Demiş ki Öz, “Hesap vermekten korkuyorsunuz..”

Şu bakanı, bu bakanı bilmem..

AK Parti’ye, liberal bir parti görünümü kazansın diye eklenenlere kefil olmam..

“Kendi savunmalarını, kendileri yapsınlar” der, geçerim..

Ama, partinin kuruluşundan itibaren, en yetkili konumda olan..

Milli Görüş çizgisinden gelen ve ilk günden itibaren partinin tepe noktasında yer alan isimlerin hiçbirisinin, herhangi bir yolsuzluğa karıştıklarına inanmıyorum.

Dolayısı ile Bolu Savcısı’nın AK Parti yöneticilerine yönelik olarak “hesap vermekten korktukları” iddiasının da, “suçüstü olma”nın ezikliği ile sarfedilen bir “hodri meydan” olduğu kanaatindeyim.

•

Bolu Savcısı, “Bana değil de, niye onlara inanıyorsun” derse..

Cevabım şu: “Seni 7 senedir, medyadan.. Suçladığın insanları ise 35 yıldır, bire bir tanıyoruz.”

Devam ediyorum cevabıma: “Senin sadece son üç yılda yaptığın tatili, o suçladığın isimler, hayatı boyunca yapmamıştır..”

“Gözü, tatilde olanlar”ın lafı ile, “haftanın 7 günü çalışanlar”a suç isnat edeceksek..

Vay halimize..

•

Bu genel değerlendirmeden sonra..

Bolu Savcısı Zekeriya Öz’e bir çağrım var..

Başkalarının “hesap vermekten korktukları”nı iddia ediyor ya..

Buyursun, kendisi şu suçlamalarla ilgili bir hesap versin:

1) Şu ana kadar kaç avukata vekalet verdiniz?

 5-6 demeyeceğim.

10’un üzerinde, hem de büro adresleri birbiri ile ilgisiz bu kadar çok avukata, hangi bedeli ödeyerek vekalet verdiniz?

O avukatlara verdiğiniz vekalet sebebi ile, yaptığınız tek bir ödeme var mı? Bunun belgesi var mı?

2) Çocuklarınız, cemaatin kolejlerinde mi okudu?

Cemaatin kolejleri, sizden bir ödeme aldı mı? Yoksa ödemeyi, 17 Aralık operasyonu ile mi yapmayı planladınız?

3) Ablanız, cemaat sayesinde mi, hortumcu Cavit Çağlar’ın şirketinde çalışmaya başladı? (Akit yazdıktan sonra, ayrılmak zorunda kalmıştı!)

4) Balkan ülkelerine yaptığınız gezilerin masrafını kim karşıladı?..

5) Dubai gezinizin faturaları ne oldu? İbraz edeceğinizi söylediğiniz harcama faturalarınız nerede?

6) 17 Aralık’ta gözaltına aldırdığınız Ali Ağaoğlu’nun lüks aracının 34 AGA 86 nolu plakasının, sizin aracınıza geçişinin hikayesi nedir? O Ferrari araca hiç bindiniz mi?

7) Aldığınız güneş gözlüğünü işadamına ödettirdiğiniz iddiası hakkında niçin hiç konuşmadınız? Güneş gözlüğünüzün bedelini bile işadamlarına ödetirken, karşılığında herhangi bir işlerini çözüme kavuşturdunuz mu? 

8) HSYK seçimleri tamamlandıktan sonra da, bu meydan okumalara devam edecek misiniz, yoksa istifayı basıp kaçacak mısınız?

•

Hayır, bu soruları, sadece yöneltip, kimseye karalamada bulunmak istemiyorum.

Zekeriya Bey, bu sorulara cevaplarını verecek olursa, sözüm söz, bu köşede yayınlayacağım.

Tek şartla..

Soyut cevaplar değil..

Hakaret içerikli, “İspatlayamazsın” türü meydan okumalarla değil..

Somut açıklamalarla..

Mesela, “Benim çocuklarımın hepsi, devlet okullarında okumuştur. Dersaneye de gitmemişlerdir. Dolayısı ile cemaat okulları ve dersaneleri ile bir ilgileri de yoktur” gibi..

Mesela, “Ali Ağaoğlu’nun 34 AGA 86 plaka nolu Ferrari aracını, ilk defa sizden duyuyorum. İddianızın tamamı gerçek dışıdır, yalandır” gibi..

“Dubai gezisinin Ali Ağaoğlu ile hiçbir ilgisi yoktur. Faturalar ektedir” gibi..

“Güneş gözlüklerinin bedelini işadamlarına ödettiğim iddiası yalandır, ben güneş gözlüğü almadım/güneş gözlüğünün bedelini kredi kartımdan ödedim” gibi..

Bu netlikte vereceği cevapları, aynen yayınlayacağım..

Şimdiden söz veriyorum.

Dolayısı ile, ne savcıya gitsin, ne hakime..

Bana yollasın cevabını..

24 saat içinde, ilk nüshada tüm cevaplarını, bu köşede görecektir.

•

Eğer bu yalanlamayı yapamıyorsa..

Şimdiden ben hatırlatayım..

“Hesap vermekten korkan, İsrail’e meydan okuyanlar değil, sensin!”

Hatırlatmaya devam edeyim: “Hesap vermekten korkan, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek tüm egemenlere rest çekenler değil, 4 sene boyunca tüm telefonlarını dinlediği yöneticilere, ancak İmam Hatip yaptırma amacı ile kendisine teslim edilen paralar üzerinden kara çalmak isteyenlerdir.”

Yazının tamamı için tıklayınız