Eğitimci-Yazar Zekeriya Efiloğlu Filistin'de yaşanan insanlık dramını Haber7'ye değerlendirdi. İşte o çarpıcı açıklamalar!

GAZZE FİLİSTİN KONUSUNDA TOPLUMSAL HASSASİYET HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
 Sevgili haber 7 takipçileri hepinize öncelikle merhabalar. Gazze'de yaşananlar, Filistin'de yaşananlar her geçen gün yüreğimizi biraz daha dağlamaya, canımızı acıtmaya, moralimizi bozmaya devam ediyor. Orada İsrail tarafından tek taraflı yürütülen bir soykırım var tabiri caizse bir ülkenin, bir toplumun, bir insanlığın tamamen bitirilmesine dönük eylemler, bombalamalar, çatışmalar var. Dolayısıyla bunun adına savaş demek  çok doğru bir şey değil. Tek taraflı yürütülen bir soykırım adeta orada. Sevgili peygamberimizin sizden birisi bir kötülük gördüğü zaman bunu eliyle düzeltsin. Eliyle düzeltemiyor diliyle düzeltsin. Diliyle düzeltemiyorsa kalbiyle buğuz etsin ki bu imanın en zayıf noktasıdır dediği noktada hepimizin elimizle, dilimizle ve kalbimizden buğzederek yapmamız gereken çok önemli işler olduğu kanaatindeyim. Bir Kızılderili’yle torunu obasının önünde konuşma yapıyorlar.  Diyor ki torunu dedesine Sevgili dedeciğim diyor her obanın önünde bir köpek var. Bizim obamızın önünde. Neden iki köpek var diyor. Dedesi diyor ki sevgili torunum diyor fark etti mi? Diyor birisi beyaz renkli birisi de siyah renkli. Beyaz diyor benim için iyiliği temsil eder. Siyah da benim için kötülüğü temsil eder. Sevgili dedeciğim der torunu. Hangisi hangisini yener? Dedesinin cevabı aslında bu yaşamış olduğumuz veya dünya üzerinde var olan tüm haksızlığa karşı yaşamış olduğumuzun mükemmel bir cevap. Diyor ki dedesi hangisi hangisini yener üzerine? Ben hangisini beslersem diyor. Evet ben bir fert olarak ben Zekeriya Efiloğlu veya  bu videoyu dinleyen, bu konuşmayı üzerine alan her kimse eğer ben kötü Besliyorum, iyi mi besliyorum diye düşünmezsem? Güzelin peşinde mi koşuyorum, çirkinimi destekliyorum diye düşünmezsem, faydalı ve hayırlı olanın peşinde koşumu koşuyorum, yoksa faydasız ve hayırlı işlerle mi uğraşıyorum? Malımı, canımı, bedenimi, ömrümü, nefesimi nereye harcıyorum? Acaba benim bu yaptığım neticesinde zulüm mü besleniyor? Yoksa adalet barış mı besleniyor? Ya da insanlık mı kazanıyor? Ya da insanlığı kaybettiriyor Rum mu? Diye düşünmezsek eğer işte o sevgili peygamberimizin hadisinde bahsettiği elimizle, dilimizle ve kalbimizle buğuz etme olayı gerçekleşmiş olmayacak. Bizim hepimizin elinde boykot gibi çok önemli bir silah var. Hepimizin boykot silahını elimizle değil mi? Malımızla, canımızla düzeltmek gibi bir önemli bir silahı elimizde bulunduruyoruz. O zaman ne yapacağız? Biz boykot silahımızı kullanacağız ve toplumsal olarak bu bilinci oluşturacağız ve herkes ben ne yapabilirim ki? Benim elimden bir şey Geliyormu ki diye düşünmeden hemen icraata geçtik. Ha ne olacak? Sonra biriyle bu konunun doğrusu ve yanlışını anlatacağız. Doğrusu nedir? İşte efendim Filistinliler toprak sattı. Yalan. İşte Araplar bize arkamızdan vurdu. Yalan. Böyle bir şey yok. Bu tür yalanlarla sanki orada İsrail'in yapmış olduklarını meşru göstermeye Çalışan bir zihniyet var. Böyle bir şey olabilir mi ya? Filistinlilerin ellerinde anahtar var. Hala evlerinin, hala işgal edildikleri yerdeki evlerinin anahtarlarını ceplerinde taşıyorlar. Orada yok edilmiş bir insanlık, işgal edilmiş bir topluluk var. Bu tür yalanlarla olayı ne yapmamamız, ne yapmamamız lazım?

ULUSLARARASI ARENAYA NASIL BİR ÇAĞRIDA BULUNURDUNUZ?

 uluslararası arenaya şu çağrıda bulunmak lazım. Yani sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli çocuk öldüğü zaman insan haklarından, barıştan, özgürlükten bahsedenler, bunun için her türlü teçhizatı, tankını, topunu, tüfeğini, bunun için seferber edenler eğer ölen bir Müslümansa, eğer ölen Bir Filistinliyse ölen bir Gazzeli ise aynı hassasiyeti ve duyarlılığı göstermiyorsa onlara şunu söylemek lazım. Bir gün eğer sizin de barışa ihtiyacınız duyduğun zaman da size de bu şekilde davranılmasını istiyorsanız size bu şekilde davranın demek lazım. Yani ölenin ne dini ne dini. Ne dili, ne rengi, ne cinsiyeti olmaz. Mazlum her yerde mazlumdur. Ayrıca mazlumun duasıyla Allah arasında da perde yoktur. O hemen kabul edilir der inancımız. Yani mazlumun yanında olmamız gerekiyor. Yani barış herkes için barış olmalı. Özgürlük herkes için özgürlük olmalı. Herkesin hem bireysel hem toplumsal hem de özgürlüklerle alakalı haklarına O yaptı, bu yaptı, o devlet, bu devlet odur, budur demeden kayıtsız ve şartsız amalar, fakatlar, rağmenler olmadan barışın adaleti ve özgürlüğün yanında dünyanın yer alması gerekiyor. 

Birlik ve beraberlik çok önemli.  Seyit Kutup'un Çok güzel bir sözü var. Der ki birlik her kuvvetin üstünde bir kuvvettir. Gerçekten her kuvvetin üstünde bir kuvvettir. Çünkü ortada bir zulüm var. Ortada bir haksızlık var. Ortada bir adaletsizlik var. Ortada topyekun soykırıma tabi tutulmuş insanlar var ve bunun karşısında tutup da işte bizim ülkemizde yaşayan herkes ama herkes Mezhebi, meşrebi, düşüncesi, fikri, izmi ne olursa olsun hepimizin topyekun bu haksızlık karşısında bir ve beraber bütün olmamız lazım. Eğer biz bu konuyla ilgili haksızlık karşısında bu zulüm karşısında birlik ve beraberliğimizi koruyamazsak yarın bir gün aynı amaçlarla,  aynı hedeflerle, aynı emellerle ölmek parçalamak isteyen insanlar bunu çok rahat sağlarlar ve dışarıdan biz herhangi bir destek, herhangi bir yardım ya da bizim çağrımıza bizim feryadımıza cevap verecek hiç kimseyi yanımıza bulamayız. O yüzden bizim  zaten olacaklarını düşünmüyorum ama en azından bunu böyle düşünmekte fayda var. Yani birlik ve beraberliğimizi asla lazım. Çünkü hep deriz ya başka Türkiye yok. Gerçekten başka Türkiye yok. Başka bir ülkemiz yok bizim. Bu ülkemizi her santimetrekaresine hangi zihniyetten, hangi düşünceden, hangi fikirden olursa olsun, insanımızın hepsini bir ve beraber, bir ve bütün olarak kabul edip o sağlam duruşumuzu o sağlam tek vücut olmuş halimizi, tek yumruk olmuş halimizi tüm dünyaya göstermeliyiz ki biz güçlü oldukça, biz sağlam oldukça, biz birlik ve beraberlik içinde oldukça hiç kimse dünyada hiçbir devlet, hiçbir ulus, hiçbir millet bize diş geçiremeyecektir.  Ve biz mazlumların yanında Almaya aynen ecdadımızın yaptığı gibi, aynen Osmanlı'nın, Selçuklu'nun yaptığı gibi biz mazlumların yanında yer almayı güçlü bir şekilde devam edeceğiz inşallah.

Yorumlar 28 Yorum Var
  • Ceyhun Lətifova 05.11.2023 11:15
    Tarix azərbaycanlılara iki donəm müharibə yaşatdı.Biz bu dönəmlərin acısını hədə də yaşayıriq .Amma haqq ədalət qələbə caldı .Tarix butun dunyaya ermənilərin və bu gün isə yəhudilərin qəddarliqdan ötə aklasıgmaz vəhsı bir etnık qrup oldugunun subutunu göstərdi .Allah hər zaman mazlumun yanındadır.Allah fələstin xalqinın yar və yardımcısı olsun .
  • Kenan göküş 02.11.2023 22:51
    Mevlam yar ve yardımcısı olsun Filistini. Bizim dinimiz kabul etmez zulümü hocam çok iyi biliyoruz ama elden bişe gelmiyor . Gücümüz yettiğince mazlumun yan dayız . Size çok teşekkür ederim
  • Rabia 02.11.2023 10:33
    Allah razı olsun ne güzel konuştunuz
  • Vatandaş 02.11.2023 09:33
    Indirimleri görünce sıraya girerler bizde ,soylediginiz gibi Filistin toprak sattı, Araplar bizi arkadan vurdu diye yalan söylemlerinin arkasında yaptıkları hareketlere de kılıf uyduruyorlar,gözleri de görmüyor , nedense görmek istemiyor hedefe kendileri geldiği zaman çok geç olacak
  • Hatice Öztürk 02.11.2023 05:33
    Amin
Daha fazla yorum görüntüle