Can’ın çocuğu çocuk da Türkmenlerinki ne?

  • GİRİŞ28.11.2015 11:59
  • GÜNCELLEME29.11.2015 09:49

MİT TIR’ları ile ilgili haberin yayınından hemen sonra, Can Dündar tutuklanmış olsaydı..

Tereddüt ederdim.

“Acaba gizli kapaklı bir şeyler deşifre oluyor da, üstü mü örtülmek isteniyor. Gazeteciler susturulmak mı isteniyor” diyebilirdim..

Ama.. Haberin üzerinden 5 ay geçtikten sonra..

O 5 ay boyunca..

Can Dündar ve avanesi, yayınladıkları iddiaları, süreç içindeki gelişmelerle doğrulatamadılar ise.. Yayınladıklarına bir ilave daha koyamadılar ise..

Tam aksine..

Yaşadığımız gelişmeler, Can Dündar’ın iddialarını değil.. Suçladığı kişilerin açıklamalarını doğruluyorsa..

Can kusura bakmasın..

Hakkındaki tutuklama kararı, aceleye getirilen bir karar değil.

Bir refleks olarak verilen karar değil..

Bir susturma girişimi hiç değil..

Eğer MİT TIR’ları ile ilgili iddialar doğru olsaydı..

5 ay içinde, o bilgileri teyit edici diğer haberlerin de arkasından gelmesi gerekirdi..

Can, o haberlere, tek bir ekleme yapabildi mi?

Hayır..

Amaç sansür ise, susturma ise.. 5 ay boyunca, onu susturmayanlar, ona yayın imkanı verenler, niye 5 ay sonra düğmeye bassınlar ki?

5 ay boyunca, iddialarına ekleme yapamamış olması.. O haberin de yalan olmasını tabii ki gerektirmez.

Ama.. Gelişmelere bakalım.. Can Dündar’ın zihniyetine bakalım. Diğer haberlerine bakalım.. Bir sonuca varalım..

21 Ekim’de yazmış: “KONDA’nın son anketinde CHP, yüzde 30’u aşmış görünüyor. Büyük sürpriz.”

Bir hafta sonra..

29 Ekim’de ise şöyle diyor: “Son 2 günkü çıldırmanın nedeni KONDA’nın anketinden çıktı: AKP 41.7, CHP: 27.9, MHP:14.2, HDP:13.8”

Can Dündar, gördüğünüz üzere..

Seçim anketi adı altında, kendi saplantısını, beklentisini, kendisi ile paralel kafalı şirkete dayanarak yazıyor.

Yetmiyor, bir de bundan hüküm çıkarıyor: “Son 2 gün yaşanılan sertliklerin sebebi, seçim sonuçlarının kötü çıkacağını görmelerinden..”

Peki, “Çıldırma” denilen doğru çıktı mı?

Seçim sonuçları, tahminlerin yanından geçti mi?

Hayır.. Hayır..

AK Parti tahminin çok üstünde..

Diğer üçü ise, tahminin çok altında..

Böylesine çarpıtma.. Böylesine kara propaganda..

Ama bunu yapanın adı “gazeteci” oluyor..

Bunun gibi..

Daha onlarca somut örnek verebilirim. 

Bilgileri çarpıtan. Yalan yazan. Uydurma iddialar üzerine kurgular yapan..

Onlardan birisi de; işte o “MİT TIR’ları” haberi..

“AK Parti’nin çıldırdığı”nı iddia ederken.. Nasıl gerçekleri çarpıtıyor idiyse. MİT TIR’larında da, Can Dündar gerçekleri çarpıtıyordu..

Peki, gerçekleri çarpıttığı için, bir kişi cezaevine mi konulmalı?

Ben “Konulmamalı” derim..

“Deşifre edilmesi yeter” derim..

“Utanması varsa, kendisini düzeltir. Utanması yok ise, kendisi okurları ile arasındaki bir konu” derim.

Ama.. Bu arkadaş.. Kendisi cezaevine konulurken.. Kıyametleri kopartıp.. Arka planda, başka gazeteciler için dava açıyorsa.. Mahkemelere koşuyorsa.. 

Orada durup, biraz düşünmemiz gerekir..

Bu çifte standart niye?

Geçtiğimiz hafta, kısa bir özet vermiştim.

Şimdi biraz daha geniş, iktibas yapalım..

Can Dündar’ın, Akit’e açtığı davanın dilekçesinden, aktarayım: “Basın özgürlüğünün ne anlama geldiğini çok iyi bilen müvekkil için gazeteci aleyhine yargı yoluna başvurmak son çaredir. (..) Ancak davalıların, doğrudan kişiliğini, şeref ve saygınlığını hedef alan, kendisine ve elbette ailesine, özellikle çocuğuna telafisi imkansız zarar veren yayınlarına karşı gideceği başka bir yol kalmamıştır.”

Şimdi bu noktada, sormamız gerekmez mi?

Sizin tekil bir şahıs olarak.. 78 milyonda bir kişi olarak.. “Kişilik haklarıma saldırıldı” diyerek dava açmanız hak da..

78 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin..

Sizin kişilik haklarınız kadar hakkı yok mu ki..

Adeta paspas yaparcasına, her türlü iftirayı ediyor, sonra da hakkınızda dava açılınca, “Basın özgürlüğü yok” diyorsunuz?

Dahası var Can..

Dava dilekçende de söylüyorsun ya..

Senin ailen var. Senin çocuğun var..

Sana yapılan eleştiri, “senin çocuğuna telafisi imkansız zararlar” veriyor..

Onun için.. Aslında dava açmak istemiyorsun ama.. Açmak zorunda kalıyorsun ya..

Bir de şöyle düşün.. Devlet de, sana dava açmak istemiyor aslında ama.. Senin attığın o iftiralarla.. Yaptığın haberlerdeki satır aralarında yaptığın karalamalarla..

O TIR’lardan gelen yardımlarla hayatlarını idame ettirebilen Türkmenlerin, diğer savaş mağduru insanların yaşadıkları dramlar..

Sana dava açılmasını zorunlu kılıyor..

yazının devamı için tıklayınız

Yorumlar2

  • berkan 8 yıl önce Şikayet Et
    Yeni Türkiye'de Can gibi kendi menfaatleri uğruna vatanı,milleti hiçe sayan sadece kendi gibi düşünenlere hayat hakkı tanıyanlara yer yok...
    Cevapla
  • hursit dilaver 8 yıl önce Şikayet Et
    bu can namlı adama sorun. senin beben kıymetli de, merve kavakçının bebeleri ne..evine gireken,çıkarken,okula giderken gelirken, okul içinde onlara hem devlet, hem de medya tarafından yapılanlar hakkında ne ettin ey aslan parçası.. hadi bakalım.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat