Trabzon

Deprem Haftası

15:51 02 Mart 2018
Deprem Haftası

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Hakan Karslı, Doğu Karadeniz Bölgesi deniz alanının jeofizik ve jeolojik verilerle detaylı şekilde araştırılması ve jeotektonik yapının ortaya çıkarılması gerektiğini bildirdi.

Karslı, 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, yerküre üzerinde en büyük enerji boşalımı olan deprem doğal olayının, insanlığın yaşadığı en önemli afetlerin başında yer aldığını ifade etti.

Türkiye'de yaşanan depremler hakkında bilgi veren Karslı, afet yönetimi konusunda tüm toplum bileşenlerine, kamu kurum ve kuruluşlara, üniversitelere ve hükümetlere büyük sorumluluklar düştüğünü kaydetti.

Karslı, Trabzon'un deprem bölgelendirme haritasına göre 4. derece deprem bölgesi olduğunu anımsatarak, son 10 yılda Doğu Karadeniz Bölgesi'nde deniz içinde ve çoğunlukla büyüklükleri 5.0'den küçük olmasına rağmen özellikle Trabzon ve ilçelerin sahil kesimlerinde önemli derecede hissedilen depremler meydana geldiğini vurguladı.

Bu depremlerin meydana gelme nedenine ilişkin görüşlerini paylayan Karslı, her ne kadar deniz içinde bazı faylar belirlenmiş ise de Doğu Karadeniz Bölgesinin deniz içi fayların varlığı ve sistematik davranışlarının tam olarak haritalandırılmadığına dikkat çekti.

Doğu Karadeniz Bölgesi deniz alanının jeofizik ve jeolojik verilerle detaylı şekilde araştırılması ve jeotektonik yapının ortaya çıkarılması gerektiğine işaret eden Karslı, şu değerlendirmede bulundu:

"Bütün bunları bir arada düşündüğümüzde Trabzon'un deprem açısından tehlike değerlendirmelerinin ciddi olarak yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Çünkü Trabzon çevresinde çarpık ve kontrolsüz bir yapılaşma çok hızla ilerlemektedir. Yeni imar düzenlemeleri ile çok yüksek katlı binalar, dere yataklarına, dağ yamaçlarına ve deniz dağ arası geniş düzlükler yapılmaktadır. Bununla birlikte, sürekli deniz dolgu alanları oluşturulmaktadır. Depremler bazen deprem odağına yakın alanlarda daha az hasara, ancak uzak alanlarda daha fazla hasara neden olabilmektedir. Depremin en fazla hissedildiği, etkilediği ve hasara neden olduğu alanlar zayıf dayanımlı zemin olarak tanımlanan, kalın alüvyon tabakalarının yeraldığı dere yatakları, deniz kenarları ve diğer düzlüklerle, aşırı eğimli ve kalın toprak örtülü dağ yamaçlardır."

Depremle yaşamanın öğrenilmesi gerektiğini belirten Karslı, doğa olaylarının afete dönüşmemesi, toplumsal acıların tekrar yaşanmaması için depreme dayanıklı yapı tasarımı için zemin etütlerinde mutlaka jeofizik mühendisliği hizmetlerinin etkin ve yetkin şekilde yer alması gerektiğini ifade etti.

Karslı, imar planına altlık teşkil edecek jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etütler yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin belirlenmemesi, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemesi gerektiğini aktardı.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.