TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Eyüboğlu:

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Yağız Eyüboğlu, Türkiye'deki Suriyelilerin istihdamıyla ilgili, "Suriyelilerin mesleki yetkinliklerinin tespit edilerek bir veri bankası oluşturulması gerekiyor." dedi.

Kocaeli Sanayi Odasının (KSO) nisan ayı meclis toplantısında konuşan Eyüboğlu, Türkiye'de 2,7 milyon Suriyeli sığınmacı bulunduğunu, TİSK olarak bu konuyla ilgili Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi'ne akademik bir çalışma yaptırdıklarını söyledi.

Çalışmada elde edilen tespitlerin hayli ilginç olduğunu belirten Eyüboğlu, "2,7 milyon olduğunu biliyoruz da bunların yarısından fazlasının 18 yaşın altında olduğunu bilmiyorduk. Ülkemizde doğan 160-200 bin çocuk olduğunu bilmiyorduk. Okul çağında 830 bin çocuk var. Bunların 500 binden fazlası eğitim almıyor." diye konuştu.

Ülkedeki tüm Suriyeli sığınmacıların mesleki yetkinliklerinin tespit edilerek bir veri bankası oluşturulması gerektiğini dile getiren Eyüboğlu, şöyle devam etti:

"Özellikle inşaat sektöründe ihtiyaç olan alanlar gözlemleniyor. Tarımda, hayvancılıkta, Türk işçilerin çalışmaktan imtina ettikleri veya yeteri kadar o bölgede, A kasabasındaki lokal işsizlik açısından Türk çalışanlardan sonra kalan bir 10 bin kişilik istihdam olanağı varsa o alanlarda öncelikli olarak Suriyelilerin bir kısmının istihdam edilebileceğini düşünüyoruz."

- "Başvuru formlarında kişilerin yaşını, dilini, dinini, cinsiyetini sormayın"

Konuşmasında İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısının yasalaştığına da değinen Eyüboğlu, şunları kaydetti:

"Bir potansiyel çalışan geldi işe başvurdu, siz de tamamen objektif gerekçelerle reddettiniz. Eğer o kişi 'beni kadın olduğum için ret ettiler' veya 'şu dinden olduğum için, şu gruba dahil olduğum için ret ettiler' diye düşünürse gidip bu kuruma 'benim hakkım' yendi diye başvurabiliyor. Dolayısıyla haksız bulunması durumunda işverenin hem İş Kanuna göre ceza alması hem de yeni kurulan bu kuruma göre ilave ceza alması söz konusu olabiliyor. Konfederasyonlarımızın girişimleriyle İş Kanununa göre ceza almaması durumunda başvurma hakkı sağlandı ve çifte cezanın önüne geçildi. Sizlere önerim; başvuru formlarında kişilerin yaşını, dilini, dinini, cinsiyetini artık sormayın. Uluslararası örneklerde görüyorsunuz iş başvuru formlarına resim dahi koymuyorlar, 'resmime bakarak benden vazgeçti' denmesin diye."

- "Bizim baktığımız, işçinin eline geçenden ziyade bizim cebimizden ne çıktığı"

Asgari ücretteki artışa da değinen Eyüboğlu, bu konunun son dönemde kendilerini en çok uğraştıran konulardan biri olduğunu, bir önceki yıla göre yüzde 30'luk artışla asgari ücretin aylık brüt düzeyinin bin 647 lira olarak tespit edildiğini belirtti.

Yüzde 30'luk artışa, işveren üzerinde oluşturduğu yükten hareketle çekinceyle yaklaştıklarını dile getiren Eyüboğlu, bu artışın rekabetçiliği olumsuz etkileyeceği düşüncesiyle TİSK olarak karara muhalif kaldıklarını söyledi.

Eyüboğlu, işveren tarafı olarak maliyetlerin artması konusundaki tedirginliklerini dile getirdiklerinde işçi cephesinden, "Bizim de elimize net bin 300 lira geçiyor, bu yüksek bir tutar değil, bu kadar karşı olmayın" şeklinde bir yaklaşım geldiğini belirterek, "Aslında işverenler olarak hepimiz çalışanlarımızın daha yüksek refah seviyesinde olmasını, daha çok gelirlerinin olmasını arzu ederiz, ama burada bizim baktığımız, işçinin eline geçenden ziyade işveren olarak bizim cebimizden ne çıkıyor? Yani çalışanın eline net geçen tutar bin 300 liraya yükseltilirken işverenin üzerindeki ilave yükler bir miktar azaltılabilseydi çok daha rahat faaliyet gösterebilirdik." diye konuştu..