Sinan Aygün'den çarpıcı rakamlar

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, "Bu ülkenin borcu, 4 yılda 160 milyar dolar arttı. 80 yıllık borç 207 milyar dolar, 4 yıllık borç 160 milyar dolar.' dedi ve ekledi:

Sinan Aygün'den çarpıcı rakamlar
Sinan Aygün'den çarpıcı rakamlar
GİRİŞ 07.11.2006 21:03 GÜNCELLEME 07.11.2006 21:03

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, "Bu ülkenin borcu, 4 yılda 160 milyar dolar arttı. 80 yıllık borç 207 milyar dolar, 4 yıllık borç 160 milyar dolar. İşte sıkıntı bu" dedi.

Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneğinin (ANASİAD) davetlisi olarak "Türkiye'nin Ekonomik Panoraması" başlıklı konferans vermek üzere Bursa'ya gelen Aygün, konferans öncesi düzenlediği basın toplantısında, gerek 1999 krizinde, gerekse 2001 krizinde, sık sık Türk ekonomisinin bu performansla devam edemeyeceğini söylediklerini hatırlattı.

Aygün, bugün Bursa'dan ticari anlamda iyi seslerin gelmediğinin mesajını aldığını, aynı sesleri farklı bölgelerde de duyduğunu belirterek, bunun da kendilerini fazlasıyla üzdüğünü söyledi.

Şu anda Türkiye ekonomisinin sıcak para ve cari açıkla gidebildiği yere kadar gideceğini ifade eden Aygün, şöyle konuştu: "Hükümet yetkilileri, (cari açık kapatıldığı, sürdürülebildiği müddetçe sorun yok) diyor. Doğru, sürdürülebildiği müddetçe sorun yoktur. Peki 2001'den, 2006'ya kadar nasıl sürdürdük bu cari açığı? Koskoca Türk Telekom'umuzu satarak sürdürdük. Tüpraş'ımızı, Petkim'imizi, Erdemir'imizi sattık. Tabi o zamanlarda bunu büyük bir bayram içerisinde sattık. Limanlarımızın büyük bölümünü özelleştirdik. Birçok kamu kurum ve kuruluşlarını özelleştirdik. Türkiye'nin kasasına aşağı yukarı 20 milyar dolar girdi, bunu kapattık. 2007'ye geldiğimiz zaman satacak neyimiz kaldı? Şöyle arkamıza dönüp bir bakıyoruz, elimizde Halk Bankası, Ziraat Bankası var."

Aygün, şu anda Türkiye'de bankacılık sektöründe yabancıların payının 33.16'ya çıktığını, Halk ve Ziraat bankalarının da satılması durumunda bu oranın yüzde 66'ya yükseleceğine dikkati çekerek, İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya'da bankalarda yabancıların payının yüzde 3'lerde, yüzde 5'lerde kaldığını söyledi. Türkiye'de şirketlerin yabancılaşmasının adeta bayram havasında kutlandığını işaret eden Aygün, 2000 yılında İstanbul Ticaret Odasının ilk beşindeki yabancı payının yüzde 23'iken, bu rakamın bugün yüzde 50'lere yaklaştığını belirtti.

Sinan Aygün, yabancı yatırımcının gelmediğini, varolan yatırımı aldığını savunarak, şunları kaydetti: "Zaten o yatırım burada var. Yani yabancının son 4 yıl içinde arsa alıp, hafriyat yapıp, üzerine bina diktiği, ben bir tane yatırım bilmiyorum. O yüzden bu tehlikeli bir gidiş mi? Bunu oturup konuşmak, tartışmak gerekir.

Biz, bunun tehlikeli olduğunu her yerde vurguluyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz. Nefesimin yettiği yere kadar da söylemeye devam edeceğim. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir Türk evladı olarak bunu görev addediyorum. Bu görev zaman zaman tehlikeli bir görev, tepki de çekiyorsun, eleştiri de alıyorsun. Ama bunu birinin yapması lazım. Bir sıkıntım var, zaman zaman çok yanlız kalıyorum. Diğer sivil toplum örgütlerinden de bu tür destekleri bekliyorum."

-CARİ AÇIK-

Aygün, bir gazetecinin cari açık rakamlarının aylık 1.9, yıllık bazda da 32.5 milyar dolar olarak açıkladığını belirterek, bu konudaki görüşünü sorması üzerine, Türkiye'de 1993, 1999 ve 2001 krizlerinin tamamının cari açıktan kaynaklandığını söyledi.

1993 yılında 3 milyar dolar, 1999'da 6 milyar dolar, 2001 krizinde de 9 milyar dolarlık cari açık bulunduğunu kaydeden Aygün, şöyle devam etti: "Siz şimdi 32 milyar dolardan bahsediyorsunuz. 2003, 2004, 2005, 2006, ki benim öngördüğüm 30-32 milyar dolardı. 30 milyar öngörürsek, bu açık rakam 75 milyar dolar. Bakın cumhuriyetin 80 yılında 56 milyar dolar, 4 yılda 75 milyar dolar. Tekrar söylüyorum satacak neyiniz kaldı başka? Bakın, ABD limanlarını satmıyor, yabancıya vermiyor. Biz her şeyimizi satıyoruz. Sat, sat mirasyedi gibi nereye kadar devam edecek bu satış? Cari açık eğer bir ayda 1.9 milyar dolar çıkarsa, bunu siz iki şekilde kapatırsınız.

Ya dışarıdan borç alarak kapatırsınız, ya da malınızı satarak. Maalesef biz, ikisini birden yaptık. 3 Kasım 2002 tarihinde sayın Başbakana Türk ekonomisi teslim tutanağı teslim ettim. Orada Türkiye'nin iç ve dış borcu 207 milyar dolar gözüküyor. Bugün bu rakam olmuş 367 milyar dolar. Bu ülkenin borcu 4 yılda 160 milyar dolar arttı. 80 yıllık borç 207 milyar dolar, 4 yıllık borç 160 milyar dolar. İşte sıkıntı bu. Cari açık bu ülkenin başının belasıdır."