Gül dağına giden derviş: Olcay Yazıcı
04.04.2009
16:37
1
/ 6
Eğitimci Şair Mürsel GÜNDOĞDU'nun makalesi: Çatallı yol ağzında şaşırıp kaldım derviş
Söyle hangi patika gül dağına gidermiş?
Uçurum kenarında düşle-ölüm gerçeği,
Ne zaman yeşerecek bu sahranın çiçeği?
Olcay Yazıcı, nevi şahsına münhasır bir şair.

2
/ 6
O, bir hüzün lalesi,Fırtınalara tutulmuş bir gül.
Yüreğinde tufan taşıyan adı henüz konmamış bir mevsim.
Bir çile dükkânı. Mutluluk yerine sancı ve çile satan bir esnaf.
Ölümü hayatın içinde, balı ise çiçeğin özünde arayan bir derviş. Erguvanların uğultusunda hayatın gizemini arayan bir bilge. Eylülün kırdığı gülden yeniden filizlenen bir tefekkür şafağı. Ve nihayet şiirleriyle ateşi uyandıran, tutuşturan ama ateşin yakamadığı bir Halil İbrahim türküsü...
Olcay Yazıcının şiirlerinin arka planında derin bir bilgi birikimi vardır. Hangi şiirini okursak okuyalım, bu mütefekkir birikim, bütün çıplaklığıyla karşımızdadır. Edebiyattan tarihe, felsefeden tasavvufa ve ilahiyata dair temel meselelerimiz onun şiirlerinde kimi zaman kaybolan kimi zaman da yaşayan Türkçemizin en zarif kelimeleriyle bizlere gülümser. Yıllarca suskun kalmış nice kelimemiz onun duyarlı ve bir o kadar da hassas olan yüreğiyle, özene bezene mısralara dizilip konuşturulmuş ve adeta yeniden diriltilmiştir. Bu yüzden Olcay Yazıcı, kelimenin tam anlamıyla dağarcık zengini bir şairdir.
