Sanat dozu kaçmış sanat eseri; Sefiller

  • GİRİŞ03.03.2013 10:09
  • GÜNCELLEME03.03.2013 10:09

Belki bir tükenmişliğe, belki de tercih noktasında faydacı yaklaşıma işaret eden bu durum, Oscar ödül törenine de damgasını vurdu.

8 dalda aday olan 'Sefiller' (Les Misérables), 3 dalda ödül aldı. 'En iyi ses miksajı', 'en iyi makyaj ve saç stili' ve 'en iyi yardımcı kadın oyuncu' (Anne Hathaway) ödüllerini alan film, büyük ödüllerden hiçbirne ulaşamayarak hayal kırıklığına uğradı.

Özellikle en iyi film ve en iyi erkek oyuncu (Hugh Jackman) dalındaki adaylıklardan umutlu olanlar, beklediklerini bulamadı.

Açıkçası en iyi film değil ama en iyi erkek oyuncu dalında ödülü Hugh Jackman alsaydı, "neden Daniel Day-Lewis almadı" demezdim. Jackman, müzikal yapımda çok iyi bir performans ortaya koymuştu.

Oscar'da alınan veya alınamayan ödüller, bir filmin değerini biçen unsurlar değil. Oscar'ın yapısını ve tartışmaları yakından takip edenler de bilir ki, Oscar, sadece Oscar değildir. Politikanın tam göbeğindedir.

Meselenin bu boyutunu bir kenara bırakarak fime dönelim...

Sefiller filmini mahiyet olarak değerlendirmek mümkün değil. Zira film, Victor Hugo'nun 19. Yüzyıl Fransa'sında geçen klasik romanından uyarlandı. Romana da sadık kalındığı için içeriğini romana bağlayarak 'biçim'e geçmek gerekir.

Tiyatro eseri dünyada büyük ilgi gören Sefiller, 42 ülkede, 21 dilde, 60 milyon kişi tarafından izlenmiş. 27 senedir sahnelenen Sefiller'in sinema uyarlamasının da büyük ilgi görmesi bekleniyor.

Ülkemizde bu ilginin çok üst düzeyde olacağını zannetmiyorum. 52 kopya ile vizyna girecek olan film, 100 bin sınırına varır mı, bilemem.

Sefiller, asıl kazancı ülkesinde yapıyor. 61 milyon dolarlık bütçesi olan yapımın gişedeki hasılatı 100 milyon doları geçmiş (ABD'de gişe verileri bilet adedi değil, hasılata göre değerlendiriliyor). Dolayısıyla ABD dışındaki gösterimlerin bir kısmı (Türkiye gibi yerler), ortak olunan dağıtımcı firmanın plan-programına göre düşük seviyede tutuluyor.

"The King's Speech" (Zoraki Kral)'ın Oscar ödüllü İngiliz yönetmen Tom Hooper'ın yönetmenliğindeki filmde Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway ve Eddie Redmayne baş rolleri paylaşıyor. Oscar alan Hathaway'in oyunculuğu da hiç fena değil. Ancak Oscar'ı ne kadar hak ettiği tartışılır.

Üslubuna gelince...

Müzikal, sefiller gibi bir romanın uyarlanması için doğru tercih olabilirdi. Çünkü doğrudan kurmaca şekilde uyarlamak, 'romana sadık kalamama' ve 'uyarlama olduğunu hissettirme' gibi dezavantajlar taşıyor.

Ancak müzikal yapıp, bunu bütüne yaymak yanlış seçim olmuş. Filmdeki bütün sözler şarkı şeklinde dile getiriliyor. Haliyle de bir yerden sonra müziğin vurucu unsuru sıradan bir hal alıyor.

Bir kısım konuşma ve çok kısım müzikale gelme gibi bir seçenek (misal; Chicago) daha mantıklı ve çekici olabilirdi. Tercih edilen yöntem, beyaz perdeye çıkan eserin 'sinema' özelliğini eksiltmiş.

Bir sanat dalı olan müzik, en genç sanat dalı sinemanın sanat niteliğinin önüne geçmiş de diyebiliriz...

Uyarlama hususunda farklı yaklaşımların en güzellerinden birisi, yine geçtiğimiz sene üretilen ve Oscar'da hakkı yenen 'Anna Karenina' idi. Film, dekor-mekan kullanımında farklılık uygulayarak tarzını ortaya koydu. (Filmle ilgili değerlendirme bu linkte: http://www.haber7.com/abdulhamit-guler/haber/971250-anna-karenina-ve-pinin-yasami )

'Sefiller' ile 'Anna Karenina' bu bakımdan mukayese edilebilir. Tercihlerin ortaya çıkardığı hissiyat, her şeyi anlatmaya yeter.

Abdulhamit Güler - Haber7

abdulhamitguler@gmail.com

twitter: @_hayirlisi_

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat