"Bayırbucak'ta terör örgütleri değil, Türkmenler hedef"

MUSA ÖZYÜREK - Kerkük Vakfı Sözcüsü Prof. Dr. Mahir Nakip, Suriye'nin kuzeyinde Bayırbucak Türkmenlerine yönelik saldırılara ilişkin, bölgede asıl hedefin Türkmenlerin ortadan kaldırılarak Nusayrilerin kontrolünün sağlanması olduğunu bildirdi.

Nakip, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkmenler'in Kızıldağ'da direnişe devam ettiğini ancak bu direnişin çok fazla uzun sürmesini beklemediklerini söyledi.

Direnişi bölge halkının kendi imkanlarıyla yürütmeye çalıştığını, Türkmenlerin yetişmiş askeri elemana sahip olmadıklarını belirten Nakip, 13-14 yaşlarında çocukların da yer aldığı yaklaşık 2 bin kişilik direnişçi grubun dünyanın süper güçlerinden birisi olarak kabul edilen Rusya ve ciddi bir askeri güce sahip Suriye ile mücadele etmeye çalıştığını vurguladı.

- "Hedef Türkmenlerin yerine Nusayriler"

Türkmenlere yönelik daha hareketli günler beklediklerini, diplomatik gelişmelerin yaşanabileceğini ümit ettiklerini belirten Nakip, Suriye muhalefetinin iki hafta sonra pazar günü Suudi Arabistan'da toplanacağını, Türkiye'nin bu toplantıda aktif rol oynamasını istediklerini dile getirdi.

Türkiye'nin muhalefet toplantısında sesini yükselterek ve muhalefete de rol vererek Türkmenlerin bu bölgedeki haklarını savunmalarını beklediklerini anlatan Nakip, şöyle konuştu:

"Arap ülkeleri maalesef bu bölgedeki Türkmen direnişini çok sahiplenmiş değiller. Suriye'de dengeler çok bozuk. Türkmenlerin o bölgeden temizlenmesi çok ciddi bir boşluk doğurur. Bunlar bin yıllık bir tarihtir. Sadece o bölgede nereden baksanız 300-400 bin Türkmen yaşamaktadır. Bunların çok az bir kısmı Türkiye'ye geldi. Türkmenlerin yaşadığı bölgede IŞİD veya diğer hiçbir terör örgütü yok. Hedef Türkmenlerin ortadan kaldırılarak Nusayrilerin o bölgede hakimiyetinin sağlanması.  Esed yanlılarının sahil kesimini kontrol altına alması, ondan sonra ne gibi siyasi çözüm olacaksa o çözümlerin masada tartışılması isteniyor. Bayırbucak'ta terör örgütleri hedef değil, Türkmenler hedef. Türkmenler o bölgede tampon bölge oluşturuyor. Türkiye ile Suriye yönetimi arasında ve Kürt siyasi gruplarının o menfezden yararlanarak Akdeniz'e açılma konusunda önemli bir tampon bölge oluşturuyor." 

Nakip, Rusya ve Suriye'nin Türkmenlerin yaşadığı bölgeye yoğunlaşmışken direnişin daha fazla sürdürülemeyeceği gerçeğini bildiklerini, Türkiye ve dünya kamuoyunun da bunu görmesi gerektiğini kaydetti.

-"Türkmenlerin direnecek gücü kalmadı"

Askeri anlamda Türkmenlerin uzun vadede zafer kazanmasının mümkün gözükmediğine işaret eden Nakip, şöyle devam etti:

"Türkmenlerin direnecek gücü kalmadı. Dolayısıyla Türkmen direnişçiler bu bölgeden temizlenecek gibi görünüyor. Askeri boyutta Türkmenlerin uzun vadede bir zafer kazanması gibi bir durum söz konusu değil. Bölgede askeri çözümden çok siyasi çözümün ön planda olması gerekiyor ancak bu siyasi çözüm asla Türkmenlerin o bölgeden tasfiye edilmesi şeklinde olmamalı. Siyasi çözümden kastımız Türkmenlerin de o bölgenin sahipleri olduğu, o bölgenin insanı olduğunun kabullenilmesidir. Bayırbucak Türkmenlerinin sadece o coğrafyada tarihten gelen hakları yok. Aynı zamanda Türkiye'nin coğrafi ve demografik uzantısı olarak Suriye topraklarında yaşamaktadırlar. Bu realiteler ışığında olaylara bakmak lazım."

Kürt siyasi gruplarının, ABD ve Türkmenlere bomba yağdıran Rusya'nın da yardımıyla kantonlar ilan ettiğini aktaran Nakip, Irak sınırından Kobani bölgesine kadar olan coğrafyanın Kürt bölgesi olarak anılır olduğunu, bu bölgenin Halep Türkmenleri'nin yoğun olarak yaşadığı Afrin bölgesine bağlanmasının gündemde olduğunu anlattı.

Prof. Dr. Mahir Nakip, ABD'nin ve NATO'nun bu işin içinde olması gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini, "Mesele sadece Türkiye'nin Rusya'nın uçağını düşürmesinden ibaret olmamalıdır. Oradaki Türkmenlerin varlığı da tartışılmalı, konuşulmalıdır. Esed yönetimi, Kürt halkı, siyasetçiler ve IŞİD birlikte Türkmenleri yok etme girişiminde. Bu mağduriyete dikkat çekilmesi gerekiyor. Buna da dikkat çekebilecek tek ülke Türkiye'dir. Bu konuda daha fazla destek bekliyoruz" diye tamamladı.