Okan Bayülgen, destek için gittiği deprem bölgesinde insanların durumunu anlatırken "Bir tane bile delirmiş insan görmedim. Bundan çıkacak şey empati." diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
11 ilde büyük yıkıma sebep olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'a giden Okan Bayülgen, bölgede destekte bulunduğu depremzedelerin büyük kayıplarına rağmen sükunet içerisinde hareket ettiğine dikkat çekti.
İBRETLİK İSTANBUL KIYASLAMASI
işte Okan Bayülgen'ün o sözleri;
Sayın hocam benim bizzat gözlemlediğim şey Maraş'a gittiğim zaman buna şaşırdığımı da söylemeliyim. Çünkü ekrandan izlediğimiz gibi değil yani kameraların tripodların kurulup bir enkaza doğru kurulup önüne habercilerin geçip haber yapmaları gibi bir şeyden değil. Şehrin içinde olmaktan yani o sahneyi izlemek değil. O sahnenin içinde olmaktan söz ediyorum ama o sahnenin içinde bir yabancı olarak bulunuyordum yani İstanbul'dan giden bir insan olarak bulunuyordum. Fakat gördüğüm ve şaşırdığım şey şuydu; aslında bizim büyük ve medeni şehir dediğimiz İstanbul'da bu kadar polise ve trafik lambasına karşın birbirlerinin üzerine gelen arabalar, yayalara ezecekmiş gibi üstlerine çıkan, yol vermeyen arabalar şunlar bunlar filan ve hakikaten kamyonların kepçelerin, insan taşıyan yardım taşıyan her şeyin, her türlü aracın ve sivil araçların bir arada bulunduğu Kahramanmaraş'ta hakikaten trafik vardı. Birçok yol kapalıydı. Yani bir yoldan giriyorsunuz ondan sonra onun çıkmaz olduğu anlaşılıyor; neden çıkmaz çünkü orada ya bir bina yıkılmış bir kepçe çalışıyor.
"YAHU NE KADAR MEDENİ BİR ŞEHIRDEYMİŞİZ MEĞERSE"
Hayretler içerisinde şunu izledim: Çalışmayan trafik ışıkları, dörtyol ağzı ve birbirlerine yol veren sürücüler ve arada ambulanslar, arada kamyonlar şunlar bunlar. Dedim ki böyle bir işbirliği nasıl yapılıyor. Çok medeni bir ilimiz burası bu Maraş, yani insanların trafik terbiyeleri var. Sonra enkazda çalışan ve Maraş dışından gelen insanların birbirlerine saygısı ve terbiyesi, yemek dağılma alanlarındaki terbiyesi ve sükunetleri. Arada sırada öfke sesleri duymuyor muyuz, duyduk ama bu bir kavga değildi, bu bir acıyla birleşen öfkeydi ama delirmiş insan yok. Tuvalet olmamasına karşın tuvalet ihtiyacını sağda solda duvar kenarında ağaç altında gidermeye çalışan insan yok. Belediyenin tuvaletinin önünde saatler süren kuyruklara girmiş insanlar var. Yahu ne kadar medeni bir şehirdeymişiz meğerse. Dışarıdan gelenler de öyle.
"BİR TANE AKLINI YİTİRMİŞ İNSAN YOK"
Herkes birbirine yardım ediyor. Diyorsun ki yani ve anlamadığım şey bu bu kadar uygar insan bir tane aklını yitirmiş yok. Herkesin cenazeleri çıkıyor o sırada. Biriniz delirip de elinize kaptığınız bir kazma kürekle öbürünün üzerine gitsenize biriniz alevlensenize bir diğerinize zaten ölüleriniz çıkıyor.
"BUNDAN ÇIKACAK ŞEY EMPATİ"
Konuştuğum insanlar diyor ki; Ben diyor eşimi kaybettim kardeşlerimi kaybettim... Öyle bir sayıyor ki ben baygınlık geçirecek hale geldim. Bundan çıkacak şey empati.