
Dünyada neredeyse bir ilki gerçekleştirdiler. Bir grafiker edası ile gökyüzünden devasa bir Türk bayrağı dalgalandırdılar. Kusursuz bir çizim yaptılar. Şansları da yaver gitti. Bir bulut bile onları gölgelemedi. Ne uçağı ne de kendi yaşamlarını tehlikeye atmadan bayrağımızı Ankara merkezinden birçok şehri, ilçeyi, köyü tepeden kaplayacak bir çizime imza attılar. Genç yaşta mesleklerinin zirvesinde iki kaptan pilot kusursuzdular. Milyonlarca yürek onları alkışladı. Risk almadan, sadece kuralları uygulayarak kahraman oldular. Sivil havacılığın da tek isteği buydu zaten.

Size garip gelebilir. Bazıları analarından pilot olarak doğar. TK 1920. Uçak THY’nin en büyüklerinden Boeing 777-300 (ER) yani ekstra uzun menzilli. KC-JJF tescilini taşıyan uçak. Yer Ankara Esenboğa, uçak alışılmamış bir sefere çıkıyor. Anadolu’nun tam ortasına Türk bayrağı çekecek. Flight Radar24 gibi gerçek zamanlı uçuşu gösteren sistemden izleniyor. Tam 2 saat sürüyor... Günlerden 23 Nisan. Bütün zamanların çok özel günü. Çocukların nesiller boyu taşıyacakları koca bir hazine.
Kaptan pilot ve bir sürü idari sorumlulukları da apoletlerinde taşıyan Öner Samyel. THY’nin basın müşaviri Yanya Üstün ile birlikte ilk Boeing 787-9 uçağı geldiğinde birlikte Trabzon’a uçmuştuk. Yanında yine genç yaşta işinin zirvesinde Kaptan pilot Murat Gülkanat vardı. O da bir öğretmen pilottu. Ve en büyük sorumluluk için Ankara Esenboğa Havalimanı’nda motor çalıştırdılar.

HEYECANA DÖNÜŞTÜ
Aralara girmenin anlamı yok. Nasıl çizdiler? sorusunun cevabını uçağın sorumlu Kaptan pilotu Öner Samyel veriyor:
“TK 1920 uçuşuna genel müdür yardımcımız Aykut Alpa Kaptan görevlendirdi. Düşünce saniyeler içinde heyecana dönüştü. Uçuşu gerçekleştirdiğimiz Murat Gülkanat kaptan ile simülatörde rotanın hangi irtifa ve sürat ile uçulacağını test ettik. Keskin dönüşler çok önemliydi, çünkü B777 uçağı bir havayolu uçağı ve 350 ton dev bir uçak.

Dönüş yarıçapının küçük olması için mümkün olduğu kadar alçak irtifada ve keskin dönüş yapmamız gerekmekteydi. Uçuş sırasında hava durumu bizi en çok etkileyecek konuydu. Önümüze kaçınmamız gereken bir bulut çıkabilirdi ve rotadan sapmamız gerekebilirdi. Ancak uçuş sırasında her şey yolunda gitti.
TEKNİK OLARAK ZORDU
Patern içinde keskin dönüşler haricinde teknik olarak zorlu noktalar vardı. Yine patern içerisinde bulunan hilalin kavisli kısımları 26 bin feet (8 bin 666 metre) ve 300 kt hız (saatte 556 km) ile uçulurken dönüşler 14 bin feet (4 bin 666 metre) ve 170 kt ile (saatte 315 km) tamamlandı. Yıldız ise 14 bin feet irtifada 210 kt hız (saatte 400 km) ile uçulurken köşeleri 170 kt ile tamamlandı. Esenboğa Havalimanı paternin bir parçası olduğu için iniş yaklaşmasının da kavisli olması gerekmekteydi.


Her zaman kullandığımız ILS (Aletli iniş sistemi) yaklaşma hattına bir ara noktadan bağlanmamız gerekmekteydi.
Bu son bölüm patern içinde en zorlandığımız bölüm oldu. Uçuş sırasında çeşitli duygular yaşadık. Uçuşumuzu takip edenler olduğunu biliyorduk ancak uçuş sonrası aldığımız mesajlar bizi daha da mutlu etti.


Görev amacına ulaşmıştı. Bu zor günlerde milletimizin yüzünü güldürebilmiştik. Böyle tarihi bir uçuş yapmış olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyorum.”