Malcolm X

Irkçılıkla mücadelenin en önemli sembollerinden biri. Doğduğu, yaşadığı ABD’de ırkçılık ve adaletsizliğe karşı verdiği mücadeleyi tüm dünyaya göstermiş, siyah-beyaz ayrımını en vurucu şekilde anlatan en etkin kişiliklerden biri olarak yaşadı. “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” sözü ile “Ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil. Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil” sözleri onun bu hayatta benimsediği düsturunu özetler nitelikte.

Malcolm X, 19 Mayıs 1925 tarihinde, ABD’nin orta eyaletlerinden olan Nebraska'da hayata gözlerini açtı. Mütevazı ‘Little’ ailesinin 4’üncü çocuğu olarak dünyaya gelen Malcolm’ün babası rahipti. Little soyadını bırakarak X soyadını alması, hakikat arayışında onun için önemli dönüm noktalarından birisi olarak karşımıza çıkacak.

Siyahi bir ailenin çocuğu olan Malcolm’ün hayatında zorluklar, henüz küçük yaşlarındayken başladı. Daha 4 yaşındayken büyük bir dehşete şahit olan Malcolm ve ailesinin evi, ırkçı çetelerin saldırısına uğrayarak ateşe verildi.

MALCOLM X KİMDİR?

Bu ırkçı hadisenin üstünden henüz 2 yıl geçmişken, babasını kaybetti. Resmi kayıtlara ‘tramvay kazası’ olarak geçse de babası faili meçhul bir cinayete kurban gitti. 12 yaşına geldiğinde ise daha travmatik bir olayla yüz yüze geldi ve annesi akıl hastanesine yatırıldı. Malcolm ve 6 kardeşinin farklı farklı ailelerin yanına verilmesiyle sonuçlanan bu süreç, yıllar sonra anılacak bu simge ismin beyazlara ilişkin ilk fikirlerinin oluşmasına zemin hazırlamıştı.

Kirli bir hayat: Harlem yılları

Daha sonra uyuşturucu, kumar, hırsızlık çetelerinin içinde Harlem yılları başlayan Malcolm, kirli bir hayatın içinde buldu kendini. Karıştığı çeşitli olaylar sonucunda 10 yıl hapis cezası aldı. Hapse girişinin Malcolm için en önemli dönüm noktalarından biri olduğunu söylemek mümkün.

Beyazlara derin öfke

Zira hapishanedeyken “Nation of Islam” İslam Milleti hareketi ile tanışarak Müslüman oldu. Bu örgüte üye olmasında şüphesiz beyazlara duyduğu derin öfke yatıyordu. Örgütün temel görüşleri, siyahilerin üstün olduğu yönündeydi. Örgüte göre beyazlar şeytandı ve onlardan kurtulmak gerekiyordu. Malcolm’ün hakikat arayışı bu örgüt ile sona ermedi. Hapis cezasının bitmesinin ardından 1952 yılında örgütün en önemli sesi haline gelen ve örgütün kurucusu Elijah Muhammed’i deyim yerindeyse geride bırakan karizmatik hatip Malcolm, soyadını bırakarak “davasının isimsiz bir kahramanı olduğunu simgelemesi” için X soyadını tercih etti. Malcolm’ün yükselişi, örgütle arasına bazı mesafeler girmesine yol açtı.

Malcolm X, 1958 yılında aynı örgütten Betty isimli bir kadınla evlendi. 6 kızı oldu. Kızlarından 4’ü Malcolm hayattayken, ikiz olan diğer kızları ise onun vefatından sonra dünyaya geldi.

İlerleyen zamanlarda Malcolm X, Elijah'ın yaşamını sorgulamaya başladı. Elijah Muhammed'in harekete bağlı 6 kadınla ilişkisi olduğu söylentileri ve eski sekreterinin Elijah'a nafaka davası açması, Malcolm X'i hareketten soğuttu. Malcolm X, Mart 1964 tarihinde Nation of İslam hareketinden tamamen ayrıldı.

Tarih: 1964 Malcolm X Hac yolunda

Anlaşmazlık yaşadığı Nation of Islam’dan ayrılmasının hemen ardından Hacca gitti. Hac yolunda beyaz Müslümanlarla tanışan Malcolm, bu zamana kadar içinde bulunduğu yanlışı fark etti. Zira Malcolm’ün mensup olduğu örgüt, tıpkı beyaz ırkçılığı gibi, siyahi ırkçılığı yapıyor ve siyahilerin üstün olduğunu savunuyordu. Hac, Malcolm’ün hayatında hakikatin özüne ulaşarak doğru İslam’ı tanımasına ve tamamen değişmesine yol açan kutlu bir yolculuk oldu.

Beyazlar da onunla birlikte ibadet ediyor, aynı Allah'a inanıyordu. Ona selam veriyor, onunla kucaklaşıyorlardı. Malcolm, bu duruma o kadar şaşırmıştı ki, eşine gönderdiği mektupta, hayretini şöyle dile getirdi:

“Betty, Bu sözlerime belki şaşıracaksın. Ama gözleri mavi, saçları sarı, tenleri bembeyaz olan Müslüman kardeşlerimle aynı bardaktan su içtim, aynı kaptan yemek yedim. Biz, hepimiz kardeşiz. Rengimiz ya da ırkımız ne olursa olsun, hepimiz insanız ve Aynı Allah’a inanıyoruz”

Bu süreçte sürekli tehdit alan Malcolm, eşi ve kızlarının sağlığından endişe ediyordu. Nihayet, 15 Şubat 1965 günü eşi ve 4 kızı ile yaşadığı New York’taki evi bombalandı. Neyse ki olaydan yara almadan kurtulmayı başardılar.

Ancak bu saldırıdan yalnızca 6 gün sonra; 21 Şubat 1965 günü Harlem’de bir salonda yaptığı konuşma sırasında silahlı saldırıya uğrayarak şehit edildi. Cinayetten, Malcolm’ün daha önce mensup olduğu Nation of Islam örgütü sorumlu tutuldu ancak daha sonra FBI tarafından yapıldığına dair iddialar ortaya atıldı. Malcolm’ün şehadetine ilişkin soru işaretleri aradan geçen yıllara rağmen belirsizliğini koruyor.

Yorumlar 43 Yorum Var
  • CCC 22.02.2021 00:35
    Malcom X otobiyografisini okumanızı tavsiye ederim. Biraz vakit alacak fakat insanlık için bir ışık tutacak cinsten bir eser.
  • Sultan Sencer 22.02.2021 00:16
    Şimdi Abd emniyeti bu mübarek kardeşimzi öldüreni bilmiyormu? Daha dün Garada öldürülen 13 insanımızı pkk öldürdüğü doğruysa diyecek kadar bir amerikan şeytanlığıyla karşılaşmadık mı? Elbette katil abdnin ta kendisidir. Veya katil ırkçı bir yahudidir. Ve filistinde olduğu gibi abd hep katilleri destekler.
  • (¹⁴⁵³) 21.02.2021 23:27
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah bende ismini mollamikail olsun diyorum.
  • Enver 21.02.2021 23:04
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. çok kişiye örnek olmuştur.
  • Selam 21.02.2021 22:27
    Rahmeti sonsuz Yüce Allah X kardeşimizi rahmetiyle kucaklar..... Allah ondan razı olsun, onun Irkçılığa verdiği mücadele ile tüm dünyada çok insan Hak yolunu bulmuştur. Hele hele siyahi kardeşlerimiz eziklik yükünü biraz olsun üstlerinden atabilmişlerdir. Bu övgü saygı değer Martin Luther King için de geçerlidir
Daha fazla yorum görüntüle