Babacan'dan Yeni TTK'da erteleme işareti

Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurulu sonrası soruları yanıtlayan Babacan, BDDK ve TMSF başkanlarının ataması ve Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlülüğü, sigara zammı THY ile ilgili konuştu. Babacan açıklamaları netti!

Babacan'dan Yeni TTK'da erteleme işareti
Babacan'dan Yeni TTK'da erteleme işareti
GİRİŞ 31.05.2012 12:15 GÜNCELLEME 31.05.2012 14:29

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girişine ilişkin, eğer değişiklikler yetişirse kanunun değişikliklerle beraber 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesinin gerektiğini belirterek, ''Ama değişikler yetiştirilemezse, değişiklikler konusunda mutabakat sağlanamazsa o zaman o 1 Temmuz tarihinin koşulsuz ötelenmesi gerekecek. Çünkü mevcut haliyle yürürlüğe girmesinin çok sakıncası var'' dedi.

Türkiye Bankalar Birliği'nin 55. Olağan Genel Kurul Toplantısı sonrasında soruları yanıtlayan Babacan, Avrupa'da finans sektörünün geçtiğimiz dönemlerde de son derece zor şartlardan geçtiğini, ama en zor koşullarda dahi Türk bankacılık sektörünün gayet başarılı bir şekilde türbülanstan izole olmayı gerçekleştirdiğini, apayrı bir performans ortaya koyduğunu söyledi.

Babacan, ''Bankacılarımızla çok sık görüşüyoruz, kendi sektörümüzü de çok yakından takip ediyoruz. Kendi sektörümüzdeki trendlere de bakıyoruz. Dolayısıyla biz Türkiye'yi, Avrupa'daki olası gelişmelerden koruyabilmek için azami özeni kuşkusuz göstereceğiz. Bankacılarımızla beraber çalışarak, Türkiye için, bankacılık sektörü için en iyisi neyse onu bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.

BDDK ve TMSF başkanlarının atanmasıyla ilgili bir soruya karşılık, konuyla ilgili yasal düzenlemenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandığını hatırlatan Babacan, ''Biz şu anda atama sürecindeyiz. O konudaki kararlarımızı verdiğimiz zaman da zaten sizlerle paylaşırız'' yanıtını verdi.

''Serbest piyasa ekonomisi Türkiye'nin bu noktaya gelmesinin arkasındaki en önemli faktörlerden biri''

Babacan, yeni Türk Ticaret Kanunu'nda (TTK) yapılacak değişikliklerle ilgili olarak da şunları söyledi:

''47 maddenin hepsini burada gözden geçirmemiz çok zor. Aklıma ilk gelen örnek, 'Her türlü yazışmada şirketle ilgili her türlü bilgi yazılır' gibi bir madde var. Bu ne demek? O şirketin bütün mali büyüklükleri, ortakları, yönetim kurulu üyeleri gibi öyle bilgiler var ki, mektup yazacak olsanız zaten birinci sayfasını her halde o bilgiler kaplar.

Arka sayfaya mektubun kendini yazmak zorunda kalırsınız. Bunları çok basite indirmek istiyoruz. Zaten firmaların internet sitesi var, zaten sicil numarası var. Belgede sicil numarası varsa, internet adresi varsa, merak eden o bilgilere ulaşabilir. Her belgeye tek tek basmak yerine o bilgileri, böylesine kolay bir yöntem. Bu tür şeyler...''

Yasadaki değişikliklerle ilgili çalışmalara değinen Babacan, ''Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda saatlerce çalışılıyor... Çünkü önemli kararlar, önemli adımlar. Ama burada temel şu: Bu işin felsefesi önemli. Serbest ticaret ve serbest piyasa ekonomisi Türkiye'nin bu noktaya gelmesinin arkasındaki en önemli faktörlerden birisidir. Yani girişimcinin önünü açmak, iş dünyasının önünü açmak, ticaretin önünü açmak, kolaylaştırmak, bu işin temel felsefesi olmalıdır'' diye konuştu.

''Temel varsayımımız; 'Bu dürüsttür' olacak''

''Öncelikle tek tek işletmelerimizi, şirketlerimizi, iş adamlarımızı, iş kadınlarımızı dürüst varsayacağız'' ifadesini kullanan Babacan, ''Temel varsayımımız; 'Bu dürüsttür' olacak'' dedi. Yanlışlık içerisinde olanın, hata yapanın ya da kasıtlı olarak bazı konularda yanlış yola girenlere de ceza vereceklerini anlatan Babacan, şunları kaydetti:

''Baştan, 'Nasıl olsa herkes dürüst değil, herkes yanlışlık içerisinde olabilir, dolayısıyla herkesin başına birini koyalım, öyle şeyler yapalım ki baştan bu tür şeyleri önleyelim' gibi bir yaklaşım ticari hayatı boğar, bağlar. Dolayısıyla buradaki temel varsayım önemli. 'Herkes aldatandır, herkes yanıltandır'dan mı başlayacağız, yoksa 'Herkes dürüsttür'den mi başlayacağız? Biz 'Herkes dürüsttür'den başlamak istiyoruz.

Ama hata içinde olanın da yakalandığında en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Dolayısıyla bu felsefe içerisinde hareket edilmesin gerektiğini düşünüyoruz. Tabii bu yasa hazırlanırken, Adalet Bakanlığımız çok büyük emekleri var, çok sayıda akademisyenimizin emekleri var, hocalarımızın emekleri var.

Onların emeklerine saygımız sonsuz. Ama sırf Türk Ticaret Kanunu'nun 1500 civarında maddesi var. 1500 maddelik bir yasa. Şimdiye kadar hiçbir süzgeçten geçmemiş. Akademik bir çalışma olarak Meclis'in gündemine gelmiş. Uygulamaya adapte edilmesi için de tabii bazı maddelerinin değiştirilmesi gayet doğal.''

''Mevcut haliyle yürürlüğe girmesinin çok sakıncası var''

Babacan, yeni yasanın yürürlüğe girişiyle ilgili olarak da şunları söyledi:

''1 Temmuz'a eğer değişiklikler yetişirse, değişikliklerle beraber 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi gerekiyor. Ama değişikleri yetiştirilemezse, değişiklikler konusunda mutabakat sağlanamazsa o zaman o bir temmuz tarihinin koşulsuz ötelenmesi gerekecek.

Çünkü mevcut haliyle yürürlüğe girmesinin çok sakıncası var. 1 Temmuz'a yetişmezse o zaman bakarız. O değişiklik için makul bir süre gerekir. Makul sürenin sonrasına olabilir. Bizim şu andaki hedefimiz 1 Temmuz'a yetiştirmek. Onun için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ama mutabakat sağlanmazsa, diyelim ki kurumlar bazı maddelerde anlaşamadı, olmadı, o zaman bunun ertelenmesi gündeme gelir.''

SPK yasasındaki maddelerle TTK arasındaki maddeleri de uyumlaştırdıklarını belirten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Çünkü bazı çelişen gri alanlar vardı. hem SPK yasa tasarısında hem de TTK'da yapacağımız değişikliklerle onları açıklığa kavuşturuyoruz.

Yeni bir kamu gözetim ve muhasebe standartları kurumumuz var, bir de SPK var. Bu iki kurumun görev alanlarının yetkilendirilmelerinin ve standartlarının mutlaka birbiri ile koordine bir şekilde yapılması yapılıyor. Bunu sağladık. O konularda tüm kurumlarımız mutabık. bir sıkıntı yok.

SPK kanunu için biz somut bir tarih söylemedik bugüne kadar. En kısa zamanda tamamlansın istiyoruz kuşkusuz. Eğer 30 Haziran'a Meclis kapanmadan yetişirse, tabi çok memnun oluruz ama bilemiyorum. Son aya giriyoruz, haziran ayına giriyoruz. Yoğun bir şekilde SPK yasası üzerinde de çalışıyoruz'' şeklinde konuştu.

Vergi artışı şimdilik gündemde yok

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Bugün itibariyle vergilerle ilgili herhangi bir kararımız yok. Ama yıl içerisinde bütçe dengeleri arzu etmediğimiz noktaya doğru gelişirse, o zaman harcama yönlü ya da gelir yönlü adımlar gündeme gelebilir. Ama kararımız yok şu anda.

Orada bir yanlış anlama olmasın. İşte, '3 3 değil de 4 4 zam verildi memura, dolayısıyla otomatik şu vergi geliyor'... Öyle bir şey yok. Çünkü tablonun tümüne haziran sonu itibariyle, tam yılın ortasında bir bakmamız gerekecek'' dedi.

Babacan, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 55. Genel Kurulu'nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Memur maaşları bütçenin artık çok önemli bölümünü oluşturmaya başladığını dile getiren Babacan, bir zamanlar tüm bütçe harcamaların yüzde 18'i memur maaşı iken, şu anda bu oranın yüzde 28'e çıktığını kaydetti.

Babacan, bütçenin gelirlerinin 74 milyondan toplanan vergiler olduğunu ifade ederek, verdikleri her lirayı halktan topladıklarını, bütçe disiplininin de kendileri için son derece önemli olduğunu belirtti.

Bu yıl Orta Vadeli Programı yaparken memur maaşları ile ilgili varsayımlarının, bu yıl için yüzde 3 3, gelecek yıl içinde yüzde 2 3 olduğunu anımsatan Babacan, şunları söyledi:

''Şimdi gelecek yıl 3 3'e bağlanmış oldu. Bu yıl da 4 4'e bağlanmış oldu. Kuşkusuz bu yılki o 3 3, yerine 4 4'ün bu yılın bütçesine etkisi var. Bunun gelecek seneye etkisi var. Gelecek sene de artı 1 puanın etkisi var. Ancak şunu da dikkate almak gerekiyor ki biz bütçemizi ve Orta Vadeli Programımızı yaparken, enflasyon konusunda bazı varsayımlarımız vardı. 

Bu yıl için örneğin, enflasyon bizim varsayımlarımızın biraz üzerinde seyrediyor. Dolayısıyla bu yıl için verdiğimiz 1 1 farkın, bir kısmını zaten enflasyon sebebi ile vermek durumunda kalabilirdik daha sonra. Dolayısıyla enflasyon sonuçları ortaya çıktıktan sonra daha net bir hesap yapabiliriz.

Örneğin ilk yarıda enflasyon yüzde 4 çıkarsa, Orta Vadeli Programa yüzde 3 yazmamızın bir anlamı yok. Çünkü farkı vereceğimize söz veriyoruz ya, zaten 4 veririz. Ama yüzde 3,5 çıkarsa enflasyon, yarım puan fazladan vereceğiz, veya 3 çıkarsa 1 puan fazla vermiş olacağız.

Dolayısıyla bizim yapacağımız şu bütçe dengeleri ile alakalı önce bir Haziran sonunu bekleriz. Bir enflasyon ortaya çıkar, haziran sonu itibariyle vergi gelirlerimiz nasıl gidiyor. Büyüme tahmini nasıl, bütün bunları değerlendiririz. Bütçe ile ilgili tahminlerimizi yeni baştan şöyle bir gözden geçiririz. Gelir tarafı nasıl gidiyor bunu görürüz. Ondan sonra yılın ikinci yarısı ile ilgili tabloyu da tekrar ele alırız.''

''Vergilerle ilgili karar yok''

Başbakan Yardımcısı Babacan, kendilerinin bugün için, bugün itibariyle vergilerle ilgili herhangi bir kararı olmadığını dile getirerek, ''Ama yıl içerisinde bütçe dengeleri arzu etmediğimiz noktaya doğru gelişirse, o zaman harcama yönlü ya da gelir yönlü adımlar gündeme gelebilir.

Ama kararımız yok şu anda. Orada bir yanlış anlama olmasın. İşte '3 3 değil de 4 4 zam verildi memura, dolayısıyla otomatik şu vergi geliyor'... Öyle bir şey yok. Çünkü tablonun tümüne haziran sonu itibariyle, tam yılın ortasında bir bakmamız gerekecek. Büyüme ile vergi gelirleri çok birbirine bağlı.

Büyüme hızı iyi olunca vergi gelirleri de yüksek geliyor. Öte yandan da ithalat gelirleri de ithalatla çok alakalı. Bütün bu dengelere bakacağız. 30 Haziran'da bu tabloyu göreceğiz. Ondan sonra yılın ikinci kısmıyla ilgili bütçede bir adım atılmasına gerek var mıdır? Yok mudur? Ne durumdayız? Bunları ortaya koymuş olacağız'' diye konuştu.

Bir soru üzerine de Babacan, sigarada pek çok gelişmiş ülkede bir maktu vergi kavramı olduğunu belirterek, ''Bu maktu vergiyi koyabilmek yada ayarlayabilmek ile ilgi Bakanlar Kurulu'ndan yetki alıyoruz.Bu maktu vergiyi getirirken oransal vergiyle ilgili kuşkusuz yeniden bir gözden geçirme yeniden bir düzenleme olabilir ama sigara ile de ilgili verilmiş bir karar yok.

Sadece vergi sistemimizi ve mevzuatımızı Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerle paralel hale getireceğiz ki, ilerde yapacağımız vergi ayarlamalarında esnekliklerimiz olsun ve daha dengeli bir düzenleme yapabilelim'' dedi.

''Hızlı karar alıp uygulama kapasitemiz var''

Ali Babacan, çok değişken bir küresel finans tablosu ile karşı karşıya olunduğunu belirterek, Avrupa'daki tablonun her ay bir öncekinden farklı olduğunu, iyi yöne de kötü yöne de değişebildiğini ifade etti.

Dolayısıyla bunları izleyip, bunların Türkiye üzerindeki etkilerini değerlendirip, finansal istikrar komitesinde bütün bunları konuşup, daha sonra karar haline getirip, uygulayabildiklerini anlatan Babacan, ''Şu var ki, esnekliklerimiz var, hızlı karar alıp uygulama kapasitemiz var.

Belki Avrupa ülkelerinin pek çoğundan farkımız bu. Koordineli çalışıyoruz. Bir konuda karar oluşturduğumuzda da hızlı uygulayabiliyoruz. Dolayısıyla Türkiye'yi ayrıştıran önemli faktörlerden birisi de bu'' dedi.

GREVLERİN ZARAR VERİCİ BOYUTA GELMESİNE MÜSAADE YOK

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen havacılık hizmetlerinde grev ve lokavt yasağı getiren kanuna ilişkin, ''Çok doğru bir adım atılmıştır. TBMM bunun gereğini yapmıştır. Aksi halde tek bir işletme, tek bir şirket, tek bir grev olayı yüzünden Türkiye ekonomisine kalıcı zarar verici boyuta işlerin gelmesine asla müsaade etmeyiz.

74 milyonluk ülke burası. 74 milyonun çıkarı söz konusu. 74 milyonun refahını, 74 milyonun gelirini etkileyecek derecede, ekonomide etkisi olacak sektörlerde, kimse kusura bakmayacak, grev yasağı olacak'' dedi.

Türkiye Bankalar Birliği'nin 55. Olağan Genel Kurul Toplantısı sonrasında soruları yanıtlayan Babacan, bir gazetecinin TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen havacılık hizmetlerinde grev ve lokavt yasağı getiren kanuna ilişkin soruya da şu cevabı verdi:

''Bu aslında havacılık sektörüne özel değil. Bankacılık sektöründe de bugün grev yasağı vardır. Bugün Bankalar Birliğinde olduğu için söylüyorum. Bugün geçerli mevzuatımızda grev yasağı vardır. Çünkü öyle sektörler vardır ki, o sektörün durması binlerce sektörü, yüz binlerce işletmeyi durdurur. Yani herhangi bir kuruluşunuzdaki bir tıkanma tüm ekonomiye zarar verebilir. Dolayısıyla biz bunlara izin veremeyiz. Bu sadece Türkiye'de değil, Avrupa Birliğinde de vardır bu uygulama.

Öyle sektörler vardır, stratejik sektörler vardır ki, o sektörlerde grev uygulaması yoktur. Dolayısıyla bunun önünün açık olması bana göre hataydı. Çok doğru bir adım atılmıştır, TBMM bunun gereğini yapmıştır.

Aksi halde tek bir işletme tek bir şirket, tek bir grev olayı yüzünden Türkiye ekonomisine kalıcı zarar verici boyuta işlerin gelmesine asla müsaade etmeyiz. 74 milyonluk ülke burası. 74 milyonun çıkarı söz konusu 74 milyonun refahını, 74 milyonun gelirini etkileyecek derecede, ekonomide etkisi olacak sektörlerde kimse kusura bakmayacak, grev yasağı olacak.''

''Grev yasağı uygulayan tek ülke Türkiye değil''

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, grev yasağının bankacılık sektöründe de olduğunu belirterek, ''Herhangi bir bankanın çalışanlarının greve gittiğini düşünün, Türkiye'de herhangi bir bankanın bir gün kepenk kapattığını, bütün finansal sistemi etkiler. Dolayısıyla bu işleri aklı başında, rasyonel değerlendirmemiz lazım. Bunu yapan tek ülke Türkiye değildir. Gelişmiş ülkelerde de sektör bazında yasaklanmış grev yasakları vardır'' dedi.

Babacan, bir gazetecinin ihtisas mahkemelerinin kurulmasına ilişkin sorusuna da, SPK Yasasının içine ilgili maddeleri koyduklarını, bu mahkemelerin İstanbul'da olacağını, mevcut yargı sistemi içinde yer alacağını, sadece 'şu şu mahkemeler finans sektörü için ihtisaslaşmış mahkemelerdir' diyeceklerini söyledi.

İhtisas mahkemelerindeki yargıç ve savcıları bu konuda biraz daha bilgilendireceklerini, banka ve finans sektörü kuruluşlarıyla buluşturacaklarını anlatan Babacan, ihtisas mahkemelerinin önüne bildikleri konular geleceği için daha hızlı ve kolay karar alacaklarını vurguladı.

Bir gazetecinin öğretmenlere performanslarına göre ödeme yapılacağı yönündeki konuşmasını hatırlatması üzerine de Babacan, ''Çok çalışan ve başarı ortaya koyan var. Başarı ortaya koyanla, başarı ortaya koyamayan arasında bir fark olması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuları inceliyor ama herhangi bir karar yok'' dedi.

''Memurlar son 10 yılda enflasyonun üzerinde artış aldı''

Babacan, memur maaş artışlarında memur sayısının artmasının etkisi olup olmadığını yönündeki bir soruya da, şu karşılığı verdi:

''Memur sayısı artıyor ama memur maaşlarımız son 10 yılda enflasyonun çok üzerinde artmış durumda. Yani 'tek tek bir memur ne kadar maaş alıyor?' derseniz son 10 yılın kümülatif enflasyonunun çok daha üzerinde artışlar bugüne kadar sağlanmış durumda. 'Memurlara sıfır artış' dahi desek, memur sayısı hiç artmasa bile bizim memurlara ödediğimiz rakam artıyor. Derece, kademe yükseldiği için daha yüksek maaş alıyor.''

''Halk Bankası hisselerinin halka arzı''

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Halk Bankası'nın yüzde 25'inin halka açık olduğunu ve özelleştirme sürecine girmiş bu bankada bundan sonraki adımın, yüzde 25'i yüzde 49'a kadar yolu açık olmak üzere çıkarmak olduğunu söyledi.

Daha ileri aşamada stratejik satışta 50'lik hissenin satışının da söz konusu olabileceğini ifade eden Babacan, ''O güçte Halk Bankası'nı parayı verip de alacak güçte banka dünyada çok az. Genelde büyük bankalar ağırlıklı olarak bilanço küçülme operasyonlarını yaşıyorlar şu anda.

Dolayısıyla biz isteriz ki bunlar değerinde karşılığını bulsun. Stratejik satış kısa dönemde söz konusu değil ama halka arzın ikinci aşamasının ne zaman olacağı ve yüzde kaç olacağı piyasa koşullarıyla alakalı'' dedi.

KAYNAK: HABER7