CHP'de para trafiği iddialarına ilişkin görüntülerin ortaya çıkmasının yankıları sürüyor.  Avukat Mustafa Kemal Çiçek CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda sayılan paralar hakkında Haber7 muhabiri Yavuz Selvi'ye konuştu.

"SATIN ALMA YETKİSİ GENEL MERKEZE AİT"

Avukat Mustafa Kemal Çiçek şunları söyledi:

Bu açıklamayı yapan İstanbul İl Başkanlığı. Bu binayı alan ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi. Yani siyasi partiler kanunu ve parti tüzüğü kapsamında bir gayrimenkulü almak ve satmak yetkisi genel merkeze ait. Şimdi bu açıklama kanaatimce acele yapılan bir açıklama olduğu için veriler tam kullanılmadığı için de daha fazla bir karanlık nokta üzerinde barındırıyor. 
Durumu özetlemeye gerekirse  şöyle anlatayım. 2019 yılı ki biliyorsunuz malum siyasi partilerin hazineden aldıkları bir yardım vardır. Kamudan gelen bütçeden gelen bir yardım. Bunlardan CHP'de istifade eder. Ve Cumhuriyet Halk Partisi diğer partilerden farklı olarak böyle kiracılığı çok seven bir siyasi parti değildir. Daha ziyade mülkünümüz olsun. Yani yüz yıllık siyasi parti deniyor ya böyle yükü mesnedi olmasını ister. Onun için böyle gayrimenkul almaya daha yatkın bir partimizdir. Birçok siyasi parti kira yerlerde faaliyetlerini yürütür. 

"BİNANIN ALINMASINDA KAFTANCIOĞLU TALEPKAR OLDU"

O nedenle bizim dönemimizde de bulunduğum dönemde birçok il binasının alınması hususunda birebir işin içerisinde olduk. Bursa'dan tutun, Antalya'ya, Denizli'ye, Diyarbakır'a, Şırnak'a kadar birçok vilayet. Tabii bu alımlar yapılmadan önce genel merkez bir ekspertiz tespit ederek bunun verdiği rapor doğrultusunda bunu yapar. Sonrasında da işlem tesis edilir. İstanbul İl Başkanlığı'nın bir binası var ama yetersiz bir bina. Bu şimdiki mevcut binanın alımı hususunda Canan Hanım talepkardı. Canan Kaftancıoğlu İl Başkanı olarak. Tabii bu inanılmazsa tepkiler de vardı. Çünkü şehir merkezinden çok uzak bir bina. Yani partililerin gitmesinin gelmesi zor oldu. Toplu ulaşımın direkt olmadığı bir yer biliyorsunuz. 

"ŞAİBELİ DURUMLAR"

Belgeleri inceledikten sonra dağıtım kararı verildi ki tapuda işlem yapmaya diğer bir avukat arkadaşımız gitti. Bu faaliyeti icra etti. Şimdi buradaki mesele şu. Görüntüler ortaya çıktı. Vakit ben şunu söyledim. Biz bu parayı gönderdik. 25 milyon civarı bir rakam. Biz bu binayı aldık. Tapusunu da aldık parayı gönderip, kapıyı verip aldıysak, bu para neyin nesi? Bunu sorgulamasının yapılması gerektiğini. Alınan belgenin de bir paçavradan ibaret belge olduğunu ifade ediyor. Çünkü artık o avukatla muhatap olacak bir durum kalmamıştır. Biz muhatap olmuşuzdur taraflarla. Parayı ödemişizdir, tapuyu almışızdır gelmişizdir. Bu avukat Bu para alışverişi neden devam ediyor? Şaibeli durumlardan bir tanesi bu. 

"BU PARA HANGİ KAYNAKLARDAN GELİYOR?"

O dönemde bina alındıktan sonra genel merkezinde parası kalmadı. Çünkü Aralık ayı itibariyle para biter genel merkezde. Ocak ayı itibariyle yeni rakamlar gelir. Hazine yardımı alan siyasi partilere. O dönemde Bülent Kuşoğlu mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı. Kemal Kılıçdaroğlu da genel başkan. Onlar bütün işlemleri usulüne uygun olarak yaptıklarını söyleyebilirim. Çünkü ben de içerisindeyim. Hatta o dönemin hesapları Sayıştay ve Anayasa Mahkemesi tarafından ibra edildi. Genel Merkez tarafında bir sorun yok. Bundan sonra orada yapılan kısımda bir sorun var.
 Bu arada birileri bir işlerin içerisine girmişler. O binaya natamam bir binaydı. Daha sonra işte yardım kampanyası yapalım, tamamlayalım noktasında değerlendirmeler vardı. Genel Merkez buna dahil olmadı. Çünkü gidereceğini vermiş. Binanın kuru mülkiyetini almıştı. İstanbul İl Başkanlığı tarafından bir bağış kampanyası yapıldı . Orada çok bir ciddi bir rakam toplanmadı. 150-160 bin TL gibi bir rakam toplandı. Sonrasında bu paraların tek gelir yeri olabilir, belediyelere salma gönderilerek, belediyelerden bu para alınarak orası yapılmış olabilir. Şimdi buradaki sorun şu. Yani bu kadar büyük bir meblağ bu faaliyetler yapılıyor. Bu kadar büyük meblağ nasıl toplanıyor? Hangi kaynaklardan veriliyor? Kim veriyor, ne amaçla veriliyor? Mesele bu. 

"GENEL MERKEZ TAPU KAYDI VE ÖDEME MAKBUZU İLE İŞİ BİTİRMESİ LAZIMDI"

Çünkü bu kamunun parası, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var burada. Bu ülkenin vergi mükellefinin hakkı var burada. Bunların ortaya çıkarılması lazım. Neden? Çünkü sizlerin sorguluyorsunuz ya, şeffaf olmak lazım, denetlenebilir olmak lazım işte bu tür hadiseler siyasetin temizlenmesi lazım diyorsunuz. İşte sizin önünüzde örnek. Şu ana kadar genel merkezin yaptığı bir açıklama yok. Normalde genel merkez tapu kaydını ödeme makbuzunu koyar bu işi bitirir. Ama bu genel merkezden giden bir para değil. Bu başkaca bir para.
 Şimdi Ekrem İmamoğlu o dönemde belediye başkanıydı. Ekrem İmamoğlu orada bir isme yönelik olarak onu böyle koruma kollama vazifesine de girdi. Şimdi her şey kumpas da neticelendirecek bir durum yok. Genel merkez ödemiş tapuyu almış. Burada yüksek miktarda paralar toplanmış. Bu rağmen bu müteahhitle ilişki devam ediliyor.

 

Yorumlar 31 Yorum Var
  • MUHTAR 13.03.2024 18:45
    istanbul belediyesini soyuyorlar birde seçim dolayısıyla ingiliz amerika ve almanya para yardımında bulunuyor
  • İsmail 13.03.2024 17:55
    İş bankası ve oyaktan
  • TR. 13.03.2024 17:06
    böyle midebulandırıyaca Ìstanbuluteslimedersen buyurişte
  • Orhan Kaptan 13.03.2024 16:20
    İkinci ISKI vakası
  • Kasımpaşalı 13.03.2024 14:28
    Bu antik-kuntik işler her nasılsa hep CeHaPe'de vaya CeHaPe'lillerde. İşleri güçleri yediden yetmişe alavere-dalavere ve algı operasyonları. Alinin şapkasını Veliye, Velininkini de Aliye giydirme işleri..!
Daha fazla yorum görüntüle