidarın buna tahammül etmesi gerekiyor.' Muhalefetteki arkadaşlara da 'Muhalefet için o kadar geniş zemin var ki belli alanlara takılıp kalıyorsunuz. Hem kendinize hem Türkiye'ye zarar veriyorsunuz.' diye söylüyoruz."

Malkoç, bir gazetecinin "Bahçeli sizi mi dinledi yani?" sorusu üzerine "Sadece Bahçeli değil, diğerleri de dinliyorlar bizi." ifadesini kullandı.

Kuruma bu yıl yapılan 12 bin 443 müracaatın 9 bin 912'sinin sonuçlandırıldığını belirten Malkoç, "Bu yıl bize yapılan müracaatların sonuçlanma oranı yüzde 70'in üzerinde. Bu, arkadaşların hangi hızda ve performansta yapıldığını gösteriyor." dedi.

Malkoç, bir gazetecinin "ÖSYM Başkanı sizin uyarınızdan sonra istifa etti" sözleri üzerine, "Yani öyle demek doğru olmaz ama keşke uysaydı karara." diye konuştu.

Puanların yanlış hesaplanması noktasında ÖSYM'ye uyarı yapıp yapmadıklarının sorulması üzerine Malkoç, "Evet oldu." yanıtını verdi.

- "Bine yakın müracaat vardı"

Malkoç, FETÖ soruşturmaları kapsamında mağdur olduğu iddiasıyla kuruma kaç kişinin müracaat ettiğinin sorulması üzerine "Bine yakın müracaat vardı. Kanun hükmündeki kararnamede düzenleme yapılınca biz bu dosyaları Başbakanlıktaki Olağanüstü Hal Kuruluna göndermiş olduk. Oradan çıkan karardan sonra bize gelme hakları var." şeklinde yanıtladı.

Üniversitelerde ombudsmanlık kulüpleri kurulması için proje başlattıklarını anlatan Malkoç, projenin hakkaniyet, hak arama konusunu daha iyi anlatabilmek ve gençleri bu konuda duyarlı hale getirebilmek için önemli olduğunu söyledi.

Malkoç, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile görüştüklerine işaret ederek şunları kaydetti:

"Avrupa'da özellikle son seçimlerde şunu gördük, Avrupa'da faşizm yükseliyor, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı artıyor. Bizim 6 milyon vatandaşımız var Avrupa'da, Avrupa'daki Müslümanların sayısı 30 milyonun üzerinde. En fazla mağdur olan bunlar. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının orada irtibat büroları var, uygun zamanlarda ve uygun yerlerde bizim insanımızı toplayın, biz onların bulundukları ülkelerdeki ombudsmanlarla temasa geçelim, haksızlığa uğradıklarında nerelere ve nasıl mücaaat edeceklerini anlatalım. Bu projemizi de 2018 yılında uygulamaya koyacağız. Belki bize biraz yük getirecek ama hayırlı bir hizmet olacağı kanaatindeyim."

Toplantıya katılan kamu denetçileri Arif Dülger, Hüseyin Yürük, Celile Özlem Tunçak, Mustafa Özyar ve Yahya Akman da çalışma alanlarına ilişkin gazetecilere bilgi aktardı.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.