Ankara

AK Parti 81 İl Dışilişkiler Başkanları Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı

15:27 03 Kasım 2018
AK Parti 81 İl Dışilişkiler Başkanları Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam'ın sözleriyle ilgili "Senin zihniyetin batıldır, senin duruşun batıldır, senin 15 Temmuz'a verdiğin bu destek batıldır. Bu memlekette 15 Temmuz, milletle devletin birleşmesinin şahikasıdır." dedi.

Kurtulmuş, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen "AK Parti 81 İl Dışilişkiler Başkanları Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı"nın açılışında, dünyada bir dengesizlik durumunun yaşandığını belirterek, kendisine önemli avantajlar elde eden Türkiye'nin bölgesel ve küresel ölçekte yeni fikirler ve iş birliklerini ortaya koyarak, daha fazla söz sahibi olabileceği bir imkana kavuştuğunu söyledi.

Türkiye'nin bambaşka bir noktaya geldiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Bugün yeni küresel dengesizlik ortamında, 'Dünya 5'ten büyüktür' diyen bir anlayışa ve çok taraflı alanlarla iş birliğini geliştirme potansiyeline sahibiz." diye konuştu.

Vekalet savaşlarına işaret eden Kurtulmuş, özellikle Türkiye başta olmak üzere bölgedeki birçok ülkenin derinden etkilendiği bir tür savaşla karşı karşıya kalındığını belirtti.

Ülkeler arasında ticaret savaşlarının yaşandığını dile getiren Kurtulmuş, bu sebeple yeni ekonomik savaşlar noktasına doğru gidildiğini kaydetti.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra bir gecede döviz üzerinde operasyon yapıldığının altını çizerek, "Bu olay, ABD'deki bir siyaset odağının, eline inisiyatifi alarak bir şekilde gerçekleştirdiği operasyondur. Bunu yaparak sadece bizi hizaya çekmek, bizi ekonomik olarak dizginlemek istemiyorlardı, aynı zamanda bizim üzerimizden dünya ülkelerine ders vermeye çalıştılar." değerlendirmesinde bulundu.

- "Cesedin nerede olduğunu ispat etmek Suudi yetkililerin boynunun borcudur"

Dünyada iki tür siyaset akımının geliştiğini belirten Kurtulmuş, bir tarafta "savaş ve çatışma" diğer tarafta ise "düzen ve barış" yanlılarının olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, "Gerilimlerin olması için savaş ve çatışma yanlıları varlıklarını sürdürüyor. İnce ince lobiler üzerinden siyasette her ülkede güçlerini artırmaya gayret ediyorlar. Bunun karşısında da düzen ve barış yanlıları var. Bizim Türkiye olarak yerimiz de barış ve düzen yanlılarıyla beraber olmaktır." dedi.

Türkiye'nin ekonomik gücünü ve istikrarını sürdüreceğini vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, AK Parti iktidarları zamanında kendi eksenini tahkim ediyor, etmeye de devam edecek. Bizim eksenimiz, kendi milli eksenimizdir. 17/25 Aralık operasyonu, arkasından 15 Temmuz olayı ve yaşadığımız kur operasyonlarının hepsi Türkiye'nin ekonomik olarak güçlenmesini istemeyen unsurların, Türkiye'ye karşı operasyonlarıdır." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, Türkiye'nin mili ve yerli teknolojiye sahip olmasını istemeyenlerin, ülkedeki sanayileşme hamlesini her zaman engellediklerini anlattı.

Türkiye'nin dış politikada güçlü durmak zorunda olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Dış politika, sadece Dışişleri Bakanlığının faaliyetinden ibaret değildir. Dış politika hem yumuşak güç dediğimiz unsurların, yani kültürel gücümüzü kullanacak kurum ve kuruluşların gücüyle, hem de sert güç dediğimiz güvenlik kuvvetlerimizin gücüyle oluşturulabilecek bir alan haline dönmüştür. Savunma, kültürel çalışmalar ve dış politika birbirine girmiştir." diye konuştu.

Kurtulmuş, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili olarak da "Buhar oldu uçtu sanki. Cesedin nerede olduğunu ispat etmek Suudi yetkililerin boynunun borcudur, gelen timin hangi amaçla geldiğini ve kimden emir alarak bu suçu işlediğini bir şekilde ortaya koymak da Suudi Arabistan yetkililerinin borcudur." dedi.

- "Bir kendini bilmez, bir millet düşmanı, bir darbe şakşakçısı"

Devlet ve millet kaynaşmasına değinen Kurtulmuş, 15 Temmuz 2016 gecesinin bunun en güzel örneği olduğunu söyledi.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam'ın, TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, 15 Temmuz için sarf ettiği "iki batılın çatışması" sözlerine de değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"15 Temmuz şanlı direnişini bir şekilde küçük görmek isteyen bazı bedbahtların olduğunu da görüyoruz. '15 Temmuz örtülü bir darbedir' diyenlerden, yani 'Anlaşmalı bir darbe teşebbüsüdür' diyenlerden, 15 Temmuz ile ilgili bir sürü kuru iftara atanlara kadar hepsini gördük.

Ama maalesef 2 gün evvel bir haddini bilmez, bir kendini bilmez, bir millet düşmanı, bir darbe şakşakçısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde kalkarak darbecilerle, darbeye direnen milletin ikisini de batıl olarak ilan etti. Senin zihniyetin batıldır, senin duruşun batıldır, senin 15 Temmuz'a verdiğin bu destek batıldır. Bu memlekette 15 Temmuz, milletle devletin birleşmesinin şahikasıdır."

- "Dünyada ben de varım diyen bir siyaset anlayışı"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz da partilerinin, 81 ilde bütün ilçeler, beldeler ve mahallelerde organize şekilde, 10 milyondan fazla üyesiyle dünyanın en büyük siyasi teşkilatlarından biri olduğunu söyledi.

Yılmaz, 16 yıldır dış politikada farklı bir yaklaşım sergilendiğini belirterek, "AK Parti öncesi dönemde dış politika denildiğinde elit grubun daha çok ilgilendiği, milletin değerlerinden, tercihlerinden bağımsız, sivil siyasetin uzağında olan bir alan algılanıyordu. AK Parti'nin getirdiği en önemli değişimlerden biri dış siyaseti demokratikleştirmesi olmuştur. Şu an sahip olduğumuz dış politika, millete, milletin değerlerine, beklentilerine dayalı bir dış politika." diye konuştu.

Geçmişte daha fazla izleyen, gelişmeleri takip eden, olabildiğince risklerden uzak duran bir dış politika anlayışı varken, şimdi daha aktif, milletin değerleri ve beklentileriyle uyumlu, dünyadaki hadiselere daha fazla müdahil bir dış politika anlayışının söz konusu olduğuna işaret eden Yılmaz, olaylar olup bittikten sonra reaksiyon gösteren ve olayların ardında kalan yerine, stratejik çerçevede hareket eden bir dış politika anlayışının yerleştiğini belirtti.

Yılmaz, bunun doğal bir uzantısı olarak kurumsal yapının da değiştiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçmişte dış politika denildiğinde akla sadece Dışişleri Bakanlığı gelirdi. Elbette Dışişleri önemli ama Türkiye gibi çok farklı bir tarihten gelen, çok özel coğrafyaya sahip, çok önemli bağlantıları olan bir ülkenin farklı kurumsal yapılarla dış ilişkilerini sürdürmesi zorunluluktur ve AK Parti döneminde bu kurumsal çeşitliliği gördük. Kurumsal yapımız bu dönemde çeşitlendi. TİKA'dan, Maarif Vakfına, geçmişte içeride bile itibarı son derece örselenmiş Kızılayın uluslararası marka haline gelmesinden AFAD'ın çalışmalarına varıncaya kadar, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın çalışmaları, başka birtakım ticaret ataşeliklerimiz, birçok ülkede kurduğumuz farklı bağlantıların hepsi, dış politikada yeni kurumsal yapıların da ortaya çıktığını gösterdi."

Yılmaz, liderlik yapan, inisiyatif alan, yol açan ve "Dünyada ben de varım" diyen bir siyaset anlayışına sahip Türkiye'nin, 81 milyonu ve sınırları çok aşan bir güce sahip olduğunu dile getirdi. Yılmaz, Türkiye'nin milli gelir hesaplarının çok ötesinde bir güçle insani diplomasi konusunda da çok önemli başarılar sağladığını ifade etti.

- "Hadiselerin kabul edilmesi, Türkiye'nin çabasıyla gerçekleşmiştir"

Kaşıkçı cinayetine de değinen Yılmaz, soruşturmanın ciddi şekilde devam ettiğini söyledi. Yılmaz, "Bu olayın üzerini kapatmaya çalışanlar başarılı olamadılar, çünkü bu konuda her türlü hukuki araçla bu olayın ortaya çıkması, aydınlatılması için güvenlik güçlerimizle, istihbaratımızla, adli makamlarımızla, bütün kurumlarımızla ve bizzat Cumhurbaşkanımızın takibiyle çok farklı noktaya gelinmiş oldu." dedi.

Cinayetin önce reddedildiğini, sonra kabul edildiğini hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu araştırmalar geniş şekilde devam ediyor. Bazı ülkelerde maddi menfaatler temelinde bu olayı görmemezlikten gelen veya görse bile buna yeterli önemi vermeyen yönetimler olduğunu da görüyoruz ama Türkiye bu anlamda hesap, kitap yapmadan doğru olan, gerçek olan neyse ortaya çıksın ve sorumlular da hesabını versin anlayışı içinde hareket ediyor. Türkiye, olayın planlı bir hadise olduğunu ve arkasındaki karar alıcıların ve uygulayıcıların hesap vermesi gerektiğini her ortamda ortaya koyuyor. Olayın bu safhaya gelmesi, dünya kamuoyunun bilgilenmesi ve birtakım hadiselerin kabul edilmesi, Türkiye'nin çabasıyla gerçekleşmiştir. Bunu da bütün dünya görüyor ama maalesef bizim muhalefet hala görememiş durumda."

Yılmaz, Türkiye'den hoşlanmayan birtakım ülkelerin dahi bu konudaki çabayı takdir etmek zorunda kaldığına dikkati çekerek, "Onların bile gerisine düşen bir muhalefet olduğunu görüyoruz. Ana muhalefeti kastediyorum. Maalesef Türkiye bu kadar başarılı bir tavır ortaya koymuşken, Fransa'nın, başka ülkelerin tavrı ortada, bu konuya en duyarlı ve yapılması gereken neyse sonuna kadar bunu gerçekleştiren bir siyaset varken, muhalefet partileri olarak bunun arkasında durmaları, takdir etmeleri gerekirken hiçbir şekilde edebe uymayan ve gerçeklikle bağı olmayan ithamlarla kendi hükümetini uluslararası alanda suçlayan bir muhalefet görüyoruz. Bunu da milletimiz ibretle takip ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.