Kadın Erkeğin Takdir Ettiği Kadar Özgürdür “!”

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte her şey, her kavram ışık hızıyla değişir.

  • GİRİŞ08.12.2016 07:21
  • GÜNCELLEME09.12.2016 07:05

Eskiye, Osmanlı’ya dair her ne var ise sadece “eski” olduğu için lanetlenir hedef tahtasına konur. Gerilemenin en büyük sebebi olarak görülür. Kadın mevzusundaki dejenerasyon ilk yapılan faaliyettir. Bu konuda her zaman olduğu gibi, halkı bu duruma alıştırmak için ilk adımı medya atar. 6 Şubat 1929'da Cumhuriyet Gazetesi'nde; “Bizim kadınlarımızda diğer Avrupalı kadınlar kadar güzeldir” sloganı atıldı önce.

            Evet, Türk kadınını kurtarmak için önce açmalı idi. Haremi yıkmalı idi. Kadını tüm mahremiyeti ile erkek dünyasının beğenisine sunmalı idi. İlk yapılan işlerden biri İstanbul tramvayları ile vapurlarındaki ayrı ayrı oturan erkeklerle kadınlar arasındaki perdelerin kaldırılması olmuştur.

Bugünleri gören ve gelişmeleri kayda geçiren Falih Rıfkı Atay kitabında şöyle demektedir; “Gariptir ki ulaşım araçlarındaki perdelerin kaldırıldığı günlerde pek aydın ve ileri bir İstanbul hanımı ile, Halide Edip hanım’la konuşuyordum. Hanım, Ankara aleyhindeki cepheye katılmıştı. Bana;

            “Hem efendim bizim peçelerimize, perdelerimize ne karışıyorsunuz” demişti.

            Pek talihsiz bir adamdı. Mustafa Kemal! Fikirlerini en çok anlayabilecek olanların, rüyalarında görmedikleri ve ilk gençliklerinden beri özledikleri ıslahat tedbirlerini tatbik ettiği zaman, onların mırıldandıklarını görmüştür.

            Dikta perde idi dikta peçe idi. Kara kuvvetin ve taassubun diktası altında şark köleliği ömrü sürenler, kendilerini bu diktadan kurtaran inkılapçıya;

            “Ben senden hürriyet istedim mi?” demek istiyorlardı.

Falih Rıfkı, kendini tam olarak cumhuriyetin sahibi olarak gördüğü için kendi gibi düşünmeyen sessiz çoğunluğu koyun gibi gören ve ötekileştiren tipik kısır zihniyetin temsilcisiymiş gibi bir yorum yapmış ve Halide Edip Hanım’ın bu sert çıkışını “bu yobazlara iyilik yaraşmaz” mukabilinde anlamıştır. Evet, ne yazık ki bu zihniyet hiç değişmedi. tam 90 senedir hiç değişmedi. Onlara göre bu ülkede yaşayanlar ya çağdaş, Kemalist, Atatürkçü, baleci, operacı ve ülkenin tek gerçek sahibi ya da yobaz, iyilikten anlamayan, boğazına kadar cehalete batmış zavallı sakallı, çarşaflı, peçeli mahluklar…

Cumhuriyet sisteminin mihenk noktalarında kendisine ciddi yer eden ekol ve hatta üstad (!) olan Yaşar Nabi denen biri ise Falih Rıfkı’dan daha açık sözlü davranır ve gönlündeki hayalindeki kadın figürü, kadın olgusu ile bizim zavallı ve hür olmayan kadınımız arasındaki farkı yazdığı bir kitapta aynen şöyle anlatır;

“Avrupa kadını artık bikinisi ile plajlarda değil, en kalabalık caddelerde dolaşıyor. Denize girdiği mayosu ile sokaklarda dolaşmaktan çekinmeyen çağdaş ve medeni Avrupa kadını, bu yaz bizim harap sokaklarımızda burunlarının ucuna kadar örtünmüş çarşaflı kadınlarımızla karşı karşıya geldiler ve birbirlerini hayretler içinde süzdüler. Batı uygarlığını benimsemiş devletlerarasında, Avrupa Birliğini meydana getirecek topluluk içinde böylesi aykırı bir durumun ne zamana kadar sürüp gidebileceğini tahmin edebiliyor muyuz?  Türk kadınının böylesine dışarıya kapalı giyinmesini savunanların milliyet konusunda ellerinde tuttukları en önemli silah gelenektir. Gelenek dediler mi akan suların duracağını sanırlar. Onlara göre ise gelenek çarşaf demektir. Arap harfi demektir”

Ne yazık ki bugünde gencecik kızlarımız geçmiş senelerde cumhuriyet kadınını oluşturmak için nesilleri ve kızları mahveden bu katil zihniyetin oyuncağı olmakta hiç gecikmiyor ve çekinmiyor. Sosyal medyada, sanal ortamda gençlerin “POPİ” dediği aranılan ve arzulanan kız olmak için her şeylerinden vazgeçeceklermiş gibi duruyorlar. Ancak kendilerini bu yolun tek yolcusu gibi gören bu zavallı kızlar aldanıyorsunuz.. Çünkü; siz ilk değilsiniz bu alemde…. Kimler geldi ve kimler geçti. Durun sayalım da bilin sizden önceki popileri;  Banu Alkan, Ahu Tuğba, Matild Manukyan, Serpil Çakmaklı, Dansöz Asena, Sibel Can, Pampa Hilal Cebeci ve daha niceleri. Ama bunlar değil bizim size örnek alın diyeceğimiz şaheser isimler. Bunların yanında bir de hanımefendilğin insanlığın heykel çapında timsalini oluşturanlar var. İşte asıl onlardır bizim kızlarımıza örnek olabilecekler; Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Fatıma, Hz. Meryem, Hz. Hacer, Hz. Hanne validelerimiz, Nene Hatun, Kara Fatma, Çeçenistan’daki Kara Dullar Ordusunun her bir ferdi, Filistin’de İsrail askerine diklenen asil Müslüman kadın ve daha niceleri… ANLATABİLİYOR MUYUM?

Cumhuriyetin ilk yıllarında özlenen kadın figürü

1935 senesi kadın milletvekilleri

1970’li yılların gençliğe sunduğu sapkın hayat şekli gazetelerde özenilecek bir hayat gibi gösteriliyordu.

doksanlı yılların sonunda sistemin dayattığı kadın modeline dönemin rahmetli Erbakan Hoca’nın başkanlığındaki oca’nınmuhalefet partisi olan Refah Partisi tarafından alternatif bir kadın modeli gösterilen ve meclisten Laikler tarafından çıkartılan milletvekili Merve Kavakçı

 

Cumhuriyetin doksanıncı yılında gelinen nokta

Gezi olaylarındaki direnişçi kızın sembolü olan ve kendini “Mustafa Kemal’in Askeri” olarak lanse eden “kırmızılı kız” şimdilerde PKK’ya katıldı ve Apo’nun askeri oldu. Çok ilginç bir İroni…

Sözün bittiği yer…

 

 

Yorumlar4

  • Metin çakır 7 yıl önce Şikayet Et
    Gene kemalistleri kızdırdıniz dayin hocam
    Cevapla
  • Ahmet 7 yıl önce Şikayet Et
    Dilinize sağlık hocam
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ahmet Usta 7 yıl önce Şikayet Et
    Sadece söz bitseydi Ahmet Bey.Kadın bitti aile bitti.Aile bitti toplumun hali ortada.Maya malesef tuttu.Yeni maya için ne bir dert var ne bir gayret en acısı bu galiba.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • cenk 7 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkür ederiz hocam yerinde tespitleriniz icin...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat