Denizbank'ın yeni CEO'su Mariani oldu

Dexia Üst Yöneticisi (CEO) Pierre Mariani, 2014 yılına gelindiğinde Denizbank'ın Dexia içindeki toplam karın yüzde 27'sini temsil etmesini, 2014 sonuna kadar 850 şubeye ulaşmayı ve makro ekonomik durumla ilgili öngörülerin az çok gerçekleşmesi durumunda da yaklaşık 1,2 milyar lira vergi öncesi kara ulaşmayı hedeflediklerini bildirdi.

Mariani, bu görev dolayısıyla geldiği İstanbul'da gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıda yaptığı konuşmada, Denizbank'ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu sabah yemin ederken çok gururlandığını dile getiren Mariani, Denizbank'ın Dexia için çok kilit bir unsur olduğunu her zaman akılda tutarak hareket ettiklerini söyledi.

Şu anda Avrupa bankaları üzerinde stres testi yapıldığını, bunun sonuçlarının birkaç ay içinde açıklanacağını belirten Mariani, ''Buradan alnımızın akıyla çıkacağımıza eminim'' dedi.

Dexia'nın perakende bankacılık alanında çok iyi performans gösterdiğini, Türkiye'de sadece perakende bankacılık değil bütün iş kollarında çok iyi gittiklerini ifade eden Mariani, zor ekonomik ortama karşın toplam karda yüzde 18'lik artış sağladıklarını vurguladı.

''YILDA YAKLAŞIK 80 ŞUBE''

Türkiye'nin müşteri kazanımı ve aktif büyümesi açısından Dexia'nın geneline göre daha iyi performans gösterdiğini dile getiren Mariani, şöyle devam etti:

''Türkiye'de geçen yıl 425 bin yeni müşteri kazanılmış. Günde yaklaşık bin müşteriye denk geliyor. 2 yıl içinde müşteri tabanımızı yaklaşık 1 milyon müşteri daha artırdığımızı görüyoruz. Geçen yıl 50 yeni şube açtık, mevduatı yüzde 34, kredileri yüzde 28 büyüttük.

Sağlam bir müşteri tabanı, bankanın istikbali için en önemli teminat durumunda... Şube ağımızı çok önemli bir hızda büyütüyoruz, bu hızda da devam edeceğiz. 2014 yılına gelindiğinde Denizbank, Dexia içindeki toplam karın yüzde 27'sini temsil edecek. 2011 sonuçlarına baktığınızda Denizbank, buraya çok yaklaşmış durumda.

Hedefimiz, Denizbank'ta şubeleşmeye daha fazla yatırım yapmak ve özkaynak anlamında da destekleyeme devam etmek. 2014 sonuna kadar 850 şubeye ulaşmak istiyoruz. Bu, yılda yaklaşık 80 şube, haftada 2 şube açmak anlamına geliyor. Zaten bu yıl başından itibaren de bu çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor.''

Türkiye'de özellikle perakende bankacılığın ülke GSYH içindeki yeri dikkate alındığında gidilecek çok daha fazla parkur olduğunu kaydeden Mariani, tarım sektörünü de önemli gelişme alanı olarak gördüklerini, dolayısıyla Türkiye'de bu konudaki sağlam pozisyonu korumaya devam edeceklerini söyledi.

2014 yılına gelindiğinde bankanın 2 milyonu yeni kazanılan olmak üzere yaklaşık 6 milyon müşterisi olmasını öngördüklerini anlatan Mariani, 2010'da yüzde 5 şube olan pazar payını 2014'te yüzde 7'ye, mevduatın toplam bilançodaki payını da yaklaşık yüzde 70'e çıkarmayı hedeflediklerini, büyük şehirlere ve kırsal alanlara özel önem vereceklerini bildirdi.

Pierre Mariani, Denizbank'ın 2014 finansal sonuçlarına da değindiği konuşmasını şöyle sürdürdü:

''2014 yılında, makro ekonomik durumla ilgili öngörülerimizin az çok gerçekleşmesi durumunda yaklaşık 1,2 milyar lira vergi öncesi kara ulaşmayı öngörüyoruz. Çok hırslı bir hedef var. Ancak bunu gerçekleştirebilecek çok güçlü bir yönetim yapısı da var.

Bu hedefler, aslında bizim Türk ekonomisine olan sağlam inancımız olmadan başarılamaz. Son birkaç yılda Türk ekonomisinin genel durumuna, kamu maliyesi, ekonomik büyüme gibi alanlara baktığımızda gerçekten çok iyi giden bir performans var.

Diğer yandan birkaç aydır da aşırı ısınan bir ekonomi var. Buna karşılık alınan tedbirler var. Bir yandan da bu ülkenin AB ile entegrasyon sürecinde olduğunu dikkate almamız gerekiyor. Genel olarak temel ekonomik bileşenler anlamında Türkiye çok önemli potansiyele sahip...''

'''SATIYOR MUSUNUZ?' DİYE SORANLARA TÜRKÇE 'YOK' DİYORUM''

Bir çok yatırım bankasının kendilerine ''Denizbank'ı satmayı düşünür müsünüz?'' diye sorduğunu anlatan Mariani, ''Ben Türkçe cevap veriyorum. Kısaca 'yok' diyorum ve konuyu hemen kapatıyorum.

Ayrıca Avrupa Komisyonu ile Dexia olarak yeniden yapılandırma planlarını müzakere ederken, yine Denizbank'ı satma konusu gündeme geldiğinde ben kesin bir dille konuyu kapattım ve böyle bir konuyu konuşmayı reddettim'' diye konuştu.

Avrupa Komisyonu ile müzakerelerde Denizbank'ın Dexia bünyesinden koparılmaması için aylarca mücadele ettiğini ifade eden Mariani, ''Bu süreç aslında çok karmaşıktı.

Kriz döneminde devlet garantisi almak zorunda kaldık ve bunun bedelini ödedik. Burada ödeyebileceğimiz en büyük bedel Denizbank'ı kaybetmekti. Bunda da direndik ve Denizbank'ı satmadık'' şeklinde konuştu.

Dexia Üst Yöneticisi (CEO) Pierre Mariani, Deniz Emeklilik şirketine talip olanlardan teklifleri aldıklarını, şu anda incelediklerini ve talipliler listesini kısalttıklarını, ikinci çeyrek sonundan önce bu işlemi tamamlamış olacaklarını bildirdi.

Mariani, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda soruları yanıtlarken, Denizbank'ın yüzde 1'e yakın halka açıklık oranıyla ilgili olarak, ''Halka açıklıkta mevcut duruma göre herhangi bir değişiklik niyetimiz yok'' dedi.

Deniz Emeklilik şirketinin satış sürecine ilişkin soruyu ise Mariani, ''Satış çalışması sürüyor. Hayat dışı sigortacılık faaliyetimiz için de partner aramaya devam ettik.

Burada ikili bir süreç yürüdü. Şu anda sürecin nihai aşamasına geldik. Deniz Emeklilik şirketine talip olanlardan teklifleri aldık. Bunları şu anda inceliyoruz. Talipliler listesini kısalttık.

İkinci çeyrek sonundan önce bu işlemi tamamlamış olacağız. Tamamen süreci tamamlamak, şirketi satmaktan bahsediyorum'' şeklinde yanıtladı.

Denizbank Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirilmesiyle ilgili de Mariani, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş'in görevini paylaşmaya niyetinin olmadığını, bankayı yine Türklerin yönetmeye devam edeceğini vurguladı.

''O KADAR DA PEMBE TABLO ORTAYA ÇIKMIYOR''

Munzam karşılıkların artırılmasıyla ilgili sorular üzerine Mariani, ''Aslında acı bir tedbir... Ama gerekli olduğu için Merkez Bankası tarafından böyle bir karar verildi. Aslında bununla, bankacılık sektöründen Hazine'ye biraz gizli veya endirekt şekilde vergi aktarılmış oluyor'' şeklinde değerlendirme yaptı.

Pierre Mariani, munzam karşılık ve gayri resmi şekilde bankaların toplam kredi büyümesi üzerinde yüzde 25'lik sınırlamanın banka bütçelerine önemli etkisi olabileceğini söyledi. Mariani, ''Kararlar, tedbirler ülke ve hükümet açısından iyi bir şey, ama bankacılık sektörü açısından o kadar da pembe bir tablo ortaya çıkmıyor'' dedi.

''TAHVİL VE BONO OYUNCULARI ESKİSİ KADAR MUTLU OLMAYABİLİR''

Mariani, 2014 hedeflerini daralan kar marjlarına rağmen nasıl gerçekleştirecekleri yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı:

''Kar marjları daralıyor ama şube ağımız büyüyecek. Şu andaki şube ağımız üzerine 300 şube ekleyeceğiz. Müşteri sayımızı bu süreçte yüzde 50 artıracağız.

Şube sayısı ve müşteri sayısındaki artışlarla birlikte hacimlerin doğal olarak büyüyeceğini biliyoruz. Perakende ve KOBİ bankacılığında Türkiye'de çok önemli bir potansiyel var.

Kar marjlarındaki daralmayı hacimlerle telafi etmeye çalışacağız. Biz sadece müşteri edinmekle kalmıyoruz, çapraz satış oranımızı artırmaya, müşteriye daha fazla hizmet sunmaya çalışıyoruz.''

Denizbank'ın aslında sektörden farklı bir yapısı bulunduğunun altını çizen Mariani, bankanın aktif yapısında Hazine bonoları ve devlet tahvilleri oranının yüzde 15 olduğunu belirtti.

Mariani, ''2008'den sonra özellikle tahvil portföyüne yatırım ve buradan para kazanma dönemi geçti. Bankalar artık reel ekonomi finansmanı yaparak para kazanmak zorundalar.

Bunun yanında gelen tedbirler dikkate alınmalı. Faiz oranıyla ilgili Merkez Bankasının alacağı bütün kararlar, tahvil ve bono oyuncularının eskisi kadar mutlu olmayabileceğini gösterecektir'' şeklinde konuştu.

Avrupa'da birçok ülkede munzam karşılık uygulamasının olmadığına dikkati çeken Mariani, olanlarda da faiz ödenmediğini belirtti.

''KARLILIK DARALMASI YÜZDE 10-15 BANDINDA KALIR''

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de sorular üzerine, şu anda bankanın 10 bin 200 çalışanı bulunduğunu, 2014 yılında 800'ün üzerinde şube ve 14 bin 500 çalışana ulaşmayı öngördüklerini, bunun da her yıl bin 200 civarında yeni personel alımı anlamına geldiğini kaydetti.

Sektöre ilişkin alınan kararların ilk çeyrekte henüz kredilerin yavaşlamasına yol açmadığına dikkati çeken Ateş, ''Ama önümüzdeki dönem yavaşlatacaktır. Yüzde 30'larla giderken, yüzde 25'lerin altına ineceğini öngörüyoruz.

Talep aynı kalır, kredi arzında biraz yavaşlama olursa, çok doğaldır ki fiyatlar biraz artar. Bunun yansıması da faiz oranlarının yükselmesi şeklinde olacaktır. Konut kredilerinin faizinde yıl içinde yüzde 1'leri göreceğiz'' şeklinde konuştu.

Ateş, yılın sonuna doğru bankaların karlılığında biraz daralma görülebileceğini, bu daralmanın sıklıkla dile getirildiği gibi yüzde 20'lerde değil yüzde 10-15 bandında kalmasını öngördüklerini bildirdi.