'Türkücü sinemacı oldu, bende türkü söylüyorum'
İşinizin gereği ama MÜYAP'ın 2010 yılında dijital platformda en çok satan şarkılar listesinde Tarkan'ı bile geçtiniz...
Öyleymiş ama bu benim Tarkan'dan daha iyi olduğumu göstermez. Tarkan'a haksızlık olur. Bu göstergeler başka göstergeler. Sonuçta türkü söylemek, benim için insanın ruhunun yükseldiği zamanlara denk gelen bir eylem. Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz seslere biraz da ilgili olunca kendini orada ifade etmeyi becerince insanlar da buna kayıtsız kalmıyor. Ama bu benim profesyonel bir müzisyen olduğumu, Tarkan'dan daha iyi olduğumu göstermez. Böyle bir ahmaklık içinde değilim.
Söylediğiniz türküleri bir araya getirseniz bir albümlük malzeme çıkar. 'Bir albüm çıkaracak kadar hadsiz değilim mi' diyorsunuz?
Albüm çıkarmak gibi bir hedefim yok. 15 sene önce de yoktu, bugün de yok. Başkası olsaydı bu durumu değerlendirip 'Olgun Şimşek Avrupa Turnesi' şeklinde başlayıp bunu albüme dönüştürerek bundan para da kazanabilirdi. (Gülüşmeler) Haddimi biliyorum. Daha iyi oyunculuk yapabiliyorken neden albüm yapayım? Fakat bu hiçbir yerde türkü söylemeyeceğim anlamına gelmiyor. Para kazanmak dışında iyi bir sebebi olursa sahneye çıkarım. Bugün Doğu'ya gidin on çocuktan onu da türkü söylüyordur. Ama bu onların kaset çıkaracağı manasına gelmez. O yüzden benim de konser yapmak, albüm çıkarmak gibi bir isteğim yok. Bizim camiamızda bunun tek amacı para kazanmaktır. Ben de parayı o kadar önemsemiyorum. Hanlar hamamlar, sekiz on tane araba almak gibi bir amacım yok. Bazılarını para mutlu eder, bazılarını huzur ve sağlık mutlu eder. Zaten bu sıralamada iyi bir çıkış yakalama sebebim türkücülerin türkü söylemeyip sinema yapmalarından kaynaklandığını düşünüyorum. Türkücüler sinemacı olunca o listeye giren ben oluyorum. (Gülüşmeler)
Mahsun Kırmızıgül'den teklif gelse oynar mısınız?
Güneşi Gördüm filmi için teklif geldi ama kabul etmedim. O tarz sinema benim ilgimi çekmiyor. Biraz ondan koy, biraz bundan koy tarzı işler onlar. Bunlar derin konular. Güneydoğu meselesini sadece bir filmle anlatabilmek bu kadar kolay olmasa gerek. Böyle durumlarda niyet sanat yapmak mı, sanat adı altında nemalanmak mı bunun ayırdına varabilmek lazım. Madem bu konulara bu kadar hakim birisiydin de niye bu kadar zaman bekledin diye sorarlar adama! Sanat dediğiniz şey insanın içinden gelen, engelleyemediğin bir şeydir, yapmadan duramazsın. Mevlâna 'Benden bir şey olmaz' demiş ama ortaya Mesnevi'yi koymuş. İnsanlar trübünlere oynamayı seviyor. O da kolay bir şey ya... Bana bir şey ifade etmiyor o tarz filmler, ben buna sinema diyemiyorum.
Albüm yapmanız için teklif geldi mi?
On beş yıldır teklif geliyor, İbo Şov'dan beri. Dans da edebilirim, o zaman dans olayına da mı el atayım, çalışırsam şiir de okuyabilirim o zaman bir de şiir albümü çıkartayım? Her şeyi bu kadar kirletmemek lazım. Bazı işleri daha iyi bilenlere bırakmak lazım. Eş dost toplantılarında gerçekten beraber ruhumun yükseldiği daha keyifli zamanlarımda türkü söylemeyi tercih ediyorum. Bu yeter.
Çocukken düğünlere gidiyormuşsunuz müzik ekibinizle. Müzikle bu kadar içiçe iken neden birden oyuncu olmaya karar verdiniz?
Dediğim gibi hayatı planlayamıyorsunuz. Benim de niyetim müzisyen olmaktı. Birdenbire Zeki-Metin taklitleriyle başlayan, 'hadi gel tiyatro düşünüyoruz sen de ol' yönlendirmeleriyle başlayan oyunculuğa geçiş zamanı yaşadım ki o sahnede olma hali keyifli de geldi bana. İstanbul'a konservatuar sınavları için geldiğimde tiyatro yanında müzik bölümü sınavlarına da girdim. Üniversiteye girebilme telaşı bende de vardı, benden bir matematikçi ve fizikçi çıkmayacağı belliydi. Müzik bölümünü kazanamadım, hemen sonrasında tiyatro bölümü sınavını kazandım. Müzik yapmam gerekiyor diye müziğe de dönmedim ondan sonra. Planlayamadığım bir şey bu.
O ilk yıl otobüste muavinlik yapmışsınız. Gözlem maksatlı mıydı?
Ben gideyim de gözlem yapayım diyen oyunculardan değilim. (Gülüşmeler) Gözlem yapmak kendiliğinden olur. Şu an bile olur. İlk sene sınıfta kaldım, 'Ben bu işi yapamayacağım, bırakayım bu işi' dediğim oldu. Bir yandan şehirli olmaya çalışıyorsunuz, bir yandan bilmediğiniz ortama tepeden inmişsiniz gibi bir durum oldu. Konservatuara gitmeden önce ben hayatımda hiç tiyatroya gitmemiştim. Konuşmam da çok iyi değildi, babam öğretmen olduğu için gezince her yerden şivem vardı. Biraz da bu yüzden sıknıfta kalmıştım. Halamın oğlu bir firmada muavinlik yapıyordu. Bende onunla beraber İstanbul-Alanya arasında muavinlik yaptım. Gözlemden ziyade para kazanma derdindeydim.
