Başbakan Davutoğlu'nun bir günü
SORU: Son zamanlarda sürekli basın konuşuluyor. Yandaş basından bahsediliyor. Gülen medyasının yaptığı HDP güzellemesini nasıl değerlendirdiğinizi öğrenmek istiyorum? Sosyal medyayı ne kadar sıklıkla kullanıyorsunuz ve Vine izliyor musunuz?
- Sosyal medyayı kullanmaya çalışıyorum. Bu biraz da kültürle, alışkanlıkla ilgili bir şey. Bir gün kızımla lise 1’de, benim eski kütüphaneme gitti. Baba bu ne diye bir ses. Benim daktilomu gösteriyordu. Antika bir eser zannetti. O kadar hızla eskiyor ki her şey, sosyal medyayı kullanmaya çalışıyorum. Tavsiyem şu, hiçbir şey insani iletişimden daha etkili değildir. Medya özgür. Herkes istediği siyasi partiyi destekleyebilir. Bu konuda kimse kimseye sınır getiremez ama Türkiye’de en acı olan husus. Medya konusunda bir kutuplaşmanın olmuş olması. Tamamıyla haberlerin seçici bir şekilde, algı operasyonu yapacak şekilde olması. Tarihte insanda gridir. Son dönemde bu gri alan zayıflatıldı. Hiç kimse melek değil, mutlak alanda şeytan değil. O gri tonları fark edin. Kendinizi tek taraf görüp karşı tarafa gönüllerinizi kapatmayın.
SORU: Demokratik bir hareket olarak başladığı gibi görülen Arap Baharı, başladığı noktanın ilerisine gitti. Siz Arap Baharı’nın akıbetini nasıl görüyorsunuz?
Düşünün sizler kendinizi Tahrir Meydanı’na ışınlayın. Orayı ben çok iyi biliyorum. 88 senesinde 3 ay kalmıştım. Tahrir Meydanı yıllarca hiç genç görmedi. Tahrir Meydanı, müzesiyle bilinir. Bir anda oraya gençler niye çıktı. O gençlerin arasında İslamcısı, muhafazakarı, solcusu vs vardı. Tek şey aradılar, onurlu bir hayat. Doğduklarında Hüsnü Mübarek iş başındaydı, yıllarca yine iş başındaydı. O gençler, çok basit şeyler istediler. Demokrasi, kalkınma, özgürlükler istediler. O gençlerden bir kısmı 2011 kampanyasına Konya’ya geldi. Bir gece Konya’da tarihi bir çevrede, sabaha kadar onlarla sohbet ettim. Hayretler içinde Stratejik Derinlik’in bazı bölümlerini nasıl tartıştıklarını izledim. Mısır bayrağı her yerde, demokrasinin bayrağı olarak görülüyordu. İşte o gençleri susturdular. Biz bunu iyi biliriz. 12 Eylül’den sonra sağcı-solcu herkesi toplamışlardı. Darbenin iyisi olmaz. O gençler şimdi hapishanedeler. 12 Eylül’e isyan eden, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah GÜl hepimiz nasıl Türk siyasi hayatına damgasını vuruyorsak… Zulüm kalıcı değildir. Çıkacak olan yeni gençler Mısır’ın kaderini değiştirecek. Suriye’de sizin yaşınızdaki gençler, ümitle bakıyorlardı, bir nesil kaybedildi. Tahrir ya da Rabia’daki gençler, Mısır’ın Ortadoğu’nun geleceğine yön verecek.
