Mina'daki izdiham

 Mina'da çıkan izdihamda hayatını kaybeden Türk Hacılardan Sahure Coşkun'un (68) çocukları, annnelerinin ölüm haberini onun yanında bulunan başka bir hacıdan öğrendi.

Eşi Necdet Coşkun ile 13 Eylül'de Hacca giden Sahure Coşkun, bayramın birinci günü hasta olan eşini otelde bırakarak diğer hacılarla Mina'da şeytan taşlamaya gitti. Çıkan izdihamda hayatını kaybeden Sahure Coşkun'un çocukları, annelerinin öldüğünü diğer hacılardan öğrendi.

Sahure Coşkun'un oğlu Nail Coşkun, olayın yaşandığı gün annesinin ismini televizyondan gördüğünü ancak yetkililerden net bilgi alamadıklarını belirtti.

Annesinin ölüm haberini kafiledeki diğer hacılardan öğrendiğini aktaran Coşkun, "Babamla bayramın ilk günü görüştük. Şeytan taşlamaya gidilirken izdiham olduğunu öğrenmişler. Annem de otele dönmeyince babam endişelenmiş. Herhangi bir bilgi alamamış. Akşama doğru tekrar babamla görüştüm, 'annemden bir haber var mı?' diye sordum. 'Oğlum kafileden dönenler oldu ama annen dönmedi' dedi" ifadelerini kullandı.

- " 'Ben orada kalacağım, şehit olacağım, öleceğim' diyordu"

Coşkun, bu süreçte ümitlerini kaybetmediğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Cumaya gittiğimizde eve telefon gelmiş. Annemin yanındaki bir bayan annemin rahatsızlandığını, kolunun üzerine düştüğünü, daha sonra izdihamın arasında kalarak rahmetli olduğunu söylemiş. Söyleyecek bir şey yok. Biz annemin öldüğünü arkadaşlarından aldığımız telefon neticesinde öğrendik. Gerek Diyanet olsun, gerek kafile başkanı olsun herhangi bir bilgi vermediler. Basında açıklandıktan sonra akşam saatlerinde babama haber vermişler. Biz duymuştuk ama babama duyurmak istemiyorduk. Akşam babamı aradım bir haber var mı diye, ‘Oğlum annen rahmetli olmuş yeni öğrendim' dedi. Babamı, annemin cenazesini teşhis etmeye 4 gün sonra götürmüşler."

Anne ve babasının 8 yıldır hacı olmak için beklediğini anlatan Coşkun, şöyle konuştu:

"Annemi ve babamı günlük 3-4 kez arıyordum. Annem, 'Güzel yerler, geziyoruz, tavafımızı yapıyoruz, görevimizi yerine getirip dönmeyi temenni ediyorum' diyordu. Annemi yolcu ederken annem, bizi sık sık toplayıp helallik istiyordu, fotoğraf çektiriyordu. Beş defa helallik istedi. Bazen de 'Ben orada kalacağım, şehit olacağım, öleceğim' diyordu. Allah rahmet eylesin. Allah'ın takdiri, mekanı cennet olsun."