Kağıttaki “protokol”ü değil, kafandakini yırt

  • GİRİŞ26.11.2014 10:06
  • GÜNCELLEME27.11.2014 10:35

Ben de içlerinde olduğum için, ağır eleştirime katlanıversinler..

Hukukçuların işi, kanun yorumlamaktır. 

İhtilaf yumağından, adil çözümler üretmektir.

Bu sırada da, sürekli mantık egzersizi yapmaları, kaçınılmazdır.

O açıdan, ben hukukçuları, azıcık akıllı sanırdım..

Önce Yargıtay Başkanı (kendisini artık ne sanıyorsa), “Yargı paketi ile ilgili olarak bize bir şey sormadılar” diyerek..

Sonrasında da, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, oturduğu koltuğa iğnelenen “protokol” yazısını alıp yırtarak, benim tüm “önkabul”lerimi yıktılar..

“Bunlarda akıl nerde, bunlarda mantık nerde”, diyesim geldi..

Yargıtay Başkanı’nın açıklamalarına, dün bir nebzecik dokunmuştuk.

Küçük bir ekleme ile yetineyim: “Kanun değişikliklerinin, Yargıtay Başkanı’na danışılması diye bir kural, nerde yazılı, Sayın Başkan?”

Eğer bizim bilmediğimiz bir kanunda, “Kanun değişiklikleri, Yargıtay’a sorulur, öyle yapılır” diye yazıyorsa..

Buyursun göstersin..

Yoksa böyle bir kanun..

Paralel yapının eline tutuşturduğu kağıtları, “Yargıtay Birinci Başkanı’nın açıklaması” takdimi ile yayınlamasın..

Bir kardeşi olarak..

Hatırlatma da yapalım, Sayın Başkan’a..

Kanunların yapılmasında, sana danışılmasını mı istiyorsun, Sayın Başkan?..

Yapacağın iş belli.

Şuracıkta birkaç ayın kalmış emekliliğine..

Milletvekili seçimi de, hemen senin emekliliğinden sonra yapılıyor..

Bu fırsatı kaçırma..

Ne mi yapacaksın?

Hemen hazırlıklara başlıyorsun..

2015 milletvekili seçimlerinde aday oluyorsun..

Kazanırsan, TBMM’ye giriyorsun..

Ondan sonra, “kanun değişikliği” sana sorulmadan yapılırsa, önceki günkü açıklamanı yapıyorsun..

Tamam mı, Ali emmi..

Bir ilave daha yapayım..

Yargıtay Başkanı sıfatı ile yaptığın, “Herşey bana sorulacak” egosunu hayata geçirmen de aslında mümkün.

Sıradan bir milletvekili değil..

İktidara gelecek sayıda milletvekili arkadaşınla seçimden çıkarsan..

Kanun değişiklikleri sadece sana danışılmaz.. Direkt sen yaparsın, istediğin kanunu.. Hem de istediğin zaman..

Tamam mı, Ali emmi..

Geçelim, Barolar Birliği Başkanı Metin agaya..

Metin aga, Eğitim İş Sendikası’ndan “Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü” almak üzere girdiği salonda, en ön koltukların, en göbek bölümüne oturmuş..

Salonun birinci sıra, ikinci sıra koltuklarının tamamı, A4 kağıtlara yazılı “protokol” kağıtları ile damgalı.

Konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildiğinde, bir-iki kelime etmiş..

Sonra, Metin aganın aklına artık ne geldi ise!..

Konuşmaya başlamadan önce oturduğu koltuğa doğru yönelmiş..

Koltuğa iğneli “protokol” yazısını alıp, yırtmış, oraya bırakmış..

Ve demiş ki: “Yırtın protokolleri.. Halktan büyük güç yoktur.”

Caaart.. Kaba kağaaat!

Devam etmiş Metin aga..

“Şov mu yapıyorum.. Evet evet..  Haydi birileri daha yapsın. Haydi yapın. Haydi hep birlikte yapın...”

Ama hayret..

Ön koltukların tamamında “protokol” yazdığı halde..

Hiç kimse, protokol kağıtlarını yırtmamış..

Belli ki Metin Aga’nın şov yaptığından eminler..

Başka bir ihtimal mümkün mü?

Salona gel.

Herhangi bir yere değil..

“Protokol” yazılı yere otur.

Protokol yazılı yerler içinde de, en göbek yere otur..

Sonra konuşma yaparken, protokol yazısını eline al ve yırt!

Bir de üstelik, “Şov mu yapıyorum” diye sor..

Doğru söylüyorsun Metin aga..

Yaptığın şov falan değil..

Yaptığın, tam bir şebeklik..

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat