Metin, Ali, Feyyaz'ın Arda tavsiyesi

80'li yıllarda Beşiktaş formasıyla destan yazan Metin Tekin, Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar, geçmiş ve şimdiki Türk futbolunu kıyasladı. Üçlü, Arda için de bir tavsiyesi vardı.

Metin, Ali, Feyyaz'ın Arda tavsiyesi
Metin, Ali, Feyyaz'ın Arda tavsiyesi
GİRİŞ 15.05.2011 13:56 GÜNCELLEME 15.05.2011 13:56

80'li yıllarda Beşiktaş formasıyla destan yazan Metin Tekin, Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar: "Arda'ya haksızlık ediyorlar! Galatarasay, Arda'dan Beckham gibi bir kahraman yaratmalı. Bu ülkeye kahramanlar lazım..."

Televizyon dünyasının ünlü ismi, nam-ı diğer 'Bayan Kahkaha' Saba Tümer, yeşil sahaların üç efsane ismi ile Mecmua dergisi için bir araya geldi. Beşiktaş'ın 80'li yıllardaki unutulmaz üçlüsü Metin Tekin, Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar ile kahkahalarla bezeli bir sohbet gerçekleştiren Saba Tümer; röportajına 'Bir, iki, üç gol yetmez' başlığını attı.

BJK'NİN PARASI YOKTU

Beşiktaş takımı sizin zamanınızda 'yıldız yetiştiren kolej takımı' olarak anılıyordu. Şimdi bunun tam tersi, neden yıldız ithal eden bir takım oldu?

METİN TEKİN: Bizim dönemimizde, düşük kulüp bütçeleriyle futbolcu ithal etme şansınız olmadığından daha çok gençlerle oynamaya çalışılıyordu. Feyyaz'ın bu konuda çok önemli bir lafı vardır; "Beşiktaş'ın parası yoktu, transfer yapamadı ve böyle bir takım oluştu" der...

Para olmaması daha mı iyi? Şimdi para var, transfer var ama başarı yok!

M.T.: Ama şimdi Türkiye'deki kulüpler, dünya kulüpleri olma yolunda. O zamanlar bu ölçekte yarışlar da yoktu. Bizim takımın yaratılmasında, beceriden çok bütçe ve mali sıkıntılar etkili oldu. Harika bir jenerasyonla birlikte yedi, sekiz yıllık bir dönemi oldu Beşiktaş'ın. Altı şampiyonluk mu oldu?

ALİ GÜLTİKEN: Beş.

BİZ ÇOK ÖN PLANDAYDIK

Yabancı futbolcular olunca kopukluk mu oluyor?

A.G.: Oyuncunun kendini oraya ait hissedebilmesi için o takımın sürekli oyuncularından biri olması gerekiyor. Yabancı oyuncu transferi, kaliteli oyuncuların gelmesi çok önemli bir şey... Ama bunlar çok olduğu zaman da bu sefer takım olgusunu yaratmakta sıkıntı oluyor.

O ruh olmuyor değil mi? Metin-Ali-Feyyaz'ın o sinerjisi...

M.T.: Sadece Metin-Ali-Feyyaz olarak düşünmeyin. Çok geniş bir kadro... Biz ön plandaydık.

A.G.: Beşiktaş ile alakalı bir şey değil. Galatasaray da 2000'li yıllara gelen süreçte çok önemli bir kuşak yakaladı. Onun içinde de bugün sayabileceğimiz Bülent, Hakan Şükür, Emre, Fatih vardı.

Hagi falan vardı ama Türk futbolcular ön plandaydı...

A.G.: Sürekli değişen kadrolarla başarı elde etmek mümkün değil. Barcelona, Arsenal, Manchester gibi başarılı takımlara baktığımız zaman, sürekliliği devam eden kadrolarla gelen ekipler olduğunu görüyorsunuz. Hem para var, hem de böyle bir anlayışa sahipler. Biz yalnızca para harcayan tarafız. Bu anlayışı değiştirmemiz gerekiyor.

AİDİYET KAYBOLDU

Para geldi, ruh mu gitti?

M.T.: Ruh gidişi değil de, daha profesyonelleşti. Aidiyet hissi kayboldu. Bu sene bu takımda, öbür sene başka takımda oynarım...

A.G.: Mukavelemde rakam belli, mecburen de alırım. Yani, başarısız olursam da paramı alırım.

Sizce Arda Turan'a haksızlık mı yapılıyor?

F.U.: Basın "Arda'yı bitirelim" diye değil de tiraj için yapıyor.

A.G.: Özel hayatında da konuşulacak bir ilişkisi var.

Arda'ya ne tavsiye edersiniz?

A.G.: Arda'nın tecrübesi yok, çevresindeki insanlar da onu yönlendirmedi. Böyle markanın vitrinde tutulması gerekiyor. Oynarken de satılırken de para kazanılmalı.

GS'nin ne yapması lazım?

F.U.: Arda'dan kahraman yaratması lazım, Beckham gibi. Bu ülkeye kahramanlar lazım.

Peki yurt dışına gitmeli mi?

ÜÇÜ BİRDEN: Kesinlikle gitsin!

ESKİDEN SEKSİN FUTBOLA ZARARLI OLDUĞU SANILIRDI

Seks futbolu etkiliyor mu?

F.U.: Aşırı yaparsan etkiliyor.

Aşırıdan kasıt ne?

M.T.: Eskiden seksin futbola çok zararlı olduğu gibi çok yanlış önyargılar vardı.

F.U.: Aksine düzenli seksin faydası olduğu biliniyor.

M.T.: Ondan sonra öğrendik ki; yapa yapa öğrenmedik tabii, (kahkahalar) çok da faydalıymış.

Ah geçen yıllar dediniz mi?

M.T.: Futbolcu olmak karşı cinsle ilişki kurmak için çok büyük bir avantajdı. Dezavantajı ise istediğiniz gibi yaşayamamak.

F.U.: Şu anda futbolcu olsam nicelik değil, nitelik ararım.

BİR, İKİ, ÜÇ YETMEZ...

Futbolda skorerdiniz (sayıcı) hepiniz, peki özel hayatınızda da öyle miydiniz?

F.U.: Beni zorda bırakan şuydu; "Bir, iki, üç yetmez; dört, beş, altı olsun!" Yıllarca neler çektim.

M.T.: Ali ile Feyyaz hakikaten skorer oyunculardı. Benim tıpkı özel hayatımda olduğu gibi golcü bir özelliğim yoktu.

GENÇ KIZLARI ÖZLEMİYORUZ

Bir kızdan hoşlandın ama o seni tanımıyor. Bozulur musun?

F.U.: Yoo... Bizim artık kızlarla değil de kadınlarla alakamız oluyor. Onlar da bizi tanıyor.

20'li yaşlarda bir kız hiç olmadı mı? "Erkekler andropoza yaklaştıkça daha gençlerden hoşlanır" derler...

F.U.: Zamanında yeteri kadar genç olduğu için artık öyle bir özlemimiz yok. Kendi adıma...

M.T.: Hadi ya!

Sende oluyor mu Metin?

M.T.: Futbolcuyken bir kadını etkilemeye çalışmanıza gerek yoktu. Şimdi daha başka şekilde etkilemeye çalışıyorsunuz.

Nasıl?

M.T.: Bir erkek olarak kendinizi tanıtma çabasındasınız. Ama çok zor, çok yorucu... Kendini anlatacaksın, etkileyeceksin, "Bak ben farklıyım" diyeceksin...

SARHOŞ OLARAK MAÇA ÇIKMADIK

Metin-Ali-Feyyaz diye anılıyorsunuz ya; hangisini tercih edersiniz? Domates-biber-patlıcan, şarap-kadın-tütün, at-avrat-silah?

F.U.: Mazhar-Fuat-Özkan'ı eklemenizi rica edeceğim.

M.T.: Ben beyaz peynir-kavunrakıyı tercih ediyorum. Yaşama bakışımızı da göstermesi anlamında...

F.U.: Domates-biber-patlıcan.

A.G.: Eğer mutlaka söylediklerinizden birini seçmem gerekiyorsa; şarap-kadın-tütün.

Hiç sarhoş maça çıktınız mı?

ÜÇÜ BİRDEN: Hayır!

M.T.: Bıraktıktan sonra halı saha maçlarına çıkarken alkol aldığımız oluyor. Ama maçlarda olmazdı.

SABAH - GÜNAYDIN